ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:2001/1 (Siyasî
Parti-İhtar)
Karar Sayısı:2001/1
Karar Günü:20.3.2001
R.G.
Tarih-Sayı:01.06.2001-24419
İHTAR
İSTEMİNDE BULUNAN : Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı
İHTAR
İSTEMİNİN KONUSU : "Komünist"
adıyla kurulmasının 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun 96. maddesine
aykırılık oluşturduğu ileri sürülerek bu aykırılığın giderilmesi için aynı
Yasa'nın 104. maddesi uyarınca Komünist Parti hakkında ihtar kararı verilmesi
istemidir.
I-
İHTAR İSTEMİNİN GEREKÇESİ
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 13.2.2001 günlü, SP.142 Muh. 2001/89 sayılı
başvurusu şöyledir:
"19.7.2000
tarihinde İçişleri Bakanlığına kuruluş bildirisi ve belgelerini vermek
suretiyle "Komünist Parti" adıyla bir siyasî parti kurularak tüzel
kişilik kazanmış ve kuruluş bildirisi ile belgelerin birer örneği 2820 sayılı
Yasa'nın 8. maddesi uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığımıza tevdi olunmuş, eksik
olduğu belirlenen belgelerin tamamlatılmasını takiben parti program ve tüzüğü
incelemeye alınmıştır.
Parti
program ve tüzüğünün, Anayasa'daki yasaklara aykırılık halinde partilerin
kapatılmasını düzenleyen 2820 sayılı Yasa'nın 101. maddesi (a) bendinde
belirtilen "sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür
diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlama" yasağına aykırılık
içermediği anlaşılmakla birlikte;
2820
sayılı Yasa'nın kullanılamayacak parti adları ve işaretler başlıklı 96. maddesi
son fıkrası "Komünist, anarşist, faşist, teokratik, nasyonal
sosyalist, din, dil, ırk, mezhep ve bölge adlarıyla veya aynı anlama gelen
adlarla da siyasî partiler kurulamaz veya parti adında bu kelimeler
kullanılamaz" hükmünü içermektedir.
Aleyhine
başvurulan partinin "Komünist" adıyla kurulması anılan yasanın
dördüncü kısmında yer alan 96. maddesine açık aykırılık oluşturmaktadır.
Aynı
Yasa'nın 104. maddesinde ise "Bir siyasî partinin, bu Kanunun 101 inci
maddesi dışında kalan emredici hükümleri ile diğer kanunların siyasî partilerle
ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti
aleyhine Anayasa Mahkemesine, Cumhuriyet Başsavcılığınca re'sen yazı ile
başvurulur" hükmü öngörülmüştür.
Sonuç
ve İstem: Aleyhine başvurulan siyasî partinin adı konusundaki yasaya
aykırılığın giderilmesi için anılan yasa hükümleri uyarınca ihtar kararı
verilmesi arz ve talep olunur."
II-
İNCELEME
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihtar başvurusu, işin incelenmesine ilişkin rapor,
ilgili Anayasa ve yasa kuralları, bunların gerekçeleri ve diğer belgeler okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2820
sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun 12.8.1999 günlü, 4445 sayılı Yasa ile
değiştirilen 104. maddesinde, bir siyasî partinin bu Kanun'un 101 inci maddesi
dışında kalan emredici hükümleriyle diğer kanunların siyasî partilerle ilgili
emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti aleyhine
Anayasa Mahkemesi'ne Cumhuriyet Başsavcılığı'nca re'sen yazı ile başvurulacağı,
Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu hükümlere aykırılık görmesi durumunda bu
aykırılığın giderilmesi için ilgili siyasî parti hakkında ihtar kararı
vereceği; bu kararın, o siyasî parti genel başkanlığına yazılı olarak
bildirileceği; bu yazının tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde aykırılık
giderilmediği takdirde Cumhuriyet Başsavcısı'nın Anayasa Mahkemesi'ne bu siyasî
partinin kapatılması için re'sen dava açacağı 96. maddesinin 19.6.1992 günlü,
3821 sayılı Yasa ile değiştirilen ikinci fıkrasının son tümcesinde de Komünist,
anarsişt, faşist, teokratik, nasyonal sosyalist, din, dil, ırk, mezhep ve bölge
adlarıyla veya aynı anlama gelen adlarla da siyasî partiler kurulamayacağı veya
parti adında bu kelimelerin kullanılamayacağı belirtilmiştir.
Bu
durumda, 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun 96. maddesine aykırı olarak
"Komünist" adıyla kurulan Komünist Partisi'ne bu aykırılığın
giderilmesi için aynı Yasa'nın 104. maddesi uyarınca ihtarda bulunulması
gerekir.
Haşim
KILIÇ ve Sacit ADALI bu görüşe katılmamışlardır.
III-
SONUÇ
A-
2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun 96. maddesine aykırı olarak
"Komünist" adını kullanan Komünist Parti'ye, kararın tebliğ
tarihinden itibaren altı ay içinde aykırılığı gidermesi için aynı Yasa'nın 104.
maddesi gereğince İHTARDA BULUNULMASINA, Haşim KILIÇ ile Sacit ADALI'nın
karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B-
Karar örneğinin, gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na
gönderilmesine, OYBİRLİĞİYLE, 20.3.2001 gününde karar verildi.
Başkan
Mustafa BUMİN
|
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
|
Üye
Samia AKBULUT
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Ali HÜNER
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Mahir Can
ILICAK
|
Üye
Ertuğrul ERSOY
|
Üye
Tülay TUĞCU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
|
|
|
|
KARŞIOY
YAZISI
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı başvurusunda; 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun
"kullanılmayacak parti adları ve işaretleri" başlıklı 96. maddesinin
son fıkrasında "Komünist, anarşist, faşist, teokratik, rasyonel sosyalist,
din, dil, ırk, mezhep ve bölge adlarıyla veya aynı anlama gelen adlarla da
siyasî partiler kurulamaz veya parti adında bu kelimeler kullanılamaz"
kuralını içerdiğini, aynı Yasa'nın 104. maddesine göre, "Komünist
Parti"ye adındaki aykırılığın giderilmesi için ihtar kararı verilmesi gerektiğini
bildirmiştir.
"Komünist
Parti"nin ismindeki aykırılığın 6 ay içinde giderilmesi için Anayasa
Mahkemesi'nce "ihtar kararı" verilmiştir.
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başvurusunda, Komünist Partisi'nin aynen;
"Parti program ve tüzüğünün, Anayasa'daki yasaklara aykırılık halinde
partilerin kapatılmasını düzenleyen 2820 sayılı Yasa'nın 101. maddesi (a)
bendinde belirtilen sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür
diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlama yasağına aykırılık içermediği
anlaşılmakla" denilerek sadece ismindeki "Komünist" sözcüğüne
ilişkin aykırılığın giderilmesi talep edilmiştir.
Görülüyor
ki sözkonusu Parti'nin program ve tüzüğünde herhangi bir zümre ve sınıf
diktatörlüğü amaçlanmadığı tesbit edilmesine karşın, isminden dolayı ihtar
kararı verilmesi istenmiştir.
Anayasa
Mahkemesi'nce verilen "ihtar kararı" gereğince parti adındaki Yasa'ya
aykırılık giderilmediği takdirde, Siyasî Partiler Kanunu'nun 104. maddesine
göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bu Parti'nin kapatılması için re'sen
başvuracaktır. Oysa, Anayasa'nın 68. maddesi ile Siyasî Partiler Kanunu'nun
Anayasa'ya uygun olarak düzenlenen 101. maddesinde, kapatma nedenleri tek tek
belirtilmek suretiyle açıklanmıştır. Belirtilen bu kapatma nedenleri dışında yeni
bir kapatma nedeni kabul edilemez. Anayasa'da öngörülmeyen bir parti kapatma
nedeni yasalarla getirilemeyeceği gibi, mahkeme içtihatları ile de
oluşturulamaz. Siyasî Partiler Kanunu'nun 101. maddesi dışında öngörülen parti
kapatma nedenleri Anayasa'ya açıkça aykırılık oluşturur. Siyasî Partiler
Kanunu'nun 96. maddesinde, düzeltilmediği takdirde kapatma nedeni sayılan
yasaklar 23.7.1995 günlü, 4121 sayılı Yasa ile yapılan Anayasa değişikliğine
uygun olarak yeniden düzenlenmediği için kapatma nedeni olarak yürürlüğünü
sürdürmektedir. Yasakoyucu, partiler için koyacağı yasakların yaptırımını da
Anayasa'ya uygun olarak düzenlemek zorundadır.
Siyasî
Partiler Kanunu'nun 96. maddesi, gerek Anayasa, gerekse Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi ile açıkça çelişmektedir. Nitekim, Türkiye Birleşik Komünist
Partisi'nin isminde "Komünist" sözcüğünün yer alması nedeniyle,
Anayasa Mahkemesi'nce verilen kapatma kararı, Avrupa İnsan Hakları Divanı
tarafından çok sert bir yaptırım olarak nitelendirilerek "Türk devleti
için gerçek bir tehlike oluşturduğu ortaya konmadan sadece adı nedeniyle
kapatılması"nı Sözleşme'nin 11. maddesine aykırı bulunmuştur. Komünist
Parti için de durum aynıdır. Çünkü, Başsavcılık bu Parti'nin herhangi bir
diktatörlüğü savunması ya da yerleştirmeyi amaçlamadığını açıkça
belirtmektedir. Bu durumda sadece ismindeki bir sözcüğü kaldırmaması nedeniyle
verilen ihtar kararı, olası bir kapatma davasında, kararı doğrudan etkileyen
bir etki ve niteliğe sahip olmasından ötürü önemli bir aşama olarak değerlendirilmelidir.
Bu evrede ihtar kararına gerek kalmadan olası kapatma davasının açılması da
engellenmiş olacaktır.
Bu
nedenle çoğunluk görüşüne katılmadım.
KARŞIOY
YAZISI
2820
sayılı SPK'nun 96. maddesine aykırı olarak "Komünist" adını kullanan
Komünist Partisi'ne aynı Kanun'un 104. maddesi uyarınca ihtarda bulunulmasına
dâir çoğunluk görüşüne şu gerekçelerle katılmıyorum.
Cumhuriyet
Başsavcılığı Komünist Partisi'ne ihtar verilmesini SPK'nun 104. maddesi
uyarınca talep etmiştir.
Ne
var ki, Anayasa'da parti kapatma sebepleri tek tek sayılmıştır ve bunları
kanunlarla çoğaltmamak esastır.
Anayasa'da
yer almayan şekliyle, ihtar kararına uymayan bir siyasi partinin SPK'nun 104.
maddesine göre kapatılmasına kadar gidilecektir. Aslında, Anayasa'da yer
almayan bir yasağın SPK'na kapatma sebebi olarak konulması Anayasa'ya
aykırıdır. Benzer bir aykırılığı AİHM'de di dikkat çekmiş, 30.1.1998 tarihli
TBKP dâvâsında parti adında "Komünist" kelimesi yer aldı diye bu
partinin kapatılamayacağına karar vermiş, bir partinin Türk toplumu ve Devleti
için gerçek bir tehlike oluşturduğu ortaya konmadan sadece adı dolayısiyle
kapatılması AİHS'nin 11. maddesini ihlâl eder demiştir.
Şüphesiz
ki, yasakoyucunun SPK'nun kapatma dışında emredici hükümlerinin gereğinin
yerine getirilebilmesini sağlamak için "ihtar" mekanizması kabul
etmesinin Anayasa'ya aykırı olduğu söylenemez. Gerekli bilgi ve belgeleri
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na vermeyen, kesin hesaplarını Anayasa
Mahkemesi'ne göndermeyen veya bunlara benzer yükümlülüklerini yerine getirmeyen
siyasi partilere ihtarda bulunulması gayet tabiidir. Tabii olmayan ve
Anayasa'ya aykırı görünen husus, bu mekanizmanın müeyyidesinin
"kapatma" olması, bir başka deyişle, ihtarın Anayasa'da yazılı kapatma
sebepleri dışında bir başka kapatma sebebi sayılmasıdır.
Bu
durumda, Anayasa Mahkemesi ilgili Kanun maddesi hükmünü "ihmâl"
ederek Anayasa kuralını uygulamalıydı.
Yasakoyucunun
Anayasa'daki değişikliğe paralel olarak SPK'nda da değişikliğe gitmesi
gerekirken bunu yapmamış olması, aynı konuda ayrıntılı düzenleme getiren ve
kanuna göre üst hukuk normu niteliğinde olan Anayasa kuralının uygulanmayacağı
sonucunu doğurmaz. Bu, başlığı "Anayasa'nın bağlayıcılığı ve
üstünlüğü" olan ve "Anayasa hükümleri yasama, yürütme ve yargı
organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel
hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz" diyen Anayasa'nın
11. maddesine de aykırılık oluşturur.
Bu
itibarla, Anayasa'da parti adları konusunda herhangi bir yasak bulunmadığından,
Komünist Partisi'ne uygulanacak olan 2820 sayılı Kanun'un 96. maddesinin ikinci
fıkrasına ve böyle bir kurala dayanarak "kapatma" yaptırımına
varabilecek yolu açacak olan "ihtar" verilmesini öngören 104.
maddesinin ikinci fıkrasına göre işlem yapılmasında Anayasa'ya uygunluk yoktur.