ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas
Sayısı:2002/3 (Siyasi Parti-İhtar)
Karar
Sayısı:2003/1
Karar
Günü:22.1.2003
Resmi
Gazete tarih/sayı:12.07.2003/25166
İHTAR
İSTEMİNDE BULUNAN : Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı
İHTAR
İSTEMİNİN KONUSU : Siyasi Partiler
Yasası'na aykırı olduğu gerekçesiyle Parti tüzüğünün 60. maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendinde yer alan kuralın Yasa'ya uygun hale getirilmesi için
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın istemini süresinde yerine getirmeyen
Anavatan Partisi'ne 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 104. maddesi
uyarınca ihtar verilmesi istemidir.
I-
İHTAR İSTEMİNİN GEREKÇESİ
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 9.5.2002 günlü, SP.3. Hz.2002/4 sayılı başvuru
dilekçesinin giriş ve gerekçe bölümü şöyledir:
"I-
GİRİŞ
Anavatan
Partisi Tüzüğünün incelenmesinde; tüzüğün 60. maddesinin birinci fıkrasının c
bendindeki düzenlemenin Anayasanın 69. maddesinin birinci fıkrası ile Siyasi
Partiler Yasasının 4, 16 ve 93. maddelerine aykırı olduğu tesbit edilmiş ve adı
geçen partiden tüzüğünü 2 aylık süre içerisinde düzeltmesi 5.3.2002 tarihli
yazıyla istenilmiş ve bu yazı aynı günde tebliğ edilmiştir. Buna karşın
Anavatan Partisi Genel Sekreterliğinin 2.5.2002 tarihli yazılarına ekli olarak
gönderilen Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulunun 29.4.2002 gün ve 2 sayılı
kararından söz konusu tüzüğün ilgili hükmünün demokrasi esaslarına uygun olduğu
görüşünün benimsendiği ve tüzükte değişiklik yapma yönüne gidilmediği
anlaşılmıştır.
II-
İHTAR İSTEMİNİN GEREKÇESİ
Anayasamıza
göre Demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez öğeleri olan siyasi partilerin,
parti içi düzenlemeleri ve çalışmalarının demokrasi ilkelerine uygun olacağında
ve yasalara aykırı eylem ve işlemlerden alıkonulmalarının gerektiğinde,
duraksama yoktur. Gerçekten, Anayasanın 69 uncu maddesinin birinci fıkrasında
"SİYASİ PARTİLERİN UYACAKLARI ESASLAR" başlığı altında "Siyasi
Partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi
ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir" hükmü
yer almaktadır.
2820
sayılı Siyasi Partiler Yasasının 16. maddesinin beşinci fıkrasında; siyasi
partilerin, merkez karar ve yönetim organlarının üyelerinin büyük kongrece
seçileceği öngörülmektedir.
Anavatan
Partisi parti tüzüğünün 60. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ise Merkez
Karar ve Yönetim Kurulunun 10 asil 5 yedek üyesinin Büyük Kongrede yeni Genel
Başkan tarafından gösterilen 20 aday arasından seçileceği biçimindedir.
Siyasi
Partiler Yasasının 4. maddesinin ikinci fıkrasında, Anayasaya uygun olarak
"Siyasi partilerin kuruluşu, organlarının seçimi, işleyişi, faaliyetleri
ve kararları Anayasada nitelikleri belirtilen demokrasi esaslarına aykırı
olamaz" hükmü getirilmekte; aynı Yasanın 93. maddesinde de, "Siyasi
partilerin parti içi çalışmaları, parti yönetimi, denetimi; parti organları
için yapılacak seçimler ile parti genel başkanlığınca, genel merkez
organlarınca ve parti gruplarınca alınan kararları ve yapılan eylem ve
işlemleri parti tüzüğüne, parti üyeleri arasındaki eşitlik ilkesine ve demokrasi
ilkelerine aykırı olamaz" kuralına yer verilmektedir.
Görülüyor
ki, Siyasi Partiler Yasasının söz konusu bu maddelerinde, parti içi
çalışmaların demokrasi esaslarına uygun olma zorunluluğu açıkça
öngörülmektedir. Demokrasinin esaslarından biri de tam katılımın sağlanmasıdır.
Parti tüzükleri, demokrasinin esaslarına uygun olarak, parti yönetimine
katılımı en üst düzeyde gerçekleştirecek biçimde düzenlenmelidir. Oysa, parti
tüzüğünün 60. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan Merkez Karar ve
Yönetim Kurulunun 10 asil ve 5 yedek üyesinin Büyük Kongrede yeni Genel Başkan
tarafından gösterilen 20 aday arasından seçileceğini belirten yöntem, Siyasi
Partiler Yasasına bu yönden aykırılık oluşturmaktadır.
Kaldı
ki Siyasi Partiler Kanununun 14/1. maddesine göre Siyasi Partinin en yüksek
organı Büyük Kongredir. Aynı maddenin beşinci fıkrasında parti genel başkanını,
partinin merkez karar ve yönetim kurulu ile merkez disiplin kurulu üyelerini
gizli oyla seçmek yetkisi büyük kongrenin yetkileri arasında sayılmıştır.
Kanun, diğer organların seçim usul ve esaslarını parti tüzüğüne bıraktığı halde
Merkez Karar ve Yönetim Organları bakımından böyle bir imkan tanınmamıştır.
Bu
yetkiler tam ve kesindir. Devredilemez ve kısıtlanamaz. Büyük Kongrenin tüzükte
yapacağı bir değişiklikle bu yetkilerinin tamamını veya bir kısmını partinin
bir diğer organına devretmesi Demokrasi ilkelerine aykırıdır. Özellikle Büyük
Kongre yetkilerinin aleyhine olarak, genel başkanın Siyasi Partiler Kanununun
15 inci maddesinde yer alan yetkilerinin genişletilmesi kabul edilemez. Aksi
hal, demokratik siyasi hayatımızın hastalığı olarak görülen "Genel Başkan
Egemenliği"ne yol açar ki bu durumun sakıncaları açıktır.
Ayrıca,
Siyasi Partiler Kanununun 93. maddesinde, parti organları için yapılacak
seçimlerin "parti üyeleri arasındaki eşitlik ilkesine" aykırı
olamayacağı vurgulanmıştır. Parti tüzüğünde yer alan hüküm, Merkez Karar ve
Yönetim Kurulu seçiminde, bir "Genel Başkan Kotası" yaratmakta ve
parti içi demokratik yarışı Genel Başkana yakın olan veya onun tarafından
tercih edilen üyeler lehine sınırlamaktadır. Bu türden bir kota "parti
üyeleri arasındaki eşitlik" ilkesine aykırıdır.
Anavatan
Partisi Merkez Karar Yönetim Kurulunun 02.05.2002 gün ve 2 sayılı kararının
irdelenmesinde,
Parti
tüzüğünde yer alan mezkur hükmün 1988 yılında yürürlüğe girdiği ve Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından herhangi bir itiraza uğramadığı yolundaki
saptama, bu hükmü Anayasa ve Yasalara uygun hale getirmez ve kazanılmış hak
sağlamaz.
Genel
Başkan tarafından gösterilen üyelerin Büyük Kongre tarafından seçilmeleri
olgusu, Büyük Kongrenin yetkilerinin sınırlandırılması gerçeğini de
değiştirmez. Zira seçime sunulan üyeler arasında ayırım yapılmakta ve Genel
Başkan Kotasına Genel Başkan tarafından aday gösterilenler, diğer parti
üyelerine göre farklı bir konuma getirilmektedir.
Siyasi
Partiler Kanunu'nun 14 ve 37 nci maddeleri örnek gösterilerek mekanik bir
eşitlik ve Demokrasi anlayışını benimsemediği ileri sürülmüş ise de mezkû r
maddelerin konuyla ilgisi bulunmadığı gibi SPK nun Siyasi Partiler yönünden
temel öğesi "Parti üyeleri arasındaki eşitlik" ilkesidir.
Kadın-Erkek
dengesi'nin sağlanması yönünde Avrupa Birliği tarafından Dublin Konferansında
alınan kararla mezkû r tüzük hükmünün doğrudan ilgisi bulunmamaktadır. Bu
dengenin seçimlerde Genel Başkanın tercihi ile değil, tüzüğe bu dengeyi oransal
sağlayıcı hükümler konulması ile elde edilebileceği açıktır.
Bu
itibarla 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasasının 12.8.1999 günlü, 4445 sayılı
Yasayla değiştirilen 104. maddesinde, bir siyasi partinin bu Yasanın 101.
maddesi dışında kalan emredici hükümleri ile diğer yasaların siyasi partilerle
ilgili emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti
aleyhine Anayasa Mahkemesi'ne Cumhuriyet Başsavcılığınca re'sen yazı ile
başvurulacağı belirtilmiştir.
Açıklanan
nedenlerle, Anavatan Partisi tüzüğünün Siyasi Partiler Yasasında öngörülen
emredici hükümlere aykırılığının giderilmesi için, Yüksek Mahkemenize
başvurulması zorunlu görülmüştür.
III-
SONUÇ VE İSTEM
Anavatan
Partisi tüzüğünün 60. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki, Anayasa'ya
ve Siyasi Partiler Yasasına aykırılık oluşturan kuralının Yasaya uygun duruma
getirilmesi için adı geçen partiye Siyasi Partiler Yasasının 104. maddesi
uyarınca ihtarda bulunulması arz ve talep olunur."
II-
DAVALI PARTİNİN İSTEMLE İLGİLİ GÖRÜŞÜ
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 5.3.2002 tarih ve SP.3 Muh. 2002/124 sayılı yazısı
üzerine Anavatan Partisi'nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği
2.5.2002 tarihli cevabi yazısında şu görüşlere yer verilmiştir:
"Anavatan
Partisi Tüzüğünün 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, Merkez Karar
ve Yönetim Kurulunun 10 asil ve 5 yedek üyesinin Büyük Kongrede Genel Başkan
tarafından gösterilen 20 aday arasından seçileceğini öngörmektedir.
Tüzüğümüzün
bu hükmü, 1988 yılında yürürlüğe girmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının
incelemesine sunulmuş olup, bu süre içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca
herhangi bir itiraza konu olmamıştır.
Siyasi
Partiler Kanununun 93 üncü maddesi, "siyasi partilerin parti içi
çalışmaları, parti yönetimi, denetimi; parti organları için yapılacak seçimler
ile parti genel başkanlığınca, genel merkez organlarınca ve parti gruplarınca
alınan kararları ve yapılan eylem ve işlemleri parti tüzüğüne, parti üyeleri
arasındaki eşitlik ilkesine ve demokrasi ilkelerine aykırı olamaz" hükmünü
ihtiva etmektedir.
Parti
tüzüğümüzün anılan hükmü, parti üyeleri arasındaki eşitlik ilkesine ve
demokrasi esaslarına hiçbir şekilde aykırı değildir. Herşeyden önce, Genel
Başkan tarafından aday gösterilen üyeler de, diğer üyeler gibi Büyük Kongrenin
oyuyla seçilmektedir. Genel Başkanca aday gösterilen üyelerin seçilme şansları,
Merkez Karar ve Yönetim Kuruluna kendiliklerinden aday olan üyelerin seçilme olasılıklarından
daha yüksek değildir.
Siyasi
Partiler Kanununun mekanik bir eşitlik ve demokrasi anlayışını benimsemediği,
bu Kanunun çeşitli hükümlerinden anlaşılmaktadır. Kanunun 14. maddesinin ikinci
fıkrasına göre, "Büyük Kongre, seçilmiş üyeler ile tabi üyelerden
oluşur". Aynı Kanunun 37 inci maddesine göre, "siyasi partiler
önseçim ya da aday yoklaması yaptıkları seçim çevrelerinde, toplam olarak
Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının % 5'ini aşmamak üzere, ilini,
seçim çevresini, aday listesindeki sırasını, önseçim veya aday yoklaması
tarihinden en az on gün önce Yüksek Seçim Kuruluna bildirmek koşuluyla merkez
adayı gösterebilirler". Nihayet, Anayasamızın 67 inci maddesinin son
fıkrası, "seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar
ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir" demek suretiyle, mekanik bir
demokrasi ve eşitlik anlayışını benimsemediğini açıkça göstermektedir.
Tüzüğümüzün
anılan hükmü, normal parti-içi süreçlerde uzman kişilerin ve özellikle
kadınların, parti merkez ve karar yönetim organında daha büyük ölçüde temsilini
amaçlamaktadır. Nitekim, şu anda Merkez Karar ve Yönetim Kurulunda görev yapan
beş kadın üyenin tümü, Tüzüğümüzün bu hükmü uyarınca seçilmişlerdir.
"Olumlu ayrımcılık" veya "olumlu eylem" (affirmative action)
adı verilen bu tür uygulamaların Batı partilerinde pek çok örneği vardır.
Hatta, Avrupa Birliği tarafından 1996 yılında yapılan Dublin Konferansında
Avrupa Parlamentosu ve üye ülke Parlamentolarının karar mekanizmalarında
kadın-erkek dengesini sağlayacak önlemlerin alınması yönünde karar alınmıştır.
Bu niteliği itibariyle Tüzüğümüzün ilgili hükmü, parti üyeleri arasındaki
eşitlik ilkelerine ve demokrasi esaslarına aykırı olmayıp, ayrıca katılımcılığı
kısıtlayıcı değil, teşvik edici mahiyettedir.
Yüce
makamınızın 05.03.2002 SP.3 Muh. 2002/124 yazısına cevaben görüşlerimizi
takdirlerinize saygı ile arzediyoruz."
III-
ESASIN İNCELENMESİ
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihtar başvurusu, işin incelenmesine ilişkin rapor,
ilgili Anayasa ve yasa kuralları, bunların gerekçeleri ve diğer belgeler okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı, Anavatan Partisi Tüzüğü'nün 60. maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendinde yer alan, "Büyük Kongrede yeni genel başkan
tarafından gösterilen 20 aday arasından seçilen 10 asıl ve 5 yedek üye"
biçimindeki kuralın, Anayasa'nın 69. maddesinin üçüncü fıkrasına ve 2820 sayılı
Siyasi Partiler Yasası'nın 4., 16. ve 93. maddelerinde öngörülen parti içi
demokrasi ve eşitlik ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, adı geçen Partiye,
bu aykırılığın giderilmesi için, aynı Yasanın 104. maddesi uyarınca ihtarda
bulunulmasını istemektedir.
Anayasa'nın
69. maddesinin ilk fıkrasında "Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi
düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur."
denilmektedir.
2820
sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun "Genel Esaslar" başlıklı birinci
kısımda yer alan 4. maddesinin ikinci fıkrası şöyledir :
"Siyasî
partilerin kuruluşu, organlarının seçimi, işleyişi, faaliyetleri ve kararları
Anayasada nitelikleri belirtilen demokrasi esaslarına aykırı olamaz."
Gerekçeye
göre bu fıkra, parti içinde demokrasiyi egemen kılma ve oligarşik eğilimleri
önlemeyi amaçlamaktadır. Esasen, siyasi partilerin kuruluş, işleyiş, faaliyet
ve organlarının seçiminden söz edildiğine göre, fıkrayla, parti içi
demokrasinin amaçlandığı kuşkusuzdur.
Siyasî
Partiler Yasası'nın 16. maddesinin birinci fıkrasında da, "siyasî
partilerin merkez karar, yönetim ve icra organları parti tüzüğünde belirtilen
isim, şekil ve sayıda kurulur" denilmekte, siyasî parti yasaklarını
düzenleyen Dördüncü Bölümünün 93. maddesinde ise; "Siyasî partilerin parti
içi çalışmaları, parti yönetimi, denetimi; parti organları için yapılacak
seçimler ile parti genel başkanlığınca, genel merkez organlarınca ve parti
gruplarınca alınan kararları ve yapılan eylem ve işlemleri parti tüzüğüne,
parti üyeleri arasındaki eşitlik ilkesine ve demokrasi esaslarına aykırı
olamaz" kuralı öngörülmektedir.
Siyasî
partilerin örgüt içi düzenlerinin demokrasi esaslarına uygun olması, hukuki
düzenlemelerle sınırlarının çizilerek, partilerdeki oligarşik eğilimlerin ve
baskıların ortadan kaldırılması, demokratik örgüt yapısının kurularak lider,
teşkilat, organlar ve adayların demokratik yöntemlerle belirlenmesi ve karar
mekanizmasının tabandan tepeye oluşturulması parti içi demokrasi ilkesinin
gerekleridir.
Halkın
siyasî partiler kanalıyla iktidar üzerinde etkili olabilmesi, parti ile halk
arasındaki bağların kuvvetli olmasına, parti içinde demokratik bir karar alma
mekanizmasının kurulmasına bağlıdır. Bu nedenle parti içi demokrasinin
gerçekleşmesi, demokrasinin yaşaması ve işlemesi bakımından zorunludur.
Anavatan
Partisi Tüzüğü'nün 60. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, Merkez Karar
ve Yönetim Kurulu'na yeni Genel Başkan'ın önereceği 20 aday arasından 10 asıl
ve 5 yedek üyenin Büyük Kongre'ce seçileceği öngörülmektedir. Buna göre, her ne
kadar Genel Başkan 20 aday öneriyor ise de bunlar arasından 10 asıl ve 5 yedek
üye Büyük Kongre'ce seçilmektedir. Ekonomik ve sosyal nedenlerle siyasî hayata
aktif olarak katılamayan belirli sınıf ya da meslekten olanların seçilmesini
sağlamak amacıyla Genel Başkan'ın isteği doğrultusunda Büyük Kongre'ce seçilmek
üzere sınırlı sayıda aday gösterilmesi eşitlik ve demokrasi ilkelerine
aykırılık oluşturmaz.
Genel
Başkan'ın önereceği kişiler arasından seçilecek asıl ve yedek üyelerin, Merkez
Karar ve Yönetim Kurulu'nun toplam üye sayısına oranlanması durumunda da Genel
Kongre'nin yetkilerinin devredildiği ya da parti içi demokrasi ilkelerine
aykırı davranıldığı sonucunu çıkarmak olanaksızdır.
Anavatan
Partisi Tüzüğü'nün ihtar istemine konu olan kuralı Anayasa'nın 69. maddesinin
birinci fıkrası ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 4., 16. ve 93.
maddelerine aykırılık oluşturmadığından istemin reddine karar verilmesi
gerekir.
IV-
SONUÇ
Yazılı
uyarıya karşın Parti Tüzüğü'nün 60. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendini,
Anayasa'nın 69. maddesinin birinci fıkrası ile 2820 sayılı Siyasi Partiler
Kanunu'nun 4., 16. ve 93. maddelerine uygun hale getirmediği ileri sürülerek
Anavatan Partisi'ne ihtar kararı verilmesi isteminin REDDİNE, 22.1.2003 gününde
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
|
Başkan
Mustafa BUMİN
|
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Ali HÜNER
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
|
Üye
Ertuğrul ERSOY
|
Üye
Tülay TUĞCU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
|
Üye
Enis TUNGA
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
|
|
|
|