ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:2008/47(Siyasi Parti Mali Denetimi)
Karar Sayısı:2015/20
Karar Tarihi:1.7.2015
R.G. Tarih-Sayı:16.10.2015-29504
I- MALİ DENETİMİN
KONUSU
Güçlü Türkiye Partisi
2007 yılı kesin hesabının incelenmesidir.
Güçlü Türkiye Partisi,
21.12.2013 tarihli 3. olağan genel kongresinde fesih kararı almıştır.
II- İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Haşim
KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Mustafa
YILDIRIM, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve
Zehra Ayla PERKTAŞ’ın katılımlarıyla 16.7.2009 tarihinde yapılan ilk inceleme
toplantısında;
2. Güçlü Türkiye Partisinin 2007 yılı kesin hesabının
incelenmesi sonucunda;
1- 2007 yılı kesin
hesabının 2008 yılı Haziran ayı sonuna kadar Anayasa Mahkemesine verilmesi
gerekirken 18.8.2008 tarihinde verilmesi nedeniyle Parti kesin hesabını yasal
süresinde vermeyerek 2820 sayılı Yasa’nın 74. maddesi hükümlerine aykırı
hareket eden Parti sorumluları hakkında yasal işlem yapılabilmesi için Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına,
2- 2820 sayılı
Siyasi Partiler Kanunu’nun 73. ve 74. maddelerine göre düzenlenerek Anayasa
Mahkemesine verilmesi gereken,
a) 2007 yılı kesin
hesabının onaylı örneğinin;
b) Partinin 2007 yılı
kesin hesabının incelenerek karara bağlanıp onaylandığına dair, Parti Merkez
Karar ve Yönetim Kurulu Kararı’nın onaylı örneğinin;
c) Partinin 2007 yılında
varsa edindiği taşınmaz ve değeri yüz YTL.sını aşan taşınır malların, menkul
kıymetlerin ve her türlü hakların değerleri ile edinim tarihlerini ve
şekillerini belirten listenin, böyle bir edinim yoksa, olmadığına dair yazının,
d) Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarına göre 2007 yılında genel merkez dışında 27
il de örgütlendiği anlaşılan, ancak 2007 yılında il örgütlerinin gelir ve
giderinin olmadığı belirtilen Partinin; il örgütlerinin faaliyetlerine ilişkin
giderlerin nasıl ve ne şekilde karşılandığı ile genel merkez ve il örgütlerinin
faaliyet gösterdikleri yerler, bu yerlerin mülkiyetinin kimlere ait olduğu ve
hangi koşullarla yararlanıldığına ilişkin kanıtlayıcı belgeleri içeren yazının;
e) 2820 sayılı
Yasa’nın 8. maddesinde siyasi partilerin Genel Merkezlerinin Ankara’da
bulunması öngörüldüğü halde, Parti Genel Merkezi olarak bildirilen adrese
yapılan tebligatların adresin boş olması nedeniyle geri dönmesinin ve Partinin
parti mühürlü kesin hesap belgelerinde İstanbul adresi kullanılmasının
nedenlerini açıklayan yazının,
3. Anayasa Mahkemesine verilmesi için Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü’nün 16. maddesi uyarınca Partiye 30 gün süre verilmesine,
4. Gerekli bildirimin yapılması için karar örneğinin
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
5. Anayasa Mahkemesinin ilk inceleme sonucu verilen
kararı Parti adresinin boş olması sebebiyle Partiye tebliğ edilememiştir.
III- SONUÇ
Güçlü Türkiye Partisi 2007 yılı kesin hesabının
incelenmesi sonucunda;
1- 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 73. ve 74.
maddelerine göre hazırlanıp, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu tarafından
onaylanması gereken kesin hesabın ve Partinin 2007 yılında edindiği taşınmaz ve
değeri yüz milyon lirayı aşan taşınır malların, menkul kıymetlerin ve her türlü
hakların değerleriyle edinim tarihlerini ve şekillerini gösteren listenin
gönderilmemesi nedeniyle Parti hesabının denetimi gerçekleştirilemediğinden,
Partinin 2007 yılı hesabının 2820 sayılı Kanun uyarınca kabul edilmesinin
mümkün olmadığına,
2- Mahkemeye hesap verilebilir şekilde kayıt ve belge
düzeninin oluşturulmaması nedeniyle 2820 sayılı Kanun’un 111. maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca yasal işlem yapılması için Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT’ün karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
1.7.2015 tarihinde karar verildi.
|
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
|
Üye
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üye
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
KARŞIOY YAZISI
1. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 74. maddesinde,
siyasi partilerin genel başkanlarının, karara bağlanarak birleştirilmiş bulunan
kesin hesap ile parti merkez ve bağlı ilçeleri de kapsayan iller teşkilatının
kesin hesaplarının onaylı birer örneğini Haziran ayı sonuna kadar Anayasa Mahkemesine
vermeleri gerektiği öngörülmüştür. Aynı mahiyetteki bir hüküm 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 55.
maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer almaktadır.
2. Anayasa Mahkemesine gelen her türlü işler gibi siyasi
parti mali denetimleri de “ilk inceleme” ve “esas inceleme” aşamalarından
geçerek karara bağlanmaktadır. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 56. maddesinde düzenlenmiş olan siyasi
parti mali denetimlerinde ilk ve esas inceleme usulünde herhangi bir süre
öngörülmemiştir.
3. Mali denetimi yapılan Partinin inceleme yılına ait
hesaplarının ilk ve esas incelemeleri 1 Temmuz 2015 tarihinde tamamlanarak
karara bağlanmıştır. Bu durumda, denetimi yapılan Partinin geçmiş yıllara ait
mali denetimlerinin ilk ve esas incelemeleri karara bağlandığında, hesapların
Anayasa Mahkemesine sunulmasından itibaren beş yıl dolmuştur.
4. Anayasada öngörülen siyasi parti mali denetimi
kurumunun amaçlarına, genel hukuk ilkelerine ve korunmak istenen demokratik
değerlere bakıldığında, her hangi bir Devlet katkısı da almayan partilerin mali
denetimlerinin ait olduğu yıldan çok uzun zaman geçtikten sonra yapılmasının
hangi üstün hukuki yarara hizmet ettiğini anlamak güçtür. Bu nedenle, büyük
gecikmelerle yapılan bu tür mali denetimlerin karara bağlanması ve denetime
bağlı hukuki sonuçlar çıkarılması yerine, dosyanın işlemden kaldırılmasına
karar verilmesi gerekmektedir. Bu konudaki gerekçelerimiz kısmen daha önceki
mali denetimlere ilişkin karşı oy yazılarımızda da açıklanmıştır (S.P.M.D.,
E:2009/37, K:2014/86, 30.01.2015 tarihli ve 29252 sayılı Resmî Gazete; S.P.M.D.
E:2001/20, K:2009/48, 26.11.2009 tarihli Resmî Gazete).
5. Konunun hukuk devletinin temel unsurlarından olan
hukuk güvenliği ve adil yargılanma hakkına ilişkin boyutları bulunduğu kadar,
siyasi parti özgürlüğüne yapılmış bir temel hak ihlali de söz konusu
olabilecektir. Bunun nedenleri aşağıda açıklanmıştır.
6. Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin
temel bir öğesinin de hukuk güvenliği olduğu, Anayasa Mahkemesinin de birçok
kararında vurgulanmıştır.
7. Yasaların toplum hayatında hangi işlem veya eylemleri
yaptırıma bağladığı, hangi eylemlerin suç veya kabahat oluşturdukları, kasıtlı
veya kusurlu olarak meydana gelen hukuka aykırılıkların hangi sonuçları
doğuracağı, bu konularda hangi işlemlerin kimler tarafından yapılacağı, kusurlu
eylemin ne zamana kadar soruşturulacağı ve kovuşturulacağı, yasalarda ve
Anayasa ile yasaların verdiği yetkiye dayanarak gerçekleştirilmiş alt
düzenlemelerde açıkça belirtilmiş olmalıdır. Aksi takdirde hukuki
öngörülebilirlikten ve hukuk güvenliğinden söz edilemez.
8. Siyasi Partilerin mali denetimi, Anayasa’da, 2820
sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nda, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’da ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nde
düzenlenmiştir. Mevzuatta, mali denetimin prosedürü hakkında ayrıntılı hükümler
yer almakla birlikte, sürelerle ilgili hükümler sadece 2820 sayılı Siyasi
Partiler Kanunu’nun belge saklama yükümlülüğüne ilişkin 69. ve 70. maddelerinde
yer almaktadır. Buna göre, siyasi partilerin gelir ve gider belgelerini saklama
yükümlülüğü, Anayasa Mahkemesinin ilk inceleme kararının ilgili siyasi partiye
bildirilme tarihinden itibaren beş yıldır. İptal ve itiraz davalarındakinin
aksine, mali denetimlerde ilk incelemenin hangi süre içinde yapılacağı
belirtilmemiştir.
Öte yandan, mevzuatta, siyasi partilerin hesaplarını,
hesap yılını takip eden Haziran ayının sonuna kadar Anayasa Mahkemesine
vermeleri öngörülmüş olmakla birlikte, denetimin hangi sürede karara
bağlanacağı hakkında da tabiatıyla bir hüküm bulunmamaktadır.
9. Hukuk güvenliğinin gereği olan öngörülebilirlik
ilkesi, kişilerin belirsiz sürelerle denetlenme ve muhtemel bir para cezasına
çarptırılma tehdidi altında tutulmalarına olanak vermez. Nitekim hukukumuzda
gerek vergi usul kanunu ile gerek ticaret kanunundaki hükümlerle, belge saklama
ve kamu alacağından sorumlu olma konusunda kişiler lehine çeşitli güvenceler
getirilmiştir ve birbirine benzer şekilde beş yıllık süreler öngörülmüştür.
Ancak, siyasi partilerin mevzuatta bu tür güvenceleri bulunmamaktadır, çünkü
ilk incelemenin yapılması ve esasın karara bağlanması tamamen ucu açık bir
prosedüre tabi tutulmuştur.
Hukuk güvenliğine aykırı olan ve 12 Eylül 1980 askeri
rejiminin ürünü olan yasadan kaynaklanan bu durumun mevzuat değişiklikleriyle
bu güne kadar düzeltilmemesi karşısında, Anayasa Mahkemesinin içtihat tesis
etme yoluyla siyasi parti mali denetimlerini hukuk devleti esaslarına uygun
hale getirmesi mümkündü ve bu nedenle beş yıl veya daha eski yıllara ait mali
denetimlerin işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirdi. Ancak bu yola
da gidilmediğinden, beş yıl ve daha fazla zaman geçmiş evrak üzerinden mali
denetim yapılmasına devam edilmektedir. Bu yöndeki uygulama, hukuk devleti
ilkesine aykırıdır.
10. Siyasi partiler, Anayasa’nın ve Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nin (AİHS) güvencesi altında olduğundan, şu hususların da
belirtilmesi yerinde olur:
Anayasa’nın 67. maddesinde seçme ve seçilme hakkı ile bir
siyasi parti içinde faaliyette bulunma hakkı, 68. maddesinde siyasi parti kurma
hakkı düzenlenmiş; yine 68. maddede siyasi partilerin demokratik siyasi hayatın
vazgeçilmez unsurları oldukları belirtilmiştir. AİHS’nin örgütlenme özgürlüğüne
ilişkin 11. maddesi de siyasi parti faaliyetlerini güvence altına almaktadır.
11. Zaman sınırlamasına ve yasa ile belirlenmiş sürelere
tabi olmayan bir şekilde mali denetim yapılması ve bunun sonucunda, geçmiş
yıllara ait harcama belgelerinin usulüne uygun olarak sunulamadığı
gerekçesiyle, yine üst sınırı da olmaksızın, belirsiz miktarlarda para cezası
(Hazineye irat kaydı) kesilebilmesi, denetim yılına ait bulgulardan hareketle
çeşitli suç duyurularında bulunulması, siyasi faaliyet ve siyasi parti
özgürlüğüne yapılmış bir müdahaledir.
12. Siyasi Parti özgürlüğüne yapılan müdahalenin,
Anayasa’nın 13. maddesinde belirtildiği şekilde, yasa ile yapılması, demokratik
bir toplumda zorunlu olması ve ölçülülük ilkesine aykırı olmaması
gerekmektedir.
Mali denetim, siyasi parti faaliyetlerine yapılmış bir
müdahale olmakla birlikte, demokratik bir toplumda zorunlu olduğu açıktır.
Ancak, siyasi parti mali denetimlerinin ucu açık, yani yasa ile belli sürelere
bağlanmamış bir uygulama kapsamında gerçekleştirildiği, bu konuda yeterli yasal
çerçeve bulunmadığı, kıyas yoluyla uygulanabilecek mevzuat hükümlerinin de
Anayasa Mahkemesince resen uygulanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda siyasi
parti faaliyetlerine yapılmış müdahalenin, demokratik bir toplumda zorunlu olsa
bile, “yasa ile düzenlenme” koşuluna uyduğu söylenemez.
Bu nedenle beş yıldan sonra yapılan denetimlerin, buna
bağlı suç duyurularının ve irat kaydı kararlarının, hukuk devleti ilkesine
aykırı olduğu kadar, Anayasa’nın 68. maddesinin, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nin (AİHS) 11. maddesinin de ihlalini oluşturduğunda şüphe
bulunmamaktadır.
13. Anayasa Mahkemesinin yaptığı mali denetim, dosya
üzerinden yapılan, temyiz ve itirazı kabil olmayan bir yargılamadır. Yargılanan
tüzel kişi sıfatıyla, denetlenen partinin, Anayasa’nın 36. ve AİHS’nin 6.
maddelerinde yer alan adil yargılanma hakkından yararlanması gerekeceği
tartışmasızdır.
14. Anayasa’nın 36. ve AİHS’nin 6. maddesinde güvence
altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında, makul sürede yargılanma da
bulunmaktadır. Her türlü ölçüte göre, dosya üzerinden ve tek dereceli olarak
yapılan mali denetimlerin beş yıl veya daha uzun sürelerde karara bağlanmasının
makul ve haklı bir nedeni olamayacağından, adil yargılanma hakkının da bir
ihlalini oluşturduğu açıktır.
Bu nedenlerle, denetlenen Parti hakkındaki çoğunluk
kararına katılmıyorum.
|
|
|
|
|
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|