ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:2012/2 (Değişik
İşler)
Karar Sayısı:2012/3
Karar Günü:17.5.2012
R.G.
Tarih-Sayı:14.07.2012-28353
DAVACI : Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı
DAVALI : Büyük
Anavatan Partisi
DAVANIN KONUSU : Büyük
Anavatan Partisi'nin kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki
varlığının sona erdiğinin tespiti istemidir.
I- İDDİANAME
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.2.2012 günlü,
C.02.0.CBS.0.01.02.03/2 sayılı iddianamesi şöyledir.
“A) DAVANIN KONUSU
Davalı siyasi parti 16/11/2009 tarihinde 30 kurucu üye ile
kurularak tüzel kişilik kazanmıştır.
Parti tüzel kişilik kazanmasından başlayarak iki yıl içinde ilk
büyük kongresini toplamamış ve zorunlu organlarını oluşturmamıştır.
B) DAVA İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER
Davayla ilgili olarak anayasa ve diğer yasalarda yer alan
hükümler şu şekildedir:
a) 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
Madde 68/3:
“Siyasi Partiler önceden izin almadan kurulurlar ve anayasa ve kanun hükümleri
içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.”
Madde 69/4: “Siyasi
partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine
Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.
Madde 69/son:
“Siyasi Partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları yâda
Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasi
partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar
çerçevesinde kanunla düzenlenir.”
b) 2820 Sayılı Siyasi Partiler Yasası
Madde 3: “Siyasi
partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; milletvekili ve mahalli idareler
seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda
çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak
demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet
seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere
teşkilatlanan tüzelkişiliğe sahip kuruluşlardır.”
Madde 5/2:
“Siyasi Partiler, Anayasa ve kanunlar çerçevesinde, önceden izin almaksızın
serbestçe kurulurlar.”
Madde 8/3:
“Siyasi partiler, bildiri ve belgelerin, İçişleri Bakanlığına verilmesiyle
tüzel kişilik kazanırlar.”
Madde 14/6:
“Büyük kongre parti tüzüğünün göstereceği süreler içerisinde toplanır. Bu süre
iki yıldan az üç yıldan fazla olamaz.”
Madde 14/7:
“...Parti kurucuları ilk büyük kongreyi, partinin tüzelkişilik kazanmasından
başlayarak iki yıl içinde toplamak zorundadırlar.”
Madde 121:
“Türk Kanunu Medenisi ile Dernekler Kanununun ve dernekler hakkında uygulanan
diğer kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümleri, siyasi partiler hakkında
da uygulanır.”
c) 4721 Sayılı Türk Medeni Yasası
Madde 87:
“Dernekler, aşağıda hallerde kendiliğinden sona erer:
l.
Amacın gerçekleşmesi, gerçekleşmesinin olanaksızın hale gelmesi veya sürenin
sona ermesi:”
2. İlk
genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu
organların oluşturulmamış olması,
3. Borç ödemede
acze düşmüş olması,
4. Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız
hale gelmesi,
5. Olağan
genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması.
Her ilgili, sulh hâkiminden, derneğin kendiliğinden sonra
erdiğinin tespitini isteyebilir.”
d) 5253 Sayılı Dernekler Yasası
Madde 36:
“....Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun
hükümleri uygulanır.”
C) DEĞERLENDİRME
2820 Sayılı Siyasi Partiler Yasasının 14/7. Maddesi uyarınca
“Parti kurucuları ilk büyük kongreyi, partinin tüzel kişilik kazanmasından
başlayarak iki yıl içinde toplamak zorundadırlar.”
Davalı parti tüzüğünde ilk büyük kongrenin toplanma zamanı 2 yıl
olarak belirtilmiştir.
820 sayılı Yasanın 121. Maddesinin atfı nedeni ile, derneklerin
sona erme hallerini düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 87.
Maddesinin 2. Bendi uyarınca “İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen
sürede yapılmamış ve zorunlu organların oluşturulmamış olması” kendiliğinden
sona erme hallerinden biridir.
Davalı parti tüzel kişilik kazandığı 11/06/2009 tarihinden bu
yana iki yılı aşkın bir süre geçtiği halde ilk büyük kongresini yapmamış ve
zorunlu organlarını oluşturmamıştır.
KANITLAR
a) Parti kuruluş belgeleri.
b) Parti tüzüğü.
c) Siyasi Parti sicil özeti.
D) SONUÇ ve İSTEM
Davalı Büyük Anavatan Partisi 2820 sayılı Siyasi Partiler
Yasasının 14/7. Fıkrasının son cümlesi ve 121. maddesi, Dernekler Yasasının 36.
Maddesi aracılığıyla Türk Medeni Yasası'nın 87. Maddesinin 2. Bendi uyarınca
süresinde ilk büyük kongresini yapmaması ve zorunlu organlarını oluşturmaması
nedeni ile kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının
sona erdiğinin tespitine karar verilmesini iddia ve talep olunur.”
II- İNCELEME
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesi, konuya
ilişkin rapor, ilgili Anayasa ve yasa kuralları ile diğer belgeler okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Parti'nin tüzel
kişilik kazandığı 16.11.2009 tarihinden itibaren iki yıl içinde 2820 sayılı
Siyasî Partiler Yasası'nın 14. maddesinin yedinci fıkrasının son cümlesindeki “Parti
kurucuları ilk büyük kongreyi, partinin tüzel kişilik kazanmasından başlayarak
iki yıl içinde toplamak zorundadır.” hükmüne aykırı olarak toplanmadığı
belirtilerek Büyük Anavatan Partisi'nin 2820 sayılı Siyasî Partiler Yasası'nın
14. maddesinin yedinci fıkrasının son cümlesi ve 121. maddesi, Dernekler
Yasası'nın 36. maddesi aracılığıyla Türk Medeni Yasası'nın 87. maddesinin 2 nci
bendi uyarınca süresinde ilk büyük kongresini yapmaması ve zorunlu organlarını
oluşturmaması nedeni ile kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak
hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi istenilmiştir.
Büyük Anavatan Partisi Genel Başkanlığı'nın adresi olarak
gösterilen Menderes Mahallesi 808. sokak No:2/5 Yenikent/Ankara adresindeki
evin parti ile ilişkisi bulunmayan kişiye ait olması nedeniyle Anayasa
Mahkemesi'nin 22.2.2012 günlü, E.2012/2 (Değişik İşler) sayılı kararı ile
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.2.2012 günlü ve C.02.0.CBS.0.01.02.03/2
sayılı iddianamesinin bir örneği tebliğ edilememiş, ancak Parti'nin kuruluş
bildiri ve eklerini İçişleri Bakanlığı'na veren kurucularından Emanullah GÜNDÜZ'ün
İstanbul'daki adresine bizzat 13.3.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına
rağmen, 17.5.2012 tarihine kadar herhangi bir cevap verilmediği görülmüştür.
2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun 14. maddesinin
birinci fıkrasında siyasi partilerin en yüksek organının büyük kongre olduğu,
yedinci fıkrasının üçüncü cümlesinde Parti kurucularının ilk büyük kongreyi
partinin tüzelkişilik kazanmasından başlayarak iki yıl içinde toplamak zorunda
oldukları, 104. maddesinin birinci fıkrasında, bir siyasi partinin bu Kanun'un
101. maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların siyasi
partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o
parti aleyhine Anayasa Mahkemesi'ne, Cumhuriyet Başsavcılığı'nca re'sen yazı
ile başvurulacağı, 104. maddesinin ikinci fıkrasında Anayasa Mahkemesi'nin, söz
konusu hükümlere aykırılık görmesi durumunda bu aykırılığın giderilmesi için
ilgili siyasi parti hakkında ihtar kararı vereceği belirtilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca ilk büyük kongresini
süresinde yapmaması ve zorunlu organlarını oluşturmaması nedeni ile
kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona
erdiğinin tespitine karar verilmesi istenilmiş ise de, 2820 sayılı Siyasî
Partiler Kanunu'nun 104. maddesindeki kural işletilmeden doğrudan dağılma
halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine ilişkin
talep yerinde görülmediğinden istemin reddine karar verilmesi gerekir.
Serruh KALELİ ile Erdal TERCAN bu görüşe
katılmamışlardır.
III- SONUÇ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Büyük Anavatan
Partisi'nin, kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki
varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi istemine ilişkin 10.02.2012
günlü, C.02.0.CBS.0.01.02.03/2 sayılı İddianamesi ve ekleri, konuya ilişkin
rapor, ilgili Anayasa ve yasa kuralları incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü
22.4.1983 günlü, 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun
104. maddesine göre işlem yapılmadan doğrudan talep edilen Büyük Anavatan
Partisi'nin dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona
erdiğinin tespiti isteminin REDDİNE, Serruh KALELİ ile Erdal TERCAN'ın
karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 17.5.2012 gününde karar verildi.
|
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Serruh
KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
Üye
Burhan
ÜSTÜN
|
Üye
Engin
YILDIRIM
|
Üye
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|
Üye
Erdal
TERCAN
|
|
Üye
Muammer
TOPAL
|
Üye
Zühtü
ARSLAN
|
KARŞIOY
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 10.02.2012 tarihli
iddianamesi ile, 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 14. maddesinin yedinci
fıkrası uyarınca 16.11.2009 tarihinde tüzel kişilik kazanmasından başlayarak
iki yıl içinde “ilk büyük kongresini yapmayan ve zorunlu organlarını
oluşturmayan” Büyük Anavatan Partisi'nin 2820 sayılı Yasa'nın 121. maddesi atfı
nedeniyle derneklerin sona erme hallerini düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni
Kanunu'nun 87. maddesi 2. bendi uyarınca kendiliğinden dağılma halinin ve buna
bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesini talep
etmiştir.
Mahkemece, siyasi partinin gösterilen adresine çıkarılan
tebligat adresin partiye ait olmadığı, adresteki kişinin de parti ile ilişkisi
olmadığı nedenleri ile yapılamamıştır. Siyasi Partiler Yasası'nın 8. maddesine
göre siyasi partinin genel merkezinin Ankara'da bulunması gereğine rağmen,
Ankara'da bir adresi bulunamayan partinin bir kurucu üyesine İstanbul adresinde
iddianame tebliğ edilmiş ise de verilen 30 günlük sürede de hiçbir cevap
verilmediği görülmüştür.
Siyasi partiler, milli iradenin oluşmasını sağlamak için
demokratik bir düzen içinde teşkilatlanmak ve belirtilen esaslara uygun
çalışmak ve Anayasa'nın 68. maddesi kapsamında siyasi hayatın vazgeçilmez
unsuru olarak Anayasa'ya, kanununa ve hukuk devleti ilkelerine uygun hareket
etmek zorunda olan tüzel kişiliklerdir.
Siyasi partiler kuruluşlarını takiben teşkilatını
kuracak, amacı ile özdeşleşmiş görevlerini yerine getirecek, temsilcilerini,
organlarını seçecek, mali ve idari sorumluluklarını yerine getirecektir. Bu
görevlerinden hiç birini yerine getirmeyen davalı parti hakkında açılan davanın
iddianamesi bile gösterilen adresin gerçek dışı olması nedeniyle bu adreste
tebliğ edilememiştir.
Parti büyük kongresini yapmamış organlarını
oluşturmamıştır. Türk siyasi hayatında sorumluluk hukukuna aykırı ve yasal
yükümlülüklerine uymayarak yer alan bir siyasi partiyi, tespit edilen
aykırılıklara rağmen kuruluş amacına uygun hareket ettiği kabulü ile yasaların
emredici kuralları karşısında korumak mümkün değildir.
Mahkememiz gerekçeli kararında, 2820 sayılı Siyasi
Partiler Yasası'nın 104. maddesinin ikinci fıkrasına göre, bir siyasi partinin
emredici kurallara aykırı davranması halinde Cumhuriyet Başsavcılığının Anayasa
Mahkemesine başvurup partiye ihtar kararı verilmesini istemesi gerekirken bu
kuralı işletmeden hukuki varlığının sona erdiğinin tespitini istemesini yerinde
görmemiş ve istemin reddine oy çokluğu ile karar vermiştir.
Bu gerekçeye göre, partiye önce ihtar çekilecek ve sonra
gerekirse talep gibi karar verilebilecektir.
2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 104. maddesinin
ikinci fıkrası sorunludur. Böyle bir ihtar kuralının işletilmesinin hukuki bir
yararı yoktur. Fıkranın geri kalan bölümü yani ihtar çekilip altı ay içinde
görülen ve uygun şekilde yerine getirilmesi istenen eksikliklerin giderilmemesi
halinde ne yapılacağına ilişkin ikinci fıkranın 2. cümlesi Anayasa Mahkemesinin
2008 tarihli E.2008/5, K.2009/81 sayılı kararı ile Anayasa'ya aykırı bulunup
İPTAL edilmiştir. Siyasi partiye verilecek ihtar gereği yerine getirilmese de
emredici kurallara aykırı davranış yaptırımsız, sonuçsuz kalabilecektir.
Bu halde partiye ihtar vermek koşulunu gerçekleştirmek ya
da işletmek yaptırımı olmayan hukuksuz bir duruma icabet etmeyi zorunlu kılarken,
normun konusunda bir amaç bir gaye olmamasının düşünülemeyeceği pozitif hukuk
gerçeğidir. Ayrıca partinin yerine getirmediği husus zaman ile ölçülü ve
sınırlandırılmış olmazsa olmaz bir yükümlülüktür. Partice yapılmayan şey-KESİN
bir netlik içinde SÜREYE bağlı ilk büyük kongresini yapmak ve zorunlu organları
oluşturmak görevinin gerçekleştirilmemiş olması olup bu eylemsizlik halinin
tespiti yaptırıma bağlanmıştır. Aksi taktirde siyasi partiler yönünden tüzük ve
programları doğrultusunda ülke çapında faaliyet göstererek kendisinden beklenen
demokratik düzene siyasal katkı, içi boş, denetimsiz yaptırımsız amaçsız bir
kavram olarak kalacak ve 2820 sayılı Yasa'nın 14/7 maddesinde bu eylemsel
zorunluluk hiçbir pozitif anlam içermeyecektir.
Mahkeme gerekçesinde bahse konu 2820 sayılı Yasa'nın 104.
maddesinin öngördüğü kullanılmış olması gerektiği ileri sürülen ihtar
müessesesi, Anayasa Mahkemesince iptal edilmeden önceki 104. maddenin ikinci
fıkrasının 2. cümlesinde var olan, bir siyasi partiye devletçe verilecek
yardımdan yoksun bırakmadan önce bu yolun işlerliği için öngörülmüş,
benimsenmiş bir araçtır. İhtara mahkemece yüklenen anlam ve kapsama katılma
olanağı yoktur.
Anılan nedenler ile çoğunluk görüşüne katılınmamıştır.
|
|
|
|
|
Başkanvekili
Serruh KALELİ
|
KARŞI GÖRÜŞ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 10.02.2012 günlü,
C.02.0.CBS.0.01.02.03/2 sayılı iddianamesiyle, Büyük Anavatan Partisi'nin,
16.11.2009 tarihinde 30 kurucu üye ile kurularak tüzel kişilik kazandığını,
Partinin tüzel kişilik kazanmasından sonra iki yıl içinde ilk büyük kongresini
toplamadığını ve zorunlu organlarını oluşturmadığını, 2820 sayılı Siyasi
Partiler Kanunu'nun 14. maddesinin yedinci fıkrasının son cümlesi ve 121.
maddesi, Dernekler Kanunu'nun 36. maddesi aracılığıyla Türk Medeni Kanunu'nun
87. maddesinin 2. Bendi uyarınca süresinde ilk büyük kongresini yapmaması ve
zorunlu organlarını oluşturmaması nedeni ile kendiliğinden dağılma halinin ve
buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesini
iddia ve talep etmiştir.
Büyük Anavatan Partisi Genel Başkanlığı'nın adresi olarak
gösterilen adres, parti ile ilişkisi bulunmayan kişiye ait olması nedeniyle
Anayasa Mahkemesi'nin 22.02.2012 günlü, E.2012/2 (Değişik İşler) sayılı kararı
ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10.02.2012 günlü ve
C.02.0.CBS.0.01.02.03/2 sayılı iddianamesinin bir örneği tebliğ edilememiş,
ancak Partinin kurucularından Emanullah Gündüz'e İstanbul'daki adresinde
13.03.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen, 17.05.2012 tarihine kadar
herhangi bir cevap da verilmemiştir.
Mahkememiz çoğunluğunca, 2820 sayılı Siyasî
Partiler Kanunu'nun 104. maddesinin birinci fıkrasında, bir siyasi partinin bu
Kanun'un 101. maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların
siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması
sebebiyle o parti aleyhine Anayasa Mahkemesi'ne, Cumhuriyet Başsavcılığı'nca re'sen
yazı ile başvurulacağı, 104. maddesinin ikinci fıkrasında Anayasa
Mahkemesi'nin, söz konusu hükümlere aykırılık görmesi durumunda bu aykırılığın
giderilmesi için ilgili siyasi parti hakkında ihtar kararı vereceğinin
belirtildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 104. maddedeki kural
işletilmeden, partinin doğrudan dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki
varlığının sona erdiğinin tespitine ilişkin talebi yerinde görülmemiş, reddine
karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 14. maddesinin yedinci
fıkrasının son cümlesine göre, “Parti kurucuları ilk büyük kongreyi,
partinin tüzelkişilik kazanmasından başlayarak iki yıl içinde toplamak
zorundadırlar”; 121.
maddesinin ilk fıkrasına göre; “Türk Kanunu Medenisi ile
Dernekler Kanununun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların bu kanuna
aykırı olmayan hükümleri, siyasi partiler hakkında da uygulanır.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 87. maddesinin birinci fıkrasına
göre: “Dernekler, aşağıda hallerde kendiliğinden sona erer: “...
2. İIk
genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu
organların oluşturulmamış olması,...”.
5253 sayılı Dernekler Kanunu m. 36 gereğince de, “....Bu
Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun hükümleri
uygulanır.”
Görüldüğü gibi, Siyasi Partiler Kanunu m. 14,VII'de
siyasi partilerin ilk büyük kongresini, partinin tüzelkişilik kazanmasından
başlayarak iki yıl içinde toplamak zorunda olduğu kabul edilmiştir. Acaba
siyasi partiler bu hükme aykırı davranıp, süresi içinde ilk büyük kongreyi
toplamazlarsa bunun sonucu nedir, ne şekilde hareket edilmelidir, yaptırımı var
mıdır, varsa nerede düzenlenmiştir'
Mahkememiz çoğunluğuna göre, bu durumda da Siyasi
Partiler Kanunu m. 104 uygulama alanı bulmalıdır. Buna göre, bir siyasi
partinin bu Kanunun 101. maddesi dışında kalan emredici hükümleriyle diğer
kanunların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde
bulunması sebebiyle, bu kapsamda iki yıl içinde ilk büyük kongresini toplamaz
ve zorunlu organlarını oluşturmazsa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, o parti
aleyhine Anayasa Mahkemesine başvurur; Mahkeme, iddia edildiği şekilde, iki yıl
içinde, ilk büyük kongrenin toplanmadığını ve zorunlu organların
oluşturulmadığını tespit ederse, ilgili siyasi parti hakkında ihtar kararı
verir.
Bu şekilde, Anayasa Mahkemesince, bir partiye ihtar
kararı verilmesi, belki başlı başına bir yaptırım olarak görülebilir. Ancak,
parti ihtar kararına rağmen verilen süre içinde ilk büyük kongresini toplamazsa
ve zorunlu organlarını oluşturmazsa, bu takdirde, ne şekilde hareket edileceği
Siyasi Partiler Kanunu m. 104'de düzenlenmiş değildir. Böyle bir durumda ihtar
sonuçsuz; partinin ilk büyük kongreyi süresi içinde toplamaması ve zorunlu
organlarını oluşturmaması yaptırımsız kalacaktır. Belki ihtar kararından sonra
kongre toplanmaz, zorunlu organlar oluşturulamazsa, bu takdirde Medeni Kanun'un
87. maddesine yapılan atfın devreye girmesi ve Anayasa Mahkemesi'nin partinin
kendiliğinden sona erdiğine karar vermesi düşünülebilir. Ancak, böyle bir
durumda, siyasi partiye ihtar gönderileceğine ilişkin ilgili hükümlerde hiçbir
açıklık yoktur. Dernekler Kanunu ve Medeni Kanun'a yapılan atıf nedeniyle, iki
yıllık sürede ilk büyük kongre toplanmazsa ve zorunlu organlar oluşturulmazsa,
siyasi partinin kendiliğinden sona ermesi gerekmektedir.
Siyasi Partiler Kanunu'nun 104. maddesinin ikinci
fıkrasındaki ihtar, bilindiği gibi, daha önce hükümde yer alan devlet
yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakma yaptırımının uygulanabilmesi
için öngörülmüştü. Bu kısım, Anayasa Mahkemesinin 11.06.2009 tarih ve E.2008/5,
K.2009/81 sayılı kararı ile iptal edildiğinden, bu hüküm kendi içindeki
bütünlüğünü kaybetmiş, yaptırımsız hale gelmiştir.
Aslında, daha kuruluş aşamasında olan, ilk büyük
kongresini toplamamış olan, o nedenle de siyasi faaliyetlerine devam edip
edemeyeceği henüz belirsiz olan bir siyasi partiye 104. maddenin uygulanmasını
ve ihtar gönderilmesini kabul etmek, hem siyasi partinin içinde bulunduğu
aşamaya, bu maddenin niteliğine ve öngörülüş amacına, hem de kongre
toplanamazsa, siyasi partinin kendiliğinden sona ereceği yaptırımının
niteliğine uygun düşmemektedir. Siyasi Partiler Kanunu m 104'ün, kuruluş
aşamasını tamamlamış, ilk büyük kongresini yapmış, zorunlu organlarını
oluşturmuş, ancak diğer konulardaki, faaliyetlerindeki eksiklikler yahut
aykırılıklar için, örneğin Parti tüzüğündeki eksiklikler gibi, uygulama alanı
bulması, hükmün niteliğine ve öngörülüş amacına daha uygun düşmektedir.
Nitekim, m.104,I'de, 101. maddeye atıf yapılmakta, orada belirtilen emredici
hükümlerin dışında kalan diğer hallerden söz edilmektedir. Yoksa, Anayasa
Mahkemesinin iptal kararından sonra, 104. maddenin geri kalan kısmının, ilk
büyük kongresini toplayamamış, zorunlu organlarını oluşturamamış partiye de
lafzen uygulanabilir hale gelmesi nedeniyle, hükmün burada da uygulanmasını
savunmak, kanaatimce uygun değildir. Aksi takdirde, devlet yardımından mahrum
bırakılma yaptırımı iptal edilmeseydi, ilk büyük kongresini toplayamadığı için
kendiliğinden sona eren bir partinin, devlet yardımından yoksun bırakılması
gibi anlamsız bir sonuç ortaya çıkardı.
Siyasi Partiler Kanunu m. 14,VII'de ilk büyük kongrenin
siyasi partinin tüzel kişilik kazanmasından itibaren iki yıl içinde toplanması
zorunluluğu düzenlenmiştir. Bu zorunluluğa uymamanın yaptırımı, söz konusu
hükümde yahut genel olarak Siyasi Partiler Kanunu'nda bilinçli olarak açıkça
düzenlenmemiş, bu konuda Medeni Kanun'a ve Dernekler Kanunu'na atıf
yapılmıştır. Anayasa m. 68,II'ye göre siyasi partiler demokratik siyasi hayatın
vazgeçilmez unsurlarıdır, bu açıdan büyük bir öneme sahiptirler. Siyasi
partilerin demokrasi için sahip olduğu önemin bir gereği olarak, bir partinin
ilk büyük kongreyi iki yıl içinde toplayamaması ve zorunlu organlarını
oluşturamaması halinde, bunun sonuçlarının doğrudan Siyasi Partiler Kanunu'nda
açıkça düzenlenmesi isabetli olurdu. Ancak, bu konuda, yukarıda belirtildiği
şekilde, Medeni Kanun'a ve Dernekler Kanunu'na atıf yapıldığı için ayrıca
düzenleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda ayrıca ifade etmek gerekir ki, siyasi
partilerin demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları olması, demokrasi için
büyük bir öneme sahip olmaları, onların emredici kurallara uygun davranmaları
konusunda daha fazla hassasiyet göstermelerini gerektirir; yoksa öngörülen
kurallara aykırı davranma, kanunla tayin edilen kesin sürelere uymama
ayrıcalığı vermez.
Buna göre, bir siyasi partinin ilk büyük
kongresini Siyasi Partiler Kanunu m. 14,VII gereğince iki yıl içinde toplaması
ve zorunlu organlarını oluşturması gerekmektedir. Bu zorunluluğa uymaması
halinde aynı Kanun'un 121,I. maddesinin yaptığı atıf ile Medeni Kanun ve
Dernekler Kanunu'nun konuya ilişkin hükümleri siyasi parti hakkında da uygulama
alanı bulmalıdır. Medeni Kanun m 87,I'de derneklerin, ilk genel kurul
toplantısını kanunda öngörülen sürede yapmaması, zorunlu organlarını
oluşturmamış olması halinde kendiliğinden sona ereceği kabul edilmiştir.
Görüldüğü gibi, hükümde derneğin sona ermesi için ayrıca herhangi bir ihtara vs
gerek kalmaksızın, iki yıllık sürenin sona ermesiyle birlikte kanundan dolayı,
kendiliğinden sona ermesi kabul edilmiştir. Buna göre, iki
yıllık süre içinde ilk büyük kongresini toplayamayan ve zorunlu organlarını
oluşturamayan bir siyasi partinin de aynı şekilde, iki yıllık sürenin sonunda
kendiliğinden sona ermesi gereklidir.
Dava konusu Büyük Anavatan Partisi'nin,
16.11.2009 tarihinde kurulduğu ve tüzel kişilik kazandığı açıktır. Partinin
16.11.2011 tarihine kadar ilk büyük kongresini toplaması ve zorunlu organlarını
oluşturması gerekiyordu. 16.11.2011 tarihine kadar, ilk büyük kongre
toplanamadığından ve zorunlu organlar oluşturulamadığından, Büyük Anavatan
Partisi Medeni Kanun m. 87,I gereğince kendiliğinden sona ermiştir. Bu sonuç,
kanundan dolayı (ipso jure) ortaya çıktığından, bu tarihten sonra, ihtar
yapılması, ihtar üzerine partinin ilk büyük kongresini yapması ve zorunlu
organlarını oluşturması ile sona eren bir partiyi tekrar canlandırmak mümkün
değildir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, Büyük Anavatan Partisi'nin,
ilk büyük kongresini süresinde toplamaması ve zorunlu organlarını oluşturmaması
nedeni ile kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının
sona erdiğinin tespitine karar verilmesine yönelik Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığının talebi kabul edilip, siyasi partinin kendiliğinden sona
erdiğine karar vermek gerekirken; Siyasi Partiler Kanunu m. 104 gereğince işlem
yapılıp ihtar gönderilmediği gerekçesiyle talebin reddine ilişkin çoğunluk
görüşüne katılmak mümkün olmamıştır.