ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:2016/10 (Değişik
İşler)
Karar Sayısı:2017/3
Karar Tarihi:31.5.2017
R.G.Tarih-Sayısı:29.6.2017-30109
DAVACI: Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı
DAVALI: Kadın Partisi
DAVANIN KONUSU:
Kadın Partisinin kendiliğinden dağılma
halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine karar
verilmesi talebidir.
I- DAVANIN GEREKÇESİ
Kadın Partisi, kuruluşuna dair bildiri ve eklerini 26.6.2014
tarihinde İçişleri Bakanlığına vererek 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun
8. maddesine göre tüzel kişilik kazanmıştır. İlk büyük kongresini süresinde
yapmayan ve zorunlu organlarını oluşturmayan Parti hakkında, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığınca 15.11.2016 tarihinde düzenlenen iddianame ile
kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona
erdiğinin tespitine karar verilmesi talep edilmektedir.
II- İDDİANAME
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.11.2016 tarihli ve
51047475/1566 sayılı iddianamesinin ilgili bölümleri şöyledir:
“Kadın Partisi, gerekli belgelerini İçişleri Bakanlığına
vermekle 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 8. maddesi uyarınca 26/06/2014
tarihinde tüzel kişilik kazanmıştır.
Tüzel kişilik olarak faaliyet gösteren siyasi partiler,
ilk büyük kongrelerini 2820 sayılı Partiler Kanunu’nun 14/7. maddesi uyarınca
kuruluşundan itibaren 2 yıl içerisinde yapmak zorundadırlar.
Sicil dosyasının incelemesinde; Kadın Partisinin, Kanunun
emrettiği şekilde gerçekleştirmesi gereken ilk büyük kongresini yaptığına
ilişkin bir bildirimi Başsavcılığımıza göndermediği görülmüştür. Adı geçen
partiden sicil dosyasına işlenmesi amacıyla ilk büyük kongresini yapıp
yapmadığı yapmış ise sonucunun bildirilmesi istenmiş olmasına rağmen büyük
kongrenin yapıldığına ilişkin bir belge sunulmadığı gibi yazılarımıza da cevap
verilmemiştir. İlk büyük kongrelerini yapmayarak zorunlu organlarını
oluşturulması istenen parti bu konuda bir çaba içerisinde de bulunmamıştır.
Bu nedenlerle 2820 sayılı Kanunun emredici hükümlerine
göre adı geçen parti tüzel kişilik kazanmasından başlayarak iki yıl içinde ilk
büyük kongresini toplamadığı, zorunlu organlarını oluşturmadığı ve bu suretle partinin
hukuki varlığını devam ettirme gayretinde olmadığı görülmüştür.
…
2820 sayılı Siyasi Partiler Yasasının 14/7. fıkrasının
son cümlesi ile 110/1. ve 121. maddeleri gözetilerek 5253 sayılı Demekler
Yasasının 36. maddesi aracılığıyla 4721 sayılı Türk Medeni Yasası’nın 87.
maddesinin 2. bendi uyarınca Kadın Partisinin süresinde ilk büyük kongresini
yapmaması ve zorunlu organlarını oluşturmaması nedeni ile kendiliğinden dağılma
halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine ve tüm
mal varlığının Hazine’ye geçirilmesine karar verilmesi iddia ve talep olunur.”
III- PARTİNİN SAVUNMASI
Kadın Partisinin 29.12.2016 tarihli savunmasının ilgili
bölümleri şöyledir:
“Büyük bir gayret ve özveri göstererek kurulmuş olan
Kadın Partisinin, ülkemiz ve özellikle kadınlarımız için çok önemli olduğunu
düşünmekte ve partinin idealleri doğrultusunda çalışmalarımıza büyük bir hızla
devam etmekte iken; Sayın Mahkemeden konu yazınızı almak; tarafımızı son derece
müteessir etmiştir.
Sehven gerçekleşmiş bir atlama sonucunda, kanuni süresi
içinde Büyük Kongrenin yapılamayışı nedeniyle, Partimizin kapatılma tehlikesi
ile karşılaşması hepimizi derinden etkilemiştir.
Konu yazınızı 08.12.2016 tarihte tebellüğ eder etmez,
Kadın Partisi’nin Merkez Yürütme Kurulu toplanmış ve Büyük Kongre kararı
alarak, ilk kongrenin 15.01.2017’de; eğer çoğunluk sağlanamadığı takdirde ise
29.01.2017 tarihinde yapılmasına karar vermiştir.
…
Yukarıda açıklanan savunmalarımız ve partimizin toplum
yararına olan idealleri dikkate alınarak; sehven yapılmış bu atlama nedeniyle
partimizin kapatılmamasını ve aleyhimize yapılmış kapatma başvurusunun reddini
saygı ile arz ve talep ederiz.”
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının göndermiş olduğu
13.3.2017 tarihli ve 51047475/422 sayılı yazıdan, Partinin 29.1.2017 tarihinde
ilk büyük kongresini gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.
IV- İNCELEME
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi, Kadın
Partisinin savunması, Raportör Sadettin CEYHAN tarafından hazırlanan rapor,
ilgili Anayasa ve kanun hükümleri, bunların gerekçeleri ile diğer belgeler
okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Kadın Partisinin
kuruluşuna dair bildiri ve eklerini İçişleri Bakanlığına vererek 26.6.2014
tarihinde kurulduğunu ve bu tarihten sonra iki yıl içinde yapması gereken ilk
büyük kongresini yapmadığını ileri sürerek, Partinin kendiliğinden dağılma
halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine karar
verilmesini talep etmiştir.
3. İddianameye karşı diyeceklerinin sorulması üzerine
Parti, ilk büyük kongrenin zamanında toplanmadığını kabul etmekle birlikte
büyük kongrenin 29.1.2017 tarihinde toplanacağını belirtmiştir. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığının 13.3.2017 tarihli ve 51047475/422 sayılı yazısından,
Partinin 29.1.2017 tarihinde ilk büyük kongresini gerçekleştirdiği
anlaşılmıştır.
4. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 14. maddesinin
birinci fıkrasında siyasi partilerin en yüksek organının büyük kongre olduğu,
yedinci fıkrasında ise ilk büyük kongrenin partinin tüzel kişilik kazanmasından
başlayarak iki yıl içerisinde toplanacağı belirtilmiştir.
5. Siyasî Partiler Kanunu’nun 121. maddesinin birinci
fıkrasında, “Türk Kanunu Medenîsi ile Dernekler Kanununun ve dernekler
hakkında uygulanan diğer kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümleri, siyasî
partiler hakkında da uygulanır.” denilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 87.
maddesinde, kuruluş amacının gerçekleşmesinin olanaksız hale gelmesi, ilk genel
kurul toplantısının Kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu organlarının
oluşturulmamış olması, tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının
olanaksız hale gelmesi, olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste
yapılmaması gibi durumlar derneğin kendiliğinden sona ermesi nedenleri olarak
sayılmıştır.
6. Anayasa Mahkemesi, 17.5.2012 tarihli ve E.2012/1
(Değişik İşler), K.2012/2 sayılı, 8.12.2010 tarihli ve E.2009/4 (Değişik
İşler), K.2010/6 sayılı ve 16.3.2016 tarihli ve E.2015/3 (Değişik İşler),
K.2016/1 sayılı kararlarında, büyük kongrelerini süresinde yapmadıkları için
haklarında dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlıklarının sona
erdiğinin tespitine karar verilmesi talebinde bulunulan partilerin,
savunmalarının istenmesinden sonra da olsa büyük kongrelerini yapmalarını,
siyasi ve hukuki varlıklarını devam ettirme yönünde bir iradenin varlığı olarak
kabul etmiştir.
7. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen
yazıda, Partinin büyük kongresini 29.1.2017 tarihinde yapmış olduğu,
organlarını oluşturduğu, buna göre hukuki ve fiili varlığını sürdürdüğü
anlaşılmıştır.
8. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Parti
hakkında, ilk büyük kongresini süresinde yapmaması nedeni ile kendiliğinden
dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine
karar verilmesi talep edilmiş ise de, bu talepten sonra siyasi ve hukuki
varlığını devam ettirme yönündeki iradesini büyük kongresini yapmak suretiyle
ortaya koyan Kadın Partisi hakkındaki talebin reddine karar verilmesi gerekir.
9. M. Emin KUZ bu görüşe katılmamıştır.
V- HÜKÜM
Kadın Partisinin kendiliğinden dağılma hali ve buna bağlı
olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi talebinin
REDDİNE, M. Emin KUZ’un karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA, 31.5.2017 tarihinde karar
verildi.
Başkan
Zühtü
ARSLAN
|
Başkanvekili
Burhan
ÜSTÜN
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh
KALELİ
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Nuri
NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|
Üye
Muammer
TOPAL
|
Üye
M.
Emin KUZ
|
Üye
Hasan
Tahsin GÖKCAN
|
Üye
Kadir
ÖZKAYA
|
Üye
Rıdvan
GÜLEÇ
|
Üye
Recai
AKYEL
|
Üye
Yusuf
Şevki HAKYEMEZ
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, davalı Kadın
Partisinin kendiliğinden dağılma hâlinin ve buna bağlı olarak hukukî varlığının
sona erdiğinin tespitine karar verilmesine ilişkin talebinin reddine karar
verilmiştir.
2820 sayılı Siyasî Partiler Kanununun 14. maddesinin
yedinci fıkrasına aykırı davranarak ilk büyük kongresini, Partinin tüzel
kişilik kazanmasından itibaren iki yıl içinde toplamaması nedeniyle
kendiliğinden dağılma hâlinin ve hukukî varlığının sona erdiğinin tespitine
karar verilmesi talep edilen Kadın Partisinin, iddianamenin hazırlandığı
15/11/2016 tarihi itibariyle de büyük kongresinin toplanmadığı anlaşılmış;
ancak davanın açılmasından sonra 29/1/2017 tarihinde ilk büyük kongresini
topladığı, organlarını oluşturduğu ve hukukî varlığını sürdürdüğü gerekçesiyle
talebin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
2820 sayılı Kanunun 8. maddesine göre kuruluşuna dair
bildiri ve eklerini İçişleri Bakanlığına vererek 26/6/2014 tarihinde tüzel
kişilik kazanan davalı Partinin, 2820 sayılı Kanunun 14. maddesinin yedinci
fıkrasına göre iki yıl içinde yapması gereken ilk büyük kongresini yapmadığı,
Partinin 29/12/2016 tarihli savunmasında da kabul edilmektedir.
2820 sayılı Kanunun 121. maddesinde, Türk Medenî Kanunu
ile Dernekler Kanununun 2820 sayılı Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin siyasî
partiler hakkında da uygulanması öngörülmekte, 4721 sayılı Türk Medenî
Kanununun 87. maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde ise “ilk
genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu
organların oluşturulmamış olması” da “kendiliğinden sona erme” sebeplerinden
biri olarak belirlenmektedir.
Anayasa Mahkemesinin 16/3/2016 tarihli ve E.2015/3 (Değ.
İş.), K.2016/1 sayılı Kararına ilişkin karşıoy gerekçemde de belirtildiği
üzere, kanunda öngörülen sebeplerin gerçekleşmesi ile kendiliğinden sona erme
hâllerinde, herhangi bir organın veya makamın karar almasına gerek kalmadan
tüzel kişilik kanun hükmü gereği kendiliğinden sona ermekte; 2820 sayılı
Kanunun 14. ve 121. maddeleriyle 4721 sayılı Kanunun 87. maddesine göre bir
siyasî partinin ilk büyük kongresinin kanunda öngörülen sürede yapılmamasıyla
da mahkeme kararına gerek olmadan parti tüzel kişiliği kendiliğinden sona ermiş
sayılmaktadır.
4721 sayılı Kanunun 87. maddesinin ikinci fıkrasına göre
bu konudaki mahkeme kararı tüzel kişiliği sona erdiren değil, tüzel kişiliğin
kendiliğinden sona erdiğinin tespitinden ibaret bir karardır. Dolayısıyla
Anayasa Mahkemesinin bu konudaki kararı da tüzel kişiliğin kendiliğinden sona
erdiğinin tespitine ilişkindir. Nitekim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının
talebi de, Partinin kendiliğinden dağılma hâlinin ve buna bağlı olarak hukukî
varlığının sona erdiğinin tespiti talebinden ibarettir.
Partinin tüzel kişiliğinin Kanunda belirtilen sebeplerin
gerçekleşmesi ile kendiliğinden sona ermesinden sonra, fakat bu hukukî durumun
Mahkememizce tespitinden önce ilk büyük kongrenin toplanmış olması, Partinin “kendiliğinden
dağılma hâli” ile buna bağlı olarak “hukukî varlığının sona ermiş olduğu”
gerçeğini değiştirerek Partinin hukukî varlığını ihya edemez. Bu itibarla, adı
geçen Partinin tüzel kişiliğinin, iddianamenin düzenlendiği 15/11/2016
tarihinde devam ettiği ve bu talepten sonra Partinin siyasî ve hukukî varlığını
devam ettirme yönündeki iradesini ortaya koyduğu gerekçesiyle talebin reddine
karar verilmesi gerektiği yönündeki görüş sözü edilen kanun hükümleri ile
bağdaşmamaktadır.
Başka bir anlatımla, adı geçen Partinin tüzel kişiliğinin
kanun gereği kendiliğinden sona ermesinden sonra yapılan ilk kongre ve zorunlu
organların oluşturulmasına ilişkin tasarruflar hukuken yok hükmünde olduğundan,
bu davada verilecek karara esas alınmasında isabet olmadığı düşünülmektedir.
Bu sebeplerle ve yukarıda belirtilen 16/3/2016 tarihli ve
E.2015/3 (Değ. İş.), K.2016/1 sayılı Karara ilişkin karşıoy gerekçemdeki diğer
gerekçelerle Kadın Partisinin kendiliğinden dağılma hâlinin ve buna bağlı
olarak hukukî varlığının sona erdiğinin tespiti için açılan davanın kabulüne;
bunun sonucu olarak da Partinin tüm mallarının 2820 sayılı Kanunun 110.
maddesinin birinci fıkrası uyarınca Hazineye geçmesine karar verilmesi
gerektiğini düşündüğümden, çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.