ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:2004/2 (Değişik
İşler)
Karar Sayısı:2008/5
Karar Günü:8.1.2008
R.G.
Tarih-Sayı:29.01.2009-27125
DAVACI: Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı
DAVALI: Son Çağrı
Partisi
DAVANIN KONUSU:
Son Çağrı Partisi'nin dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının
sona erdiğinin tespiti istemidir.
I - İDDİANAME
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 25.6.2004 günlü, SP.125
Hz.2004/01 sayılı iddianamesi şöyledir:
“A- GENEL AÇIKLAMA
Siyasi partiler, kuruluş bildirge ve belgelerini yasanın
öngördüğü biçimde İçişleri Bakanlığına vermekle tüzel kişilik kazanırlar.
Tüzel kişilik kazanan bir siyasi partinin hukuki
varlığının mahkeme kararı ile sona erdirilmesi, Anayasa ve 2820 sayılı Siyasi
Partiler Yasası'nda düzenlendiği üzere ancak kapatma davası ile mümkündür.
Kapatma davasına bakmakla görevli olan Anayasa Mahkemesi'nin, bir siyasi
partinin kapatılmasına hükmedebilmesi için, öncelikle o siyasi partinin hukuken
var olduğunu tesbit etmesi gerekmektedir. O halde Anayasa Mahkemesi'nin,
görmekte olduğu bir kapatma davası içerisinde siyasi parti tüzel kişiliğinin
devam edip etmediğini ön sorun olarak inceleme yetki ve görevine öncelikle
sahip olduğu tartışmasızdır.
Siyasi partiler hakkındaki mali denetim veya benzeri
diğer işlemler söz konusu olduğunda da, öncelikle siyasi partinin “hukuken var
olup olmadığı” sorusu akla gelmekte ve bu sorunun cevaplandırılması
gerekmektedir. Kuşkusuz hukuk sistemimiz içerisinde, bir siyasi partinin “hukuken
var olup olmadığı” sorusunu cevaplandırma yetki ve görevi Anayasa Mahkemesi'ne
aittir. Bu şekilde belirtilen sorunun cevaplandırılmasının ancak görülmekte
olan bir dava içerisinde ön sorun olarak mümkün olduğu, Anayasa Mahkemesi'nin
“bir dava olmadan” böyle bir incelemeyi yapamayacağı hususu söylenemez. Anayasa
Mahkemesi talep üzerine her zaman bu konuda inceleme yapmakla görevli olup; bu
konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşımak görevi ise, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı'na aittir.
Siyasi partinin hukuken var olup olmadığı yani hukuki
varlığının son bulup bulmadığına ilişkin dava, özde bir nev'i kapatma davası
değildir. Bu nedenle kapatma davası için geçerli olan hükümler burada mutlak
olarak uygulanamaz. Ancak, mevzuat bütünüyle dikkate alındığında, demokratik
siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru olan siyasi partiler hakkında, kapatma
davalarına uygulanan bazı kuralların bu konuda da geçerli olduğunda kuşku
duymamak gerekmektedir.
Siyasi parti, milli iradenin oluşturulması amacı ile
kurulmaktadır. Bu husus 2820 sayılı Yasa'nın 2 nci maddesinde de ifade
edilmektedir. Milli iradenin oluşmasını esas alan ve bu amaçla kurulan bir
siyasi partinin, üye yazımı ve kaydı yoluna gitmesi, bu nedenle parti
kurucuları ve yasada belirtilen diğer üyelerinden oluşan “kurucular kurulu”
tarafından merkez karar ve yönetim kurulları ile merkez disiplin kurulunu
oluşturması; bu kurullarca da yukarıdan aşağıya doğru olarak il teşkilatının
kurulması, il teşkilatı tarafından ilçe, ilçe teşkilatı tarafından da belde
teşkilatlarının oluşturulması gerekmektedir.
Bir siyasi partinin kuruluşunu takiben olağan büyük
kongresini yapabilmesi için ise, kurulu belde teşkilatı tarafından yapılacak kongreyi
takiben, ilçe kongresinin yapılarak, tesbit edilecek delegelerle il kongresinin
gerçekleştirmesi ve ilden de tesbit edilecek delegelerle, (doğal delegelerin de
katılımıyla) büyük kongrenin toplanması gerekmektedir. Bu şekilde parti
kararları ve yönetimi, tabandan hareketle demokratik esaslar çerçevesinde
oluşmakta; kendi içerisinde demokratik kurallara göre yönetilen partinin de,
demokratik esaslar çerçevesinde milli iradeyi oluşturmak için faaliyette
bulunması ve bunun için de seçimlerle gelinen organlara talip olması,
dolayısıyla seçimlere katılması gerekmektedir.
B- DAVANIN KONUSU
Son Çağrı Partisi, kuruluş bildirge ve belgelerini
29.8.2002 tarihinde İçişleri Bakanlığına vermekle 2820 sayılı Siyasi Partiler
Yasası'nın 8 inci maddesinde belirtildiği üzere tüzel kişilik kazanmıştır.
Son Çağrı Partisi'nin, kurulduğundan bu güne kadar;
- Otuziki olan kurucu üyesi dışında üye
kaydının bulunulmadığı,
- Partinin yönetimi için zorunlu olan genel
merkez organlarının (merkez karar ve yönetim kurulu ile merkez disiplin
kurulunun) oluşturulmadığı,
- Ankara'da bulunan parti genel merkezinin,
bulunduğu adresteki yerini boşalttığı, ancak bir başka adrese taşınmadığı,
genel merkez işlemlerinin bir süre Antalya İli'nden yürütüldüğü, halen ise
herhangi bir irtibat adresinin dahi bulunmadığı,
- Herhangi bir yerde belde, ilçe ya da il
teşkilatının kurulmadığı; yani teşkilatlanılmadığı,
-Parti genel başkanının istifasına rağmen, genel başkanlık
seçiminin yapılmadığı,
-Öngörülen tüzük değişiklikleri ve
yönetmeliklerini, organlarını toplayamadığı için gerçekleştiremediği,
-Herhangi bir faaliyet içerisinde
bulunulmadığı, bu bağlamda kuruluşunu takiben seçimlere katılma yeterliliğine
hiçbir zaman ulaşmadığı için herhangi bir seçime de katılmadığı,
-Partinin otuziki kurucu üye ile kurulmasına
rağmen, bu üyelerden yirmibirinin kurucu üyelik sıfatlarının son bulması
nedeniyle, kalan toplam onbir kurucu üyesi ile partinin zorunlu organlarını
oluşturma yeterliliğinin bulunmadığı,
anlaşıldığından, kuruluş amaç ve şartlarını kaybeden adı
geçen partinin kendiliğinden dağılmış sayıldığının tesbitini talep etmek
zorunluluğu doğmuştur.
C- KONUYLA İLGİLİ DÜZENLEMELER
Konuyla ilgili olarak Anayasa ve diğer yasalarda yer alan
hükümleri şöyledir:
a- Anayasa'daki düzenlemeler
Madde 68/3- Siyasi partiler önceden izin almadan
kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.
Madde 69/1- Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi
düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin
uygulanması kanunla düzenlenir.
Madde 69/son- Siyasi partilerin kuruluş ve çalışmaları,
denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen
yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve
usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.
b- 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'ndaki düzenlemeler:
Tanım:
Madde 3 - Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun
olarak; milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve
programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık
propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet
ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını
güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzelkişiliğe
sahip kuruluşlardır.
Siyasi partilerin ... niteliği:
Madde 4/2 - Siyasi partilerin kuruluşu, organlarının
seçimi, işleyişi, faaliyetleri ve kararları Anayasada nitelikleri belirtilen
demokrasi esaslarına aykırı olamaz.
Siyasi parti kurma hakkı:
Madde 5/2- Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlar
çerçevesinde, önceden izin almaksızın serbestçe kurulurlar.
Siyasi partilerin teşkilatı:
Madde 7 - Siyasi partilerin teşkilatı; merkez organları
ile il, ilçe ve belde teşkilatlarından; Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu ile
il genel meclisi ve belediye meclisi gruplarından ibarettir. Siyasî partilerin
tüzüklerinde ayrıca kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri yan kuruluşlarla,
yabancı ülkelerde yurtdışı temsilciliği kurulması öngörülebilir.
Belde teşkilatı il ve ilçe merkezleri dışında belediye
teşkilatı olan yerlerde kurulur.
Belde teşkilatları ilçe başkanlığına bağlıdır. Bu
teşkilatların seçim tarzı, kuruluş ve faaliyet şekil ve şartları, üye sayısı,
il ve ilçe teşkilatlarıyla münasebetleri siyasi partilerin tüzüklerinde
gösterilir.
Şu kadar ki, belde teşkilatının üye sayısı üçten az
olamaz.
Partilerin kurulması:
Madde 8/3 - Siyasi partiler, bildiri ve belgelerin,
İçişleri Bakanlığına verilmesiyle tüzelkişilik kazanırlar.
Partilerin genel merkez teşkilatı: Madde 13/1- Siyasi
partilerin merkez organları büyük kongre, genel başkan ile diğer karar,
yönetim, icra ve disiplin organlarından ibarettir. Bu organların isimleri ve
üye sayıları tüzüklerinde gösterilir.
Merkez karar, yönetim ve icra organları:
Madde 16/1 - Siyasi partilerin merkez karar, yönetim ve
icra organları parti tüzüğünde belirtilen isim, şekil ve sayıda kurulur. Büyük
Kongrece seçilecek merkez organlarının herbirinin üye sayısı 15'den az olamaz.
Merkez disiplin kurulu:
Madde 17 - Siyasi partinin merkez disiplin kurulu, bu
Kanunda ve parti tüzüğünde gösterilen şekilde kurulur. Bu kurulun üye sayısı
yediden az olamaz.
Teşkilatın merkezleri:
Madde 31 - Siyasî partilerin merkez teşkilâtı Ankara il
merkezinde; il ve ilçe teşkilâtları, ilgili il ve ilçe merkezlerinde; belde
teşkilâtları ve ilçe merkezleri hariç olmak üzere, belediye teşkilâtı olan
yerlerde; yan kuruluşları ve yurtdışı temsilcilikleri ise tüzüklerinde
belirtilen yerlerde bulunur.
Diğer kanunlarının genel olarak uygulanacak hükümleri:
Madde 121/1 - Türk Kanunu Medenisi ile Dernekler
Kanununun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların bu Kanuna aykırı
olmayan hükümleri, siyasi partiler hakkında da uygulanır.
c- 2908 Sayılı Dernekler Yasası'ndaki düzenlemeler:
Kendiliğinden dağılmış sayılma
Madde 51 - Dernekler, kuruluş amaç ve şartlarını
kaybettiği veya acze düştüğü veya yönetim kurulunun tüzük gereğince kurulmasına
imkan kalmadığı veya 23 üncü maddede belirtilen yeter sayının bulunmaması
sebebiyle üstüste iki olağan genel kurul toplantısının yapılamadığı hallerde,
kendiliğinden dağılmış sayılır. Kendiliğinden dağılma hali, dernek merkezinin
bulunduğu yerin en büyük mülki amirinin veya Cumhuriyet savcılığının istemi
üzerine sulh hukuk mahkemesince tespit edilir.
d- 4721 sayılı Türk Medeni Yasası'ndaki düzenlemeler
Madde 87 - Dernekler, aşağıdaki hâllerde kendiliğinden
sona erer:
1. Amacın gerçekleşmesi, gerçekleşmesinin olanaksız hâle
gelmesi veya sürenin sona ermesi,
2. İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede
yapılmamış ve zorunlu organların oluşturulmamış olması,
3. Borç ödemede acze düşmüş olması,
4. Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının
olanaksız hâle gelmesi,
5. Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste
yapılamaması.
Her ilgili, sulh hâkiminden, derneğin kendiliğinden sonra
erdiğinin tespitini isteyebilir.
D-HUKUKSAL DURUM
Siyasi parti tüzel kişiliğinin son bulduğu yani dağılmış
sayıldığının tesbitine yönelik talepte bulunma ve karar verme yetki ve görevinin
kime ait olduğu, hangi hallerde bu kararın verilebileceği, bu kararın
niteliğinin ne olduğu ve hangi tarihten itibaren hüküm ifade edeceği
hususlarının açıklanması gerekmektedir.
a- Görev ve yetki
Siyasi partilerin nasıl tüzel kişilik kazanacağı 2820
sayılı Yasası'nda ayrıntıları ile düzenlenmesine rağmen, tüzel kişiliğin
(kapanma veya kapatılma kararı olmaksızın) hangi hallerde kendiliğinden son
bulacağı konusunda ise bu yasada açık bir düzenleme mevcut değildir.
Ancak 2820 sayılı Yasa'nın 121/1 inci maddesinde, “Türk
Medeni Yasası ile Dernekler Yasası'nın ve dernekler hakkındaki diğer yasaların,
Siyasi Partiler Yasası'na aykırı olmayan hükümlerinin, siyasi partiler,
hakkında da uygulanacağı” belirtilmiş; bu şekilde diğer yasalardaki
düzenlemelerin tekrarından kaçınılmıştır.
2908 sayılı Dernekler Yasası'nın 51 inci ve 4721 sayılı
Türk Medeni Yasası'nın 87 nci maddelerinde bir derneğin, hangi hallerde
dağılmış sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Bu maddelerin; siyasi partiler
konusundaki Anayasal kurallar ile Siyasi Partiler Yasası'ndaki düzenlemelere
aykırı olmayan hükümlerinin, siyasi partiler hakkında da uygulanması söz
konusudur.
4721 sayılı Yasa'nın 87 nci maddesi, her ilgilinin sulh
hakiminden dağılma halinin tesbitini talep edebileceğini düzenlerken; 2908
sayılı Yasa sadece dernek merkezinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirinin
veya Cumhuriyet savcılığının istemi üzerince sulh hukuk mahkemesince dağılmanın
tesbiti kararı verileceğini hükme bağlamıştır. Bu şekilde her iki yasa, diğer
konularda yetkilendirdiği kişi ve kurumlara, dağılmış sayılmanın tesbitine
ilişkin talepte bulunma hakkı vermiş, incelemeyi talep koşuluna bağlamıştır.
Anayasa, 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası, 2797 sayılı
Yargıtay Yasası ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkındaki Yasa hükümlerine göre, siyasi partilerden istemde bulunma,
parti faaliyetlerini izleme, soruşturma ve gerektiğinde kapatma ile hukuki
varlığın son bulduğunun tesbiti konusunda dava açma görevi, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı'na aittir. Belirtilen mevzuat gözetildiğinde siyasi partilere
yasalarda öngörülen yaptırımı uygulayacak merci ise kuşkusuz Anayasa
Mahkemesi'dir.
Mevzuat hükümleri ve Anayasa Mahkemesi'nin yerleşik
kararlarına göre “siyasi partinin hukuki varlığının mevcut olup olmadığı”
konusunun, yalnızca Anayasa Mahkemesi'nce incelenmesi mümkündür. Çünkü, 2820
sayılı Yasa'nın 121/1 inci maddesindeki düzenlemede, diğer yasaların “siyasi
partiler yasasına aykırı olmayan hükümlerinin siyasi partiler hakkında da
uygulanabileceği” ifade edilirken; siyasi partilerin dernekler gibi işlem
göremeyecekleri, dolayısıyla siyasi partiler konusunda görevlendirilmesi
nedeniyle, Anayasa Mahkemesi dışında bir başka mahkemenin bu konuda yetkili ve
görevli olamayacağı öngörülmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin bu incelemeyi
yapabilmesi ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın talepte bulunmasına bağlıdır.
Böyle bir talep veya inceleme için görülmekte olan veya ayrı bir dava
bulunmasına da gerek yoktur.
b- Dağılma nedenleri
2820 sayılı Yasa'nın 121 inci maddesi ışığında siyasi
partilerin dağılma nedenleri sıralanacak olursa;
- Siyasi partinin kuruluş amaç ve şartlarını
kaybetmesi, kuruluş amacının gerçekleşmesinin olanaksız hale gelmesi,
- Acze ya da borç ödemede acze düşmesi,
- Merkez karar ve yönetim kurulunun tüzük
gereğince oluşturulmasının olanaksız hale gelmesi,
- İlk genel kurul toplantısının süresinde
yapılmaması ve zorunlu organlarının oluşturulmamış olması,
- Olağan genel kurul toplantısını üst üste iki kere
yapılamaması
durumlarında siyasi partinin dağılmış sayılma durumunun
incelenmesi gerekmektedir.
Burada üzerinde durulması gereken husus, bahse konu
nedenlerin gerçekleşmesi halinde, 2820 sayılı Yasa'nın 104/1 inci maddesine
göre, ön koşul olarak Anayasa Mahkemesi'nden ihtar kararı alınmasının gerekip
gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Bir siyasi parti hakkında öncelikle 2820 sayılı Siyasi
Partiler Yasası ve doğal olarak anılan Yasa'nın 104/1 inci maddesindeki hükmün
işletilmesi gerekmekte ise de; bu maddenin işletilmesi ortada hukuken bir
siyasi partinin var olduğu yani aykırılığı giderebilecek bir siyasi partinin
mevcudiyetinden söz edilebildiği haller için söz konusu olabilir. Diğer bir
ifade ile ortada, hukuken bir siyasi parti yok ise, ihtar kararını yerine
getirebilecek hukuksal bir kişilikten de söz edilemez. Bu halde o siyasi parti
hakkında ihtar kararı alınması değil, hukuksal kimliğinin, yani tüzel
kişiliğinin son bulmuş olduğunun tesbit edilmesi yoluna gidilmesi
gerekmektedir. Bu bağlamda, bir dernek için ilk kongrenin süresinde yapılmaması
dağılmış sayılma nedeni iken; sadece bu neden bir siyasi parti hakkında başlı
başına dağılma nedeni oluşturmayıp; 2820 sayılı Yasa'nın 104 üncü maddesinin
işletilmesini gerektirir bir durumdur.
c- Kararın niteliği
Siyasi partinin hukuki varlığın son bulduğunun, yani
dağılmış sayılmanın tesbiti konusunda verilecek karar, çekişmesiz yargısal bir
tesbit kararıdır. Dağılmış sayılma talebinin yerinde görülmesi halinde, mevcut,
hukuken var olan bir hasımdan söz edilemeyeceğinden, yargısal işlem çekişmesiz
nitelik taşımaktadır.
Yüksek Mahkemeniz de, dağılmış sayılmanın tesbitine
yönelik davaları, çekişmeli yargısal bir işlem olarak değil; çekişmesiz
yargısal bir işlem olarak değerlendirmekte ve dava olarak değil “değişik işler”
nitelendirmesi ile yürütmektedir.
Yargısal bir değerlendirme sonucunda bu tesbit kararı
verildiğinden; karar kuşkusuz “yargısal” bir nitelik taşımaktadır (1630 sayılı
Dernekler Yasası'nın 44 üncü maddesinde bu konuda mülki amir yetkilendirilmiş
ve 2908 sayılı Dernekler Yasası'nda da bu durum benimsenmiş ise de; anılan
yasada 3.7.1997 tarih ve 4279 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle, dernekler
yönünden de, siyasi partilere paralel bir düzenleme getirilmiştir).
Dağılmış sayılmanın tesbiti kararı, dağılma nedeninin
varlığı halinde ve talep üzerine verilebilecek bir karardır. O halde talep
anında ya da öncesinde bu nedenlerin mevcut olması gerekmektedir.
Bu tesbit kararı ile parti tüzel kişiliği sona ermeyip,
tüzel kişiliğin daha önce kendiliğinden son bulduğu tesbit edildiğinden, tesbit
kararına konu nedenlerin hangi tarihte gerçekleşmiş sayıldığı da önemlidir.
Şöyle ki; tesbit kararının, hangi tarihten itibaren hüküm ifade edeceği; bir
diğer anlatım ile verilecek tesbit kararının, talep tarihinden mi yoksa daha
önceki bir tarihten itibaren mi geçerli olacağı hususu, tesbite dayanak olan
nedenlerin hangi tarihte gerçekleşmiş olduğunun belirlenmesi ve bilinmesini de
gerektirmektedir.
Yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde, bir siyasi
partinin kuruluş ya da varlık nedenlerini kaybetmiş sayılmasının “yasa ile
öngörülmesi” ve içerik itibarıyla bu şekilde “meşru amaç” ve “demokratik
toplumda gereklilik” ölçütlerine uygunluğu halinde, evrensel normlara aykırılık
halinden de söz edilmesi mümkün değildir.
E- DEĞERLENDİRME
Son Çağrı Partisi'nin, otuziki kurucu üye ile 29.8.2002
tarihinde kurulmasını takiben, partinin yönetimi için zorunlu organlar olan (md
7/1, 13/1) merkez karar ve yönetim kurulu (md 16) ve merkez disiplin kurulu (md
17) bu güne kadar oluşturulmamıştır.
Son Çağrı Partisi Genel Başkanı'nın 10.11.2003 tarihinde
parti üyeliğinden istifası ile genel başkanlığın boşalmasına rağmen, bu konuda
bir vekil belirlenmediği gibi seçim de (md 15/6) yapılmamıştır.
Herhangi bir üye kaydı (md 12)- yoluna dahi gidilmemiş; yine
herhangi bir il (md 19), ilçe (md 20) ve belde (md 7) teşkilatı da
kurulmamıştır.
Bildirilen genel merkez adresi dışında (md 31), herhangi
bir teşkilatlanma içerisinde olunmamış, genel merkezin ise Ankara'da bulunma
zorunluluğuna (md 31) rağmen, Ankara'da ki genel merkez adresi boşaltılmış,
başka bir genel merkez adresi bildirilmemiş, bu konudaki işlemler parti genel
başkanının bulunduğu Antalya İli'ndeki bir adresten yürütülmeye başlanmıştır.
Ancak anılan kişinin parti üyeliğinden istifası da düşünüldüğünde, partinin
herhangi bir irtibat adresi ve de genel merkezi bulunmamaktadır.
Partinin milli iradenin oluşturulması için bu şekilde
hiçbir çalışma, üye kaydı ve örgütlenme içerisinde olmadığı, kuruluşundan
itibaren seçimlere katılma yeterliliğine hiçbir zaman sahip olmadığı için,
hiçbir seçime de katılmadığı anlaşılmaktadır.
Son Çağrı Partisi, Başsavcılığımız tarafından tüzük
değişikliği yoluna gitmesi için yazılan 26.02.2003 tarihli yazı gereğini,
kurucular kurulunu toplayamadığı için yerine getirememiş ve tüzüğünde
düzenlemeye gitmemiş, Başsavcılığımıza bir tüzük ibraz etmemiştir.
Kaldı ki anılan Parti “Bu güne kadar yapılmış olan
siyasette her ne kadar olumsuzluk varsa elimizle, dilimizle, kalemimiz ve
yüreğimizle düzeltmeye gayret göstereceğiz” Cümlesinden İbaret metnin parti
tüzüğü olduğunu belirterek, bir başka tüzükte ibraz etmemiş olup; anılan
ibarelerin içerik olarak parti tüzüğü sayılması da, ayrıca hukuken mümkün
değildir.
Anılan partinin tüzüğünde yer almayan ve düzenlenme
konusu edilmeyen ancak, 2820 sayılı Yasa'nın belirttiği ve zorunlu olan
yönetmelikler de çıkartılmamıştır.
Bu şekilde tüzüğü ile merkez organları bulunmayan ve
organlarını da bu nedenle toplayamayan anılan partinin herhangi bir faaliyeti
bulunmamaktadır.
Otuziki kurucu üye ile kuruluşunu takiben herhangi bir
üye kaydında bulunmayan Son Çağrı Partisinin kurucularından olan dört kişinin
bir başka siyasi parti üyesi oldukları siyasi parti sicillerinden anlaşılmakla,
2820 sayılı Yasa'nın 6/2 nci maddesi uyarınca (Son Çağrı Partisi'ndeki de dahil
olmak üzere) bu siyasi parti üyelikleri kendiliğinden son bulmuştur. Ayrıca
kuruculardan on yedi kişi de parti üyeliklerinden istifa etmişlerdir. Bu
şekilde sicil kayıtlarına göre, partinin (kurucu) üye sayısı halen onbirdir.
2820 sayılı Yasa'ya göre parti tüzüğünde daha fazla sayı
öngörülmemiş ise, siyasi partinin merkez karar ve yönetim kurulunun en az onbeş
(md 17/1), merkez disiplin kurulunun en az yedi (md 17) kişiden oluşması
gerekmektedir. Son Çağrı Partisi'nin tüzüğünde bu konuda hüküm bulunmamaktadır.
Ayrıca parti genel başkanı da (md 15) düşünüldüğünde, en az otuz kurucu üye ile
(md 8/1) kurulması gereken bir siyasi partinin (kurucu) üye sayısının yirmiüçün
altına düşmesi halinde; partinin, zorunlu merkez organlarını tekrar oluşturması
mümkün değildir. Son Çağrı Parti'nin üye sayısı da onbir olmakla, artık
partinin zorunlu organlarını oluşturması ve bu oluşturacağı organlardan sonra
üye kaydına başlaması ve hukuken faaliyette bulunması olanağı kalmamıştır.
Tüm bu hususlar Son Çağrı Partisi'ne ilişkin siyasi parti
sicil dosyası üzerinde yapılan incelemelerle sabit olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle Son Çağrı Partisi, yasanın
öngördüğü kuruluş amaç ve şartlarını taşıma ve sürdürme iradesine sahip
değildir; bu iradeyi, kuruluş amaç ve şartlarını kaybetmiş, bu amaç ve
şartların gerçekleşmesi artık olanaksız hale gelmiştir.
Belirtilen tüm bu nedenlerle; kuruluş amaç ve
koşullarını, talep anına kadar mevcut olan ve süregelen eylemleri nedeniyle
kaybeden Son Çağrı Partisi'nin hukuki varlığının son bulduğunun, yani
kendiliğinden dağılmış sayıldığının tesbit edilmesi gerektiğinin yasal bir
zorunluluk olduğu tartışmasızdır:
Anılan tesbite dayanan nedenler “yasa ile öngörülmüş olup
meşru ve demokratik toplumda gereklilik” ölçütlerine aykırı da değildir.
F- SONUÇ VE İSTEM
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı Son Çağrı
Partisi'nin; 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 121 inci maddesi
aracılığıyla Türk Medeni Yasası'nın 87, 2908 sayılı Dernekler Yasası'nın 51
inci maddeleri uyarınca “talep tarihi itibarıyla kuruluş amaç ve şartlarını
kesin olarak kaybetmesi nedeniyle” kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı
olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi iddia ve
talep olunur.”
II- İNCELEME
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesi, konuya
ilişkin rapor, ilgili Anayasa ve Yasa kuralları ile diğer belgeler okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Son Çağrı Partisi, gerekli belgelerin 29.8.2002 tarihinde
İçişleri Bakanlığı'na verilmesiyle tüzelkişilik kazanmıştır.
Siyasî Partiler Kanunu'nun 121. maddesinin birinci
fıkrasında, “Türk Kanunu Medenîsi ile Dernekler Kanununun ve dernekler hakkında
uygulanan diğer kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümleri, siyasî partiler
hakkında da uygulanır” denilmektedir. 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nda konuyla
ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiş, 36. maddede bu Yasa'da hüküm bulunmayan
hallerde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun kurallarının uygulanacağı
öngörülmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 87. maddesinde, kuruluş
amacının gerçekleşmesinin olanaksız hale gelmesi, ilk genel kurul toplantısının
kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu organların oluşturulmamış
olması, Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız hale
gelmesi, olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması gibi
durumlar derneğin kendiliğinden sona ermesi nedeni olarak sayılmıştır.
Parti'nin Ankara'da bir genel merkezinin bulunmadığı,
dağılma halinin tespiti talebiyle yapılan başvuruya karşı diyeceklerini
bildirmek üzere parti genel merkezi olarak gösterilen adrese tebligat
yapılamadığı, genel başkanının istifa ettiği, adreslerine ulaşılabilen dört
kurucu üyeye yapılan tebligata cevap verilmediği, Parti'nin kuruluşunu takiben
hiçbir yerde teşkilatlanmadığı, büyük kongresini yapmadığı, Yasa'da öngörülen
merkez organları ile disiplin kurulunu oluşturmadığı anlaşıldığından, Son Çağrı
Partisi'nin siyasi parti niteliğinin kendiliğinden sona erdiği sonucuna
varılmıştır.
Öte yandan, 2820 sayılı Yasa'nın 110. maddesinde, “Kapanan
bir siyasi partinin malları, büyük kongre toplanma yeter sayısının salt
çoğunluğunun oyu ile alacağı bir karar üzerine, bir diğer siyasi partiye veya
başka bir parti ile birleşmek için kapanma kararı alınmışsa, birleşeceği
partiye, ilgili partinin de kabul etmesi şartıyla devredilebilir. Aksi halde
kapanan siyasi parti malları Hazineye geçer” denilmektedir. Bu durumda,
büyük kongresini toplayamayan ve tüzel kişiliği sona eren Parti'nin mallarının
Hazine'ye geçirilmesi gerekir.
III- SONUÇ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Son Çağrı
Partisi'nin dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona
erdiğinin tespitine karar verilmesi istemine ilişkin 25.6.2004 günlü, SP. 125.
Hz 2004/01 sayılı İddianamesi ve ekleri, konuya ilişkin rapor, ilgili Anayasa
ve yasa kuralları incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
1- Son Çağrı Partisi'nin, 2820 sayılı Siyasi Partiler
Kanunu'nun 121. maddesi yollamasıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 87.
maddesi gereğince dağılmış sayılarak hukuki varlığının sona erdiğine,
2- Parti'nin tüm mallarının, 2820 sayılı Yasa'nın 110.
maddesinin birinci fıkrası uyarınca Hazine'ye geçmesine,
3- Gereğinin yerine getirilmesi için karar örneğinin
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
8.1.2008 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
|
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Sacit ADALI
|
|
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
|
Üye
A. Necmi ÖZLER
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket APALAK
|
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Zehra Ayla PERKTAŞ
|