ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1993/1 (Siyasi
Parti İhtar)
Karar Sayısı:1993/1
Karar Günü:14.6.1993
R.G.
Tarih-Sayı:17.07.1993-21640
İHTAR
İSTEMİNDE BULUNAN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı.
İHTAR
İSTEMİNİN KONUSU : 7.1.1946 gününde, kurulan ve Ankara Asliye 4. Hukuk
Mahkemesinin 29.5.1960 günlü, Esas 1960/570, Karar 1960/784 sayılı kararıyla
kapatılan ve 3821 sayılı Yasayla yeniden açılan "Demokrat Parti"
adının 1834 sayılı Yasa'dan yararlanılarak kurulan ve 16.10.1981 günlü, 2533
sayılı Yasa gereğince feshedilen "Demokrat Parti" tarafından
kullanılması nedeniyle bu Partiye 2820 sayılı Siyasal Partiler Yasası'nın 104.
maddesi uyarınca ihtar verilmesi istemidir.
I-
İSTEMİN GEREKÇESİ :
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 5.4.1993 günlü, SP. 47. HZ. 1993/23 sayılı başvuru
dilekçesinin açıklama ve sonuç bölümü aynen şöyledir:
"19.6.1992
gün ve 3821 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra;
7.1.1946
günü kurulup, Ankara 4. Asliye Hukuk Hakimliğinin 29.9.1960 gün ve 1960/570
esas, 1960/784 karar sayılı ilamı ile kapatılan Demokrat Parti'nin 29.11.1992
tarihinde,
22.1.1975
günü 23.12.1974 gün ve 1834 sayılı yasa uyarınca kurulup, 16.10.1981 gün ve
2533 sayılı yasa ile kapatılan, Demokrat Parti'nin ise 12.12.1992 tarihinde,
Kongrelerini
yaparak aynı adı taşıyan birbirinden farklı iki siyasi partinin yeniden açılıp
tüzel kişilik kazandıkları Cumhuriyet Başsavcılığımıza intikal eden belgelerin
incelenmesinden anlaşılmıştır.
2820
sayılı Siyasi Partiler Yasasının 9. maddesindeki düzenlemeden hareketle davalı
siyasi partiye, önce 12.1.1993 gün ve 1993/7 sayılı yazı gönderilmiş, 3.2.1993
gün ve sayısız karşılık yazıları dikkate alınarak bu kez 11.2.1993 gün ve 199/7
sayılı yazı ile, aynı adı taşıyan diğer siyasi partiden ayırt edilmelerine
olanak verecek biçimde parti adının düzenlemesi ve yazımızın tebliğinden
itibaren 30 gün içinde sonucundan bilgi verilmesi istenmiş, istemin öngörülen
sürede yerine getirilmemesi halinde bu konuda Anayasa Mahkemesi'ne ihtar davası
açılacağı da ifade edilmiştir.
Yazımızın
18.2.1993 günü davalı siyasi partiye tebliğ edilmesine rağmen öngörülen sürede
gereğinin yerine getirilmediği saptanmış ve aşağıda açıklanan nedenlerle bu
davanın açılması gerekli görülmüştür.
Öncelikle;
aynı adı taşıyan iki siyasi partinin aynı dönemde faaliyet göstermelerinin
uygulamada doğuracağı sakıncalar üzerinde durulmalıdır.
Siyasi
partiler, Anayasa ve yasalara uygun olarak, milletvekili ve mahalli idareler
seçimleri yolu ile tüzük ve programlarında belirtilen görüşleri doğrultusunda
çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak
demokratik bir devlet ve toplum düzeni için ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine
ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan,
amaçlarına ulaşmak içinde birbirleri ile yarış içinde olan kuruluşlardır.
Bu
siyasi kuruluşların, Anayasa ve yasalara uygun tarzda kurulup teşkilatlanmaları
ve faaliyette bulunmalarının denetim ve gözetimi ise, Anayasanın 69. ve Siyasi
Partiler Yasasının 9. maddeleri uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığımıza
verilmiştir.
Anayasa
ve Siyasi Partiler Yasasının Cumhuriyet Başsavcılığımıza yüklediği bu görevin
yerine getirilmesi için de Siyasi Partiler Yasasının 10. maddesinde öngörülen
parti sicil dosyaları oluşturulmakta ve bu dosyalardaki bilgi ve belgelerden
yararlanılmak sureti ile siyasi partilerin ülke genelinde denetim ve
gözetimleri sağlanmaktadır.
Sicil
dosyalarının oluşturulmaları ve siyasi partilerin denetim ve faaliyetlerinin
takibi sırasında aynı adı taşıdıkları için birbirinden ayırt edilemeyen bu iki
siyasi parti ile ilgili işlemlerin karıştırılması ve bunun sonucu olarak
giderilmesi mümkün olmayan aksaklıkların çıkması, hatta yasal olmayan
sonuçların doğması kaçınılmaz olacaktır.
Aynı
düşünce ile, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki,
Milletvekili ve Mahalli İdareler Seçimi Hakkındaki Yasaların benimsediği ilke
ve esasların uygulanması, seçimlerin hatasız yürütülerek sonuçlarının tesbit ve
ilanı sırasında meydana gelebilecek karışıklıklar da gözardı edilemez.
İkinci
olarak; kapalı iken devamına karar alınan veya siyasi parti siciline kayıtlı
bulunan siyasi partinin adı kullanılmak sureti ile bir başka siyasi parti
kurulmasına veya devamına karar alınmasına yasal olanak bulunmamasıdır.
2820
sayılı Siyasi Partiler Yasasının 3821 sayılı Yasa ile değişik 96. maddesi,
"Anayasa Mahkemesince temelli kapatılan veya siyasi parti siciline kayıtlı
bulunan siyasi partilerin isimleri, amblemleri, rumuzları, rozetleri ve benzeri
işaretleri başka bir siyasi partice kullanılamayacağı gibi, daha önce kurulmuş
Türk devletlerine ait topluma mal olmuş bayrak, amblem ve flamalarda siyasi
partilerce kullanılamaz.
Kurulacak
siyasi partiler, Anayasa Mahkemesince kapatılan siyasi partilerin devamı
olduklarını beyan edemez ve böyle bir iddiada bulunamazlar." hükmünü,
3821
sayılı Yasanın 6. maddesinin birinci fıkrası da,
"Kapatılan
siyasi partilerin devamına karar verilmesi durumda, bu siyasi partilere ait ad,
rumuz, amblem, rozet ve benzeri işaretler kullanılarak başka bir siyasi parti
kurulamaz..."
hükmünü
içermektedir.
7.1.1946
günlü kurulan Demokrat Parti, davalı partiden önce kurulmuş ve 3821 sayılı yasa
uyarınca 29.11.1992 günü kongresini yaparak yine davalı partiden önce partinin
devamına karar almıştır. 3821 sayılı Yasanın genel esasları ise, Anayasa
Mahkemesi dışında başka mahkeme veya kurullarca kapatılan siyasi partilerin
devamına karar alınması halinde ilk kuruluşlarından itibaren
tüzelkişiliklerinin devam edeceği yolundadır. Davalı parti hem ilk kuruluşunu
hem de 3821 sayılı yasa uyarınca yeniden açılışını, diğer Demokrat Parti'den
sonra yapıp aynı adı almakla, daha önce siyasi parti siciline kayıtlı bulunan aynı
zamanda da kapatılmışken devamına karar alınan siyasi partinin adı kullanmakta,
dolayısı ile de 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasasının 96. ve 3821 sayılı
Yasanın 6. maddesini ihlal etmiş bulunmaktadır.
Sonuç
ve İstek :
Açıklanan
nedenlerle diğer Demokrat Parti'den ayırt edilmesine olanak sağlayacak biçimde
parti adının düzenlenmesi hususunda davalı partiye, Siyasi Partiler Yasasının
104. maddesi uyarınca ihtar kararı verilmesi arz ve talep olunur."
II-
ESASIN İNCELENMESİ :
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihtar istemli dilekçesi ve ekleri ile işin esasına
ilişkin rapor okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A-
19.6.1992 günlü ve 3821 sayılı Yasa'nın 2. maddesinin birinci fıkrasında; 2533
sayılı Yasa'ya göre feshedilen siyasi partiler ile Anayasa Mahkemesi dışında
başka bir mahkeme ya da kurallarca kapatılan siyasi partilerin, son büyük
kongre ve kurultay üyelerinin hayatta kalanlarınca alınacak kararla aynı ad,
rumuz, amblem ve benzeri işaretleri kullanarak yeniden açılabilecekleri öngörülmüştür.
3821
sayılı Yasa'nın 6. maddesinin birinci fıkrasında ise; kapatılan siyasi
partilerin devamına karar verilmesi durumunda bu, siyasi partilerin ad, rumuz,
amblem, rozet ve benzeri işaretlerini kullanarak başka bir siyasi parti
kurulamayacağı belirtilmiştir.
2820
sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 104. maddesine göre, bir siyasi partinin bu
Yasa'nın Dördüncü Kısmında yer alan maddeler dışında kalan emredici hükümler
ile diğer yasaların siyasi partilerle ilgili olarak öngördükleri emredici
kurallara aykırılık durumunda Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başvurusu üzerine
Anayasa Mahkemesi'nce bu aykırılığın giderilmesi için ihtar kararı
verilebilecektir.
B-
3821 sayılı Yasa ile, 16.10.1981 günlü ve 2533 sayılı Yasa'yı yürürlükten
kaldırılmakta ve bu yasa gereğince feshedilen siyasi partilerle 1961
Anayasası'nın yürürlüğünden önce Anayasa Mahkemesi dışında başka mahkeme ve
kurullarca kapatılan siyasi partilerin yeniden açılmasına olanak
sağlanmaktadır.
3821
sayılı Yasa'nın gerekçesinde bu konuda aynen şöyle denilmektedir:
"Siyasi
partiler demokratik hayatın vazgeçilmez temel unsurları olduğundan siyasi
partilerin kapatılması ve mal varlıklarının Hazineye devri, ancak siyasi
partilerin kendi organları eliyle veya yargı kararı ile olması gerekirken, bu
ilkeye uyulmaması hem demokrasinin, hem de hukuk devletinin temel ilkelerinin
zedelenmesi sonucunu doğurmuştur.
Ülkemizde
hukuk devletini pekiştirmek, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla
yerleşmesini temin etmek, siyasi partileri anayasanın öngördüğü biçimde demokratik
siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru olarak demokratik bir zemine oturtmak ve kamu
vicdanını rahatlatmak için, kapatılmış siyasal partilerin yeniden açılması ve
bunların kendi mal varlıkları ve siyasal gelecekleri ile ilgili olarak kendi
kararlarını kendilerinin verebilmesini sağlamak hukuki ve demokratik bir
zorunluluktur. Kanun teklifi bu amaçla hazırlanmıştır."
3821
sayılı Yasa, siyasi partilerin yalnız Anayasa Mahkemesi'nce kapatılabileceği
hakkındaki Anayasa kuralına işlerlik ve süreklilik kazandırmakta ve Türk siyasi
yaşamında yakın geçmişte yaşanan ara rejimler döneminde Anayasa Mahkemesi
dışında çeşitli yollarla gerçekleşen siyasi parti kapatmalarının kimi siyasal
ve hukuksal sakıncalarını gidermeye çalışmaktadır.
C-
1946 yılında kurulan ve 1950-1960 yılları arasında iktidar partisi olan
Demokrat Parti Ankara Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nin 29.9.1960 günlü, Esas
1960/570, Karar 1960/784 sayılı kararı ile kapatılmıştır.
3821
sayılı Yasa'nın 2. maddesine göre, mahkemece kapatılan Demokrat Parti, kapatıldığı
tarihteki kongre üyelerinin hayatta olanları ile 29.11.1992 tarihinde yaptığı
kongre sonucunda yeniden oluşarak ilk kuruluşu ile arasında süreklilik
sağlanmış ve yeniden tüzelkişilik kazanmıştır.
23.12.1974
günlü ve 1834 sayılı Yasa'dan yararlanılarak 22.1.1975 gününde kurulup 1981
yılında 2533 sayılı Yasa gereği feshedilen ve 3821 sayılı Yasa'ya göre
12.12.1992 tarihinde kongresini yaparak yeniden kurulan Demokrat Parti ise,
1946 yılında kurulan ve kapatılan Demokrat Parti'nin programını ve siyasal ülküsünü
benimsemiş bile olsa o partinin devamı değildir ve ona ait ad ve amblem ile
tanıtıcı işaretleri kullanması da 3821 sayılı Yasa'nın çıkarılış amacına ve
özüne aykırılık oluşturur.
Bu
nedenlerle 3821 sayılı Yasa'nın 1., 2., 4. ve 6. maddeleri gereğince
"Demokrat Parti" adı ancak 1946 yılında kurulan ve 29.11.1992 gününde
kongresini yaparak yeniden tüzel kişilik kazanan parti tarafından
kullanılabilir.
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın istemi kabul edilerek 3821 sayılı Yasa'nın 6.
maddesine aykırı davranışı nedeniyle 12.12.1992 gününde yeniden kurulan Partiye
2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 104. maddesine göre Demokrat Parti adını
kullanamayacağı yolunda ihtarda bulunulması gerekir.
III-
SONUÇ :
A-
19.6.1992 günlü, 3821 sayılı Yasa'nın 1., 2., 4. ve 6. maddeleri gereğince
"Demokrat Parti" ismi 1946 yılında kurulan ve 1960 yılında mahkeme
kararı ile kapatılan Demokrat Parti tarafından kullanılabileceğinden 1975
yılında kurulup 16.10.1981 günlü, 2533 sayılı Yasayla feshedilen parti tarafından
kullanılamayacağı yolunda adı geçen Parti'ye Siyasi Partiler Yasası'nın 104.
maddesi gereğince İHTARDA BULUNULMASINA, Yekta Güngör ÖZDEN'in "Partilerin
tüzüklerinin getirtilerek inceleme yapılması gerekir" yolundaki görüşü,
Yılmaz ALİEFENDİOĞLU'nun "İhtar verilmemesi gerekir" yolun daki
karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
B-
Gereğinin yerine getirilmesi için onanlı karar örneğinin adı geçen Parti'nin
genel başkanlığına da tebliğ edilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na
gönderilmesine, OYBİRLİĞİYLE,
14.6.1993
gününde karar verildi.
|
Başkan
Yekta Güngör
ÖZDEN
|
Başkanvekili
Güven DİNÇER
|
Üye
Yılmaz
ALİEFENDİOĞLU
|
|
|
Üye
Servet TÜZÜN
|
Üye
Oğuz AKDOĞANLI
|
Üye
İhsan PEKEL
|
|
|
Üye
Ahmet N.SEZER
|
Üye
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
|
|
Üye
Mustafa BUMİN
|
Üye
Sacit ADALI
|
|
|
|
|
|
KARŞIOY
YAZISI
Esas
Sayısı : 1993/1 (Siyasi Parti İhtar)
Karar
Sayısı : 1993/1
Olayda,
1834 sayılı Yasadan yararlanarak kurulan ve 2533 sayılı Yasaya göre feshedilen
"Demokrat Parti"nin 12.12.1992 tarihinde; 7.1.1946 günü kurulan ve
1960 yılında mahkeme kararıyla kapatılan "Demokrat Parti"nin
29.11.1992 tarihinde, 3821 sayılı Yasa'dan yararlanarak yeniden tüzelkişilik
kazandıkları anlaşılmaktadır. Başsavcılık bu iki partiden 1834 sayılı Yasaya
göre kurulan ve 2533 sayılı Yasa uyarınca feshedilen, ancak 3821 sayılı Yasaya
göre yeniden oluşan "Demokrat Parti"nin, "Demokrat Parti"
adını kullanmasının Siyasi Partiler Yasasının 104. maddesinin uygulanmasını
gerektirecek nitelikte Anayasa'ya aykırılık oluşturduğunu ileri sürmektedir.
Siyasi
Partiler Yasası'nın 104. maddesine göre, bir siyasi partinin bu Yasanın
dördüncü kısmında yer alan maddeler hükümleri dışında kalan emredici
hükümleriyle öteki yasaların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine
aykırılık halinde bulunması sebebiyle Anayasa Mahkemesine, o parti aleyhine
Cumhuriyet Başsavcılığınca başvurulabilir.
3821
sayılı Yasa, 2533 sayılı Siyasi Partilerin Feshine Dair Yasaya göre, kapatılmış
olan siyasi partiler ile, Anayasa Mahkemesi dışında başka mahkeme veya
kurullarca kapatılan siyasi partilere yasada belirtilen koşullarla yeniden
tüzelkişilik kazanma olanağı vermektedir. Böylece bu Yasa, Anayasa Mahkemesi
dışındaki mahkemelerce kapatılan partiler yanında, 2533 sayılı Yasaya göre
feshedilen partilere de aynı biçimde yeniden oluşma olanağı vermektedir. Bu
Yasaya göre siyasi partiler, yeniden kurulmamakta sadece, eski parti
tüzelkişiliklerini devam ettirme olanağını kazanmaktadırlar. Söz konusu iki
partinin, bu yasadan yararlanarak ilçe seçim kurulu başkanlığına verdikleri son
büyük kongre veya kurultay üyesi listesinin kesinleşmesini takiben, ilçe seçim
kurulu başkanlığının denetiminde yaptıkları toplantıda Başkanlık Divanının
seçilmesiyle tüzelkişilik kazandıklarının ve bu toplantıda partilerinin
devamına karar verdiklerinin anlaşılması karşısında "Demokrat Parti"
adını devam ettirmelerinde Yasaya aykırı bir durum içinde bulundukları
söylenemez. Her ne kadar, 3821 sayılı Yasanın 6. maddesinde "Kapatılan
siyasi partilerin devamına karar verilmesi durumunda, bu siyasi partilere ait
ad, rumuz, amblem, rozet ve benzeri işaretler kullanılarak başka bir siyasi
parti kurulamaz.." denilmekte ise de, bu maddenin konuyla ilgisi yoktur.
Çünkü, bu madde, 3821 sayılı Yasaya göre devamına karar verilen partilerden
sonra aynı adla yeni bir parti kurulmasına "yasak" getirmektedir.
Olayımızda her iki Demokrat Parti için de "kurulma" söz konusu
olmadığına, her iki partinin, 3821 sayılı Yasadan yararlanarak
tüzelkişiliklerinin devamına karar verildiğine göre bu maddenin olaya uygulanır
yani bulunmamaktadır.
Aynı
adla, tüzelkişiliklerini devam ettiren iki partinin bulunmasının doğuracağı
karışıklığın Yüksek Seçim Kurulunca giderilebileceği kuşkusuzdur.
Açıklanan
nedenlerle 1834 sayılı Yasadan yararlanarak 1975 yılında kurulan "Demokrat
Parti"ye ihtar verilmesi gerekeceği yolundaki karara karşıyım.