Siyasi Parti Kapatma, İhtar , Mali Denetim ve Değişik İşler Kullanıcı Kılavuzu

(AYM, E.2009/42, (Siyasi Parti Mali Denetimi) K.2015/12, 01/07/2015, § …)
   
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.

 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

 

Esas Sayısı:2009/42 (Siyasi Parti Mali Denetimi)

Karar Sayısı:2015/12

Karar Tarihi:1.7.2015

R.G Tarih-Sayı:2.10.2015-29490

 

I- MALİ DENETİMİN KONUSU

Doğru Yol Partisi 2008 yılı kesin hesabının incelenmesidir.

II- İLK İNCELEME

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Burhan ÜSTÜN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA ve Rıdvan GÜLEÇ’in katılımlarıyla 1.7.2015 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında; dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, Osman Alifeyyaz PAKSÜT’ün karşıoyu ve OYOKLUĞUYLA karar verilmiştir.

III- ESASIN İNCELENMESİ

Doğru Yol Partisinin Anayasa Mahkemesine verdiği 2008 yılı kesin hesap çizelgeleri ile dayanağını oluşturan defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonuçlarını içeren ve Raportör Ömer DURAN tarafından hazırlanan esas inceleme raporu, Anayasa ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun ilgili kuralları, bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Denetimin maddi öğelerini oluşturan defter ve belgelerde, Partinin 2008 yılı gelir ve giderlerinin toplamının 21.880,72 TL olduğu anlaşılmaktadır.

Buna göre, gelir ve gider rakamlarının toplamının birbirine denk olduğu görülmüştür.

Partinin 2008 yılı kesin hesabının, Parti Genel İdare Kurulunun 2.7.2009 tarih ve 50 numaralı kararı ile kabul edilerek onaylandığı görülmüştür.

Bu itibarla, Partinin 2008 yılı kesin hesabının gelir ve gider rakamlarının yukarıda açıklanan tutarlardan oluştuğu, bu hâliyle Partinin 2008 yılı kesin hesabının doğru, denk ve 2820 sayılı Kanun’a uygun olduğu sonucuna varılmıştır.

A- Gelirlerin İncelenmesi

1- Genel Merkez Gelirleri

Parti Genel Merkezinin 2008 yılı gelirleri toplamı 21.880,72 TL olarak gösterilmiştir. Bunun 18.875,75 TL si toplanan üye aidatlarından, 2.994,97 TL si de önceki yıldan devreden nakit mevcudundan oluşmaktadır.

 Parti 2008 yılı defter kayıtları ve gelir belgeleri üzerinde yapılan incelemede, gelirlerinin 2820 sayılı Kanun’a uygun olarak sağlandığı sonucuna varılmıştır.

2- İl Örgütleri Gelirleri

Partinin iller teşkilatlarının herhangi bir gelir ve gider gerçekleşmesinin bulunmadığı beyan edilmiştir.

Siyasi partilerin faaliyetlerini yürüttükleri genel merkez, il, ilçe ve belde başkanlıklarına ait yerler partilerin kendilerine ait olabileceği gibi kiralık olarak da kullanılabilecektir. Şayet, parti yetkililerine ait veya bunların kendilerinin kullandıkları yerlerde siyasi parti faaliyette bulunuyor ise bu takdirde kira sözleşmesi düzenlenerek isabet eden tutar partiye bağış geliri ve karşılığı da kira gideri olarak kaydedilmelidir.

Ayrıca, partilerin genel merkez, il, ilçe ve belde başkanlıklarının hayatın olağan akışı gereği kira, su, elektrik, posta, telefon, kırtasiye, tutulacak defterlerin satın alınması vb. bir takım genel yönetim giderlerini de yapması gerekir.

2820 sayılı Kanun’un 69. maddesinde, bir siyasi partinin bütün gelirlerinin, o siyasi partinin tüzelkişiliği adına elde edileceği; 70. maddesinde, siyasi partilerin giderlerinin amaçlarına aykırı olamayacağı ve bir siyasi partinin bütün giderlerinin, o siyasi parti tüzelkişiliği adına yapılacağı; 75. maddesinde, Anayasa Mahkemesinin kesin hesaplara ait bilgilerin belgelendirilmesini siyasi partilerden her zaman isteyebileceği ve denetimini evrak üzerinde yapacağı, denetim sonunda da o siyasi partinin gelir ve giderlerinin doğruluğuna ve kanuna uygunluğuna veya kanuna uygun olmayan gelirler ile giderler dolayısıyla da bunların Hazineye gelir kaydedilmesine karar vereceği; 111. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde de yapılan inceleme ve araştırmaları engelleyen ve istenen bilgileri vermeyen parti sorumluları hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis ve altmış milyon liradan az olmamak üzere ağır para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır. Bu hükümlere göre, parti yetkililerinin genel yönetim giderlerini kendi imkânlarıyla karşılamaları mümkün değildir. Parti yetkililerinin, bu şekilde yapmış oldukları gider bedellerini partiye bağış geliri olarak, karşılığını da genel yönetim gideri olarak kaydetmek suretiyle parti tüzelkişiliği adına hesaplara dâhil etmesi gerekir.

Yönetim giderlerinin hesaplarda görülmemesi kayıt dışı gelir ve gider oluşturulmuş olduğunu göstermektedir. Bu durumda, 2820 sayılı Kanun’un 69. ve 70. maddelerine aykırı davranılmış olmaktadır. Parti il teşkilatlarının herhangi bir gelir ve giderinin bulunmadığı şeklindeki beyanları karşısında sorumluları hakkında gerekli işlemlerin yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması gerekir.

Osman Alifeyyaz PAKSÜT bu görüşe katılmamıştır.

B- Giderlerin İncelenmesi

1- Genel Merkez Giderleri

Parti Genel Merkezinin 2008 yılı giderleri toplamı 21.880,72 TL olarak gösterilmiştir.

Bunun 2.200,00 TL’si personel gideri, 350,12 TL’si temsil ve ağırlama gideri, 1.700,35 TL’si kırtasiye ve büro gideri, 2.086,82 TL’si haberleşme gideri, 1.110,29 TL’si seyahat gideri, 7.500,00 TL’si kira gideri, 1.899,53 TL’si ısınma, aydınlanma ve temizlik gideri, 316,76 TL’si vergi, sigorta ve noter gideri, 4.434,35 TL’si demirbaş gideri, 282,50 TL’si de 2009 yılına devreden bakiyeden oluşmaktadır.

Parti Genel Merkezinin defter kayıtları ve gider belgeleri üzerinde yapılan incelemede, aşağıda belirtilenler dışında giderlerin 2820 sayılı Kanun’a uygun olarak gerçekleştirildiği sonucuna varılmıştır.

Muhasebe biliminin genel kabul görmüş temel kavramlarından biri “Belgelendirme” kavramıdır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” şeklinde tarif yapılmış ve “Fatura kullanma mecburiyeti” başlıklı 232. maddesinde de faturanın hangi hallerde ve kimler tarafından alınması ve verilmesinin gerektiği ifade edilmiştir. Bu bağlamda, mal ve hizmet alım işlemlerinin fatura ile belgelendirilmesi zorunlu olup, gerekli muhasebe kayıtlarının tutulmasında da faturanın tevsik edici belge olarak kullanılması gerekmektedir.

Aynı Kanun’un “Makbuz mecburiyeti” başlıklı 236. maddesinde, “Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.” denilmiş ve makbuzun muhteviyatı da 237. maddede belirtilmiştir.

Yine aynı Kanun’un “Gider pusulası” başlıklı 234. maddesindeki, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa;

Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir. Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev’i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur. Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.

hükmünden fatura vermek mecburiyetinde olmayanlar için gider pusulası düzenleneceği anlaşılmaktadır.

Buna göre Parti tüzel kişiliği adına kayıtlı olmayan ve aşağıda bilgilerine yer verilen akaryakıt giderlerinin parti bütçesinden karşılanma nedeni sorulmuştur.

Yevmiye Tarihi

Yevmiye Numarası

Giderin Türü

Tutarı(TL)

26.2.2008

59

Akaryakıt Gideri

143,72

14.6.2008

182

Akaryakıt Gideri

60,00

21.7.2008

230

Akaryakıt Gideri

50,00

23.7.2008

233

Akaryakıt Gideri

69.99

27.7.2009

237

Akaryakıt Gideri

74,63

27.7.2009

238

Akaryakıt Gideri

50,00

14.8.2008

252

Akaryakıt Gideri

100,00

14.8.2008

253

Akaryakıt Gideri

70,00

20.8.2008

272

Akaryakıt Gideri

70,00

21.8.2008

273

Akaryakıt Gideri

70,00

11.9.2008

317

Akaryakıt Gideri

70,00

TOPLAM

758,35 TL

 

Parti yetkilileri vermiş oldukları cevaplarında, partinin hazine yardımı almadığını, sadece üye aidatlarının bulunduğunu, bu nedenle büyük bir bütçesinin olmadığını, parti tüzel kişiliği adına kayıtlı herhangi bir araç bulunmadığını, plakaları verilen söz konusu araçların parti yetkilileri tarafından gönüllülük esasına dayalı olarak partinin hizmetine tahsis edilen araçlar olduğunu, bu araçların yalnızca partinin zorunlu işlerini yapmak için kullanıldığını ve bu araçların makul akaryakıt giderlerinin parti bütçesinden karşılanması için Genel İdare Kurulu kararı alındığını ifade etmişlerdir.

Sözü edilen araçlar, parti teşkilatının mülkiyetinde ise buna ilişkin ruhsat fotokopilerinin, kiralanan araçlar ise kira sözleşme örneklerinin, partililerin gönüllü olarak tahsis ettikleri araçlar ise buna ilişkin sözleşme örneğinin sunulmuş olması gerekir. Parti gönüllülerinin araç tahsis etmesi durumunda araçların tahsis edildiğine dair sözleşme düzenlenerek tahsis miktarının bağış olarak kaydedilmesi gerekmektedir. Parti yetkilileri araçlar ile ilgili kanıtlayıcı hiçbir belge göndermemişler, genel ifadelerle cevap vermişlerdir. Ayrıca, söz konusu araçların parti hizmetlerinde kullanıldığını gösteren bir bilgi ve belge de bulunmamaktadır.

Parti adına kayıtlı olmayan ve parti tarafından kiralandığına veya gönüllülük esasına göre parti hizmetlerine tahsis edildiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmayan araçların, akaryakıt giderlerinin parti amaçlarına uygun ve parti tüzel kişiliği adına yapılmış bir harcama olarak kabul edilmesinin mümkün değildir.

2820 sayılı Kanun’un 70. maddesine aykırı olarak yapılan toplam 758,35 TL tutarındaki gider karşılığı parti malvarlığının 2820 sayılı Kanun’un 75. ve 76. maddeleri uyarınca Hazine’ye gelir kaydedilmesi gerekir.

Osman Alifeyyaz PAKSÜT bu görüşe katılmamıştır.

2- İl Örgütleri Giderleri

Partinin iller teşkilatlarının herhangi bir gelir ve gider gerçekleşmesinin bulunmadığı beyan edilmiştir.

Yukarıda İl Örgütleri Gelirleri bölümünde belirtilen hükümlere göre, parti yetkililerinin genel yönetim giderlerini kendi imkânlarıyla karşılamaları mümkün değildir. Parti yetkililerinin, bu şekilde yapmış oldukları gider bedellerini partiye bağış geliri olarak, karşılığını da genel yönetim gideri olarak kaydetmek suretiyle parti tüzelkişiliği adına hesaplara dâhil etmesi gerekir.

Yönetim giderlerinin hesaplarda görülmemesi kayıt dışı gelir ve gider oluşturulmuş olduğunu göstermektedir. Bu durumda, 2820 sayılı Kanun’un 69. ve 70. maddelerine aykırı davranılmış olmaktadır. Parti il teşkilatlarının herhangi bir gelir ve giderinin bulunmadığı şeklindeki beyanları karşısında sorumluları hakkında gerekli işlemlerin yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması gerekir.

Osman Alifeyyaz PAKSÜT bu görüşe katılmamıştır.

C- Parti Mallarının İncelenmesi

Mevcut belgelere göre yapılan incelemede, Partinin 2008 yılında herhangi bir taşınmaz mal ve menkul kıymet edinmediği görülmüştür. Diğer taraftan, parti tarafından edinilen ve değeri 100,00 TL’yi aşan taşınır mal olarak 4.434,35 TL’lik genel merkeze muhtelif büro malzemesi alımı yapılmış olup kayıtları doğru, denk ve 2820 sayılı Kanun’a uygundur.

IV- SONUÇ

Doğru Yol Partisinin 2008 yılı kesin hesabının incelenmesi sonucunda;

1- 2820 sayılı Kanun’un 70. maddesine aykırı olarak partinin amaçlarına uygun olmayan ve parti tüzel kişiliği adına yapılmış harcama olarak kabulü mümkün görülmeyen 758,35 TL karşılığı parti mal varlığının, 2820 sayılı Kanun’un 75. maddesi uyarınca Hazineye irat kaydedilmesine,

2- Partinin 2008 yılı kesin hesabında gösterilen, 21.880,72 TL gelir ve gider toplamının Hazineye gelir kaydedilenler dışında kalan bölümünün eldeki bilgi ve belgelere göre doğru, denk ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’na uygun olduğuna,

3- Anayasa Mahkemesine istenen bilgilerin istendiği şekliyle verilmemesi, hesap verilebilir şekilde kayıt ve belge düzeninin oluşturulmaması, hesabın dışında gelir ve gider yapılması, inceleme ve araştırmayı engellemeye yönelik eylemler olduğundan, Parti sorumluları hakkında 2820 sayılı Kanun’un 75. ve 111. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca yasal işlem yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına,

Osman Alifeyyaz PAKSÜT’ün kararın tümü açısından karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

1.7.2015 tarihinde karar verildi.

 

Başkan

Zühtü ARSLAN

Başkanvekili

Burhan ÜSTÜN

Üye

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

Üye

 Recep KÖMÜRCÜ

Üye

Engin YILDIRIM

Üye

Nuri NECİPOĞLU

Üye

Hicabi DURSUN

Üye

Celal Mümtaz AKINCI

Üye

Erdal TERCAN

Üye

Muammer TOPAL

Üye

M. Emin KUZ

Üye

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üye

Kadir ÖZKAYA

Üye

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

KARŞIOY YAZISI

1. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 74. maddesinde, siyasi partilerin genel başkanlarının, karara bağlanarak birleştirilmiş bulunan kesin hesap ile parti merkez ve bağlı ilçeleri de kapsayan iller teşkilatının kesin hesaplarının onaylı birer örneğini Haziran ayı sonuna kadar Anayasa Mahkemesine vermeleri gerektiği öngörülmüştür. Aynı mahiyetteki bir hüküm 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 55. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer almaktadır.

2. Anayasa Mahkemesine gelen her türlü işler gibi siyasi parti mali denetimleri de “ilk inceleme” ve “esas inceleme” aşamalarından geçerek karara bağlanmaktadır. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 56. maddesinde düzenlenmiş olan siyasi parti mali denetimlerinde ilk ve esas inceleme usulünde herhangi bir süre öngörülmemiştir.

3. Mali denetimi yapılan Partinin inceleme yılına ait hesaplarının ilk ve esas incelemeleri 1 Temmuz 2015 tarihinde tamamlanarak karara bağlanmıştır. Bu durumda, denetimi yapılan Partinin geçmiş yıllara ait mali denetimlerinin ilk ve esas incelemeleri karara bağlandığında, hesapların Anayasa Mahkemesine sunulmasından itibaren beş yıl dolmuştur.

4. Anayasada öngörülen siyasi parti mali denetimi kurumunun amaçlarına, genel hukuk ilkelerine ve korunmak istenen demokratik değerlere bakıldığında, her hangi bir Devlet katkısı da almayan partilerin mali denetimlerinin ait olduğu yıldan çok uzun zaman geçtikten sonra yapılmasının hangi üstün hukuki yarara hizmet ettiğini anlamak güçtür. Bu nedenle, büyük gecikmelerle yapılan bu tür mali denetimlerin karara bağlanması ve denetime bağlı hukuki sonuçlar çıkarılması yerine, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Bu konudaki gerekçelerimiz kısmen daha önceki mali denetimlere ilişkin karşı oy yazılarımızda da açıklanmıştır (S.P.M.D., E:2009/37, K:2014/86, 30.01.2015 tarihli ve 29252 sayılı Resmî Gazete; S.P.M.D. E:2001/20, K:2009/48, 26.11.2009 tarihli Resmî Gazete).

5. Konunun hukuk devletinin temel unsurlarından olan hukuk güvenliği ve adil yargılanma hakkına ilişkin boyutları bulunduğu kadar, siyasi parti özgürlüğüne yapılmış bir temel hak ihlali de söz konusu olabilecektir. Bunun nedenleri aşağıda açıklanmıştır.

6. Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin temel bir öğesinin de hukuk güvenliği olduğu, Anayasa Mahkemesinin de birçok kararında vurgulanmıştır.

7. Yasaların toplum hayatında hangi işlem veya eylemleri yaptırıma bağladığı, hangi eylemlerin suç veya kabahat oluşturdukları, kasıtlı veya kusurlu olarak meydana gelen hukuka aykırılıkların hangi sonuçları doğuracağı, bu konularda hangi işlemlerin kimler tarafından yapılacağı, kusurlu eylemin ne zamana kadar soruşturulacağı ve kovuşturulacağı, yasalarda ve Anayasa ile yasaların verdiği yetkiye dayanarak gerçekleştirilmiş alt düzenlemelerde açıkça belirtilmiş olmalıdır. Aksi takdirde hukuki öngörülebilirlikten ve hukuk güvenliğinden söz edilemez.

8. Siyasi partilerin mali denetimi, Anayasa’da, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nda, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’da ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nde düzenlenmiştir. Mevzuatta, mali denetimin prosedürü hakkında ayrıntılı hükümler yer almakla birlikte, sürelerle ilgili hükümler sadece 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun belge saklama yükümlülüğüne ilişkin 69. ve 70. maddelerinde yer almaktadır. Buna göre, siyasi partilerin gelir ve gider belgelerini saklama yükümlülüğü, Anayasa Mahkemesinin ilk inceleme kararının ilgili siyasi partiye bildirilme tarihinden itibaren beş yıldır. İptal ve itiraz davalarındakinin aksine, mali denetimlerde ilk incelemenin hangi süre içinde yapılacağı belirtilmemiştir.

Öte yandan, mevzuatta, siyasi partilerin hesaplarını, hesap yılını takip eden Haziran ayının sonuna kadar Anayasa Mahkemesine vermeleri öngörülmüş olmakla birlikte, denetimin hangi sürede karara bağlanacağı hakkında da tabiatıyla bir hüküm bulunmamaktadır.

9. Hukuk güvenliğinin gereği olan öngörülebilirlik ilkesi, kişilerin belirsiz sürelerle denetlenme ve muhtemel bir para cezasına çarptırılma tehdidi altında tutulmalarına olanak vermez. Nitekim hukukumuzda gerek vergi usul kanunu ile gerek ticaret kanunundaki hükümlerle, belge saklama ve kamu alacağından sorumlu olma konusunda kişiler lehine çeşitli güvenceler getirilmiştir ve birbirine benzer şekilde beş yıllık süreler öngörülmüştür. Ancak, siyasi partilerin mevzuatta bu tür güvenceleri bulunmamaktadır, çünkü ilk incelemenin yapılması ve esasın karara bağlanması tamamen ucu açık bir prosedüre tabi tutulmuştur.

Hukuk güvenliğine aykırı olan ve 12 Eylül 1980 askeri rejiminin ürünü olan yasadan kaynaklanan bu durumun mevzuat değişiklikleriyle bu güne kadar düzeltilmemesi karşısında, Anayasa Mahkemesinin içtihat tesis etme yoluyla siyasi parti mali denetimlerini hukuk devleti esaslarına uygun hale getirmesi mümkündü ve bu nedenle beş yıl veya daha eski yıllara ait mali denetimlerin işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirdi. Ancak bu yola da gidilmediğinden, beş yıl ve daha fazla zaman geçmiş evrak üzerinden mali denetim yapılmasına devam edilmektedir. Bu yöndeki uygulama, hukuk devleti ilkesine aykırıdır.

10. Siyasi partiler, Anayasa’nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) güvencesi altında olduğundan, şu hususların da belirtilmesi yerinde olur:

Anayasa’nın 67. maddesinde seçme ve seçilme hakkı ile bir siyasi parti içinde faaliyette bulunma hakkı, 68. maddesinde siyasi parti kurma hakkı düzenlenmiş; yine 68. maddede siyasi partilerin demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları oldukları belirtilmiştir. AİHS’nin örgütlenme özgürlüğüne ilişkin 11. maddesi de siyasi parti faaliyetlerini güvence altına almaktadır.

11. Zaman sınırlamasına ve yasa ile belirlenmiş sürelere tabi olmayan bir şekilde mali denetim yapılması ve bunun sonucunda, geçmiş yıllara ait harcama belgelerinin usulüne uygun olarak sunulamadığı gerekçesiyle, yine üst sınırı da olmaksızın, belirsiz miktarlarda para cezası (Hazineye irat kaydı) kesilebilmesi, denetim yılına ait bulgulardan hareketle çeşitli suç duyurularında bulunulması, siyasi faaliyet ve siyasi parti özgürlüğüne yapılmış bir müdahaledir.

12. Siyasi Parti özgürlüğüne yapılan müdahalenin, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtildiği şekilde, yasa ile yapılması, demokratik bir toplumda zorunlu olması ve ölçülülük ilkesine aykırı olmaması gerekmektedir.

Mali denetim, siyasi parti faaliyetlerine yapılmış bir müdahale olmakla birlikte, demokratik bir toplumda zorunlu olduğu açıktır. Ancak, siyasi parti mali denetimlerinin ucu açık, yani yasa ile belli sürelere bağlanmamış bir uygulama kapsamında gerçekleştirildiği, bu konuda yeterli yasal çerçeve bulunmadığı, kıyas yoluyla uygulanabilecek mevzuat hükümlerinin de Anayasa Mahkemesince resen uygulanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda siyasi parti faaliyetlerine yapılmış müdahalenin, demokratik bir toplumda zorunlu olsa bile, “yasa ile düzenlenme” koşuluna uyduğu söylenemez.

Bu nedenle beş yıldan sonra yapılan denetimlerin, buna bağlı suç duyurularının ve irat kaydı kararlarının, hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu kadar, Anayasa’nın 68. maddesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 11. maddesinin de ihlalini oluşturduğunda şüphe bulunmamaktadır.

13. Anayasa Mahkemesinin yaptığı mali denetim, dosya üzerinden yapılan, temyiz ve itirazı kabil olmayan bir yargılamadır. Yargılanan tüzel kişi sıfatıyla, denetlenen partinin, Anayasa’nın 36. ve AİHS’nin 6. maddelerinde yer alan adil yargılanma hakkından yararlanması gerekeceği tartışmasızdır.

14. Anayasa’nın 36. ve AİHS’nin 6. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında, makul sürede yargılanma da bulunmaktadır. Her türlü ölçüte göre, dosya üzerinden ve tek dereceli olarak yapılan mali denetimlerin beş yıl veya daha uzun sürelerde karara bağlanmasının makul ve haklı bir nedeni olamayacağından, adil yargılanma hakkının da bir ihlalini oluşturduğu açıktır.

Bu nedenlerle, denetlenen Parti hakkındaki çoğunluk kararına katılmıyorum.

 

 

 

 

Üye

 Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Karar No 2015/12
Esas No 2009/42
Karar Tarihi 01/07/2015
Künye (AYM, E.2009/42, K.2015/12, 01/07/2015, § …)    
Karar Türü (Dosya Sonucu) Siyasî Partiler Kanunu'na uygun olduğuna
Karar Türü Siyasi Parti Mali Denetim
Davacı - Davalı Yok - Doğru Yol Partisi
Resmi Gazete 02/10/2015 - 29490
Karşı Oy Var
Üyeler Zühtü ARSLAN
Burhan ÜSTÜN
Serdar ÖZGÜLDÜR
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Engin YILDIRIM
Nuri NECİPOĞLU
Hicabi DURSUN
Celal Mümtaz AKINCI
Erdal TERCAN
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör Ömer DURAN

T.C. Anayasa Mahkemesi