ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:2001/10 (Siyasî
Parti-İhtar)
Karar Sayısı:2002/6
Karar Günü:9.1.2002
R.G.
Tarih-Sayı:27.04.2002-24738
İHTAR
İSTEMİNDE BULUNAN : Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı
İHTAR
İSTEMİNİN KONUSU : 12.4.1995 tarihinde
kurulan ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nda öngörülen süre içerisinde ilk
büyük kongresini yapmayan Türkiye Adalet Partisi'ne, aynı Yasa'nın 104. maddesi
uyarınca ihtar kararı verilmesi istemidir.
I-
İHTAR İSTEMİNİN GEREKÇESİ
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 31.10.2001 günlü, SP.79 Hz. 2001/10 sayılı başvuru
dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir:
"2820
sayılı Siyasi Partiler Yasasının 14. maddesinin 6. fıkrasında; bir siyasi
partinin büyük kongresinin, parti tüzüğünün göstereceği süreler içerisinde
toplanacağı öngörülmüştür. Ancak sürenin iki yıldan az üç yıldan fazla
olamayacağı da açıkça yasada belirtilmiştir.
Siyasi
Partiler Yasasının 14. maddesinin 7. fıkrasının son cümlesinde ise; yeni
kurulan bir siyasi partinin kurucularının, büyük kongreyi, partinin tüzel
kişilik kazanmasından başlayarak "iki yıl" içinde toplamak zorunda
olduğu hükmü yer almaktadır.
Davalı
Türkiye Adalet Partisi kurucularının büyük kongreyi, partinin tüzel kişilik
kazanmasından başlayarak yasada öngörülen süre içerisinde ve halen yapmayarak
Siyasi Partiler Yasasının emredici bu hükmüne aykırı davrandıkları açıkça
görülmektedir.
2820
sayılı Siyasi Partiler Yasasının 12.8.1999 günlü, 4445 sayılı Yasa ile
değiştirilen 104. maddesinde, bir siyasi partinin bu Yasa'nın 101. maddesi
dışında kalan emredici hükümleriyle diğer yasaların siyasi partilerle ilgili
emredici hükümlerine aykırılık halinde bulunması sebebiyle o parti aleyhine
Anayasa Mahkemesi'ne Cumhuriyet Başsavcılığı'nca re'sen yazı ile başvurulacağı
belirtilmiştir.
Açıklanan
nedenlerle, davalı siyasi partinin Siyasi Partiler Yasasında öngörülen emredici
hükümlere aykırılığının giderilmesi için, Yüksek Mahkemenize başvurulması
zorunlu görülmüştür.
Sonuç
ve İstem : Büyük kongresini yasal süresi içinde ve halen toplamayarak 2820
sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 14. maddesine aykırı davranan, Türkiye Adalet
Partisi Hakkında, bu aykırılığın giderilmesi için aynı Yasanın 104. maddesi
uyarınca ihtar kararı verilmesi arz ve talep olunur."
II-
İNCELEME
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başvuru dilekçesi, işin incelenmesine ilişkin
rapor, ilgili Anayasa ve dayanılan yasa kuralları, bunların gerekçeleri ile
diğer belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Cumhuriyet
Başsavcılığı Türkiye Adalet Partisi'nin tüzelkişilik kazandığı 12.4.1995
tarihinden itibaren, Siyasî Partiler Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen 2 yıl
içinde büyük kongresini yapmadığını ileri sürerek 2820 sayılı Siyasî Partiler
Kanunu'nun 104. maddesi gereğince ihtar kararı verilmesini istemiştir.
Öncelikle
Siyasî Partiler Kanunu'nun olayda uygulanacak 104. maddesinin Anayasa'ya
uygunluğunun, ön sorun kabul edilerek incelenip incelenemeyeceği üzerinde
durulmuştur.
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı tarafından bir siyasî parti hakkında ihtar kararı
verilmesi istemiyle Siyasî Partiler Kanunu'nun 104. maddesi uyarınca yapılan
başvuru, dava niteliği taşımadığından bu başvurular nedeniyle Anayasa Mahkemesi
Anayasa'nın 152. maddesi uyarınca "davaya bakmakta olan mahkeme"
konumunda değildir.
Öte
yandan, ileride görülmesi olası bir davada uygulanabilecek yasa kuralının ancak
o dava sebebiyle Anayasa'ya uygun olup olmadığı tartışılabileceğinden, konunun
bu evrede görüşülmesi yerinde görülmeyerek ihtar isteminin incelenmesine
geçildi.
2820
sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 14. maddesinin yedinci fıkrasının son
cümlesinde "Parti kurucuları ilk büyük kongreyi, partinin tüzel kişilik
kazanmasından başlayarak iki yıl içinde toplamak zorundadırlar"
denilmektedir.
Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın ihtar istemine ilişkin dilekçesine ekli, Siyasi Partiler Sicil
Bürosunca düzenlenen 30.10.2001 günlü tutanakta Türkiye Adalet Partisi'nin
12.4.1995 tarihinde kurulduğu ve 2820 sayılı Yasa'nın 14. maddesinin yedinci
fıkrasında öngörülen 2 yıl süre içerisinde kongresini yapmadığı saptanmıştır.
Bu
durumda, 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun 14. maddesine aykırı olarak ilk
büyük kongresini yasal süresi içinde toplamayarak Yasa'ya aykırı davrandığı
saptanan Büyük Adalet Partisi'ne bu aykırılığın giderilmesi için aynı Yasa'nın
104. maddesi uyarınca ihtarda bulunulması gerekir.
Mustafa
BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI ve Rüştü SÖNMEZ bu görüşe
katılmamışlardır.
III-
SONUÇ
A-
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen süre içerisinde
büyük kongresini yapmayan Türkiye Adalet Partisi'ne, kararın tebliğ tarihinden
itibaren altı ay içinde aykırılığı gidermesi için aynı Yasa'nın 104. maddesi
gereğince İHTARDA BULUNULMASINA, Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN,
Sacit ADALI ile Rüştü SÖNMEZ'in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B-
Karar örneğinin, gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na
gönderilmesine, OYBİRLİĞİYLE,
9.1.2002
gününde karar verildi.
|
Başkan
Mustafa BUMİN
|
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Ali HÜNER
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
|
Üye
Rüştü SÖNMEZ
|
Üye
Ertuğrul ERSOY
|
Üye
Tülay TUĞCU
|
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Enis TUNGA
|
|
|
|
|
KARŞIOY
YAZISI
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı başvuru dilekçesinde, 12.4.1995 tarihinde kurulan ve
2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nda öngörülen süre içerisinde ilk büyük
kongresini yapmayan Türkiye Adalet Partisi'ne, aynı Yasa'nın 104. maddesi
uyarınca ihtar kararı verilmesini istemiştir.
4121
ve 4709 sayılı Yasa'larla Anayasa'nın 68. ve 69. maddelerinde önemli
değişiklikler yapılarak siyasî partilerin kurulma, faaliyet ve kapatılmalarına
ilişkin demokratik toplum düzenlerinde uygulanan kurallara koşut düzenlemeler getirilmiştir.
Buna göre, bir siyasî partinin kapatılabilmesi; tüzük ve programının
Anayasa'nın 68. maddesinin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı olması;
eylemleriyle Anayasa'nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen
fiillerin işlendiği odak haline gelmesi ya da, yabancı devletlerden,
uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve
tüzelkişilerden maddî yardım alması hallerinde mümkün olabilecektir. Böylece,
siyasal partilerin faaliyetlerini sürdürürken hangi hallerde kapatılabileceklerine
ilişkin açık ve net kurallar konularak güvence sağlanmış, yasa ile kapatma
nedenlerinin genişletilmesi önlenmiştir. Nitekim, 23.7.1995 gün ve 4121 sayılı
Yasa'yla yapılan Anayasa değişikliklerine ilişkin 5.6.1995 günlü Anayasa
Komisyonu Raporunda "...Komisyonumuz siyasî partilerin, yeni kaleme aldığı
68. maddede yer alan ilkelere uyması gerektiğini metne açıklıkla koymak
suretiyle, partilerin temelli kapatılmasının sadece bu ilkelere uyulmaması
halinde öngörmüş ve diğer hallerde öngörmemiştir. Temelli kapatmanın partilerin
tekrar kurulamaması demek olduğu da metinde belirtilmiştir. Aynı sistematiğe
uygun olarak komisyonumuz, siyasî partilerin bu ilkelere uygun hareket
etmelerinin iki ayrı şeklini açıkça düzenlemiştir. Bunlardan birincisi, partinin
tüzük ve programının bu ilkelere aykırı olmasıdır. İkinci durum ise Parti'nin
beyan ve eylemlerinin bu ilkelere aykırı olmasıdır. Bu iki durum, Anayasa'nın
mer'i metninde de, Teklifte'de birbirinden yeteri açıklıkla ayrılmamıştır.
Komisyonumuz bu ayrımı yapmış ve ikinci halde temelli kapatmayı ancak partinin
bu tür eylemlerin işlendiği bir odak haline gelmiş olmasına bağlamıştır. Bu
hüküm Federal Almanya Anayasası'nın 18. maddesinden esinlenmiş olup, partilere
çok daha sağlam hukuki teminat getirmektedir." denilmiştir.
Anayasa'da
öngörülen kapatma nedenleri, 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun 101.
maddesinde de aynen tekrarlanarak, Anayasa Mahkemesi'nin siyasî partileri hangi
durumlarda kapatabileceği açıkça belirlenmiştir. Ancak, Siyasî Partiler Kanunu'nun
104. maddesinde, aynı Kanun'un 101. maddesi dışında kalan emredici hükümlerle
diğer kanunların emredici hükümlerine aykırılık halinde bu aykırılığın
giderilmesi için ihtar kararı verileceği; aykırılığın altı ay içinde
giderilmemesi halinde ilgili partinin kapatılması için dava açılacağı
öngörülmektedir. Oysa, Anayasa'da, Siyasî Partiler Kanunu'nun 104. maddesinde
belirtilen durumlara aykırılık halinde herhangi bir kapatma yaptırımı
belirlenmemiştir. Anayasa'da açıkça kapatma yaptırımına bağlı tutulmayan
nedenlerle siyasî partilerin kapatılması kabul edilemez. Yasakoyucunun, siyasî
partilerin 104. maddede öngörülen emredici hükümlere uygun davranmalarını
sağlamak amacıyla kapatma dışında başka bir yaptırım getirebileceği
kuşkusuzdur.
Anayasa'da
bulunmayan bir yaptırımı öngören Siyasî Partiler Kanunu'nun 104. maddesinin
Anayasa'ya aykırılığı açık olduğundan ya iptal edilmesi ya da ihmal edilmesi
gerekir. Anayasa Mahkemesi'nin itiraz ve iptal davaları dışında, uygulayacağı
bir kuralı iptal edebilmesi için elinde Yüce Divan sıfatı ile baktığı bir dava,
ya da bir siyasî parti kapatma davası bulunması gerekir. Bunun dışında kalan
yasama dokunulmazlığının kaldırılması, milletvekilliğinin düşmesi ya da ihtar
kararı verilmesi için yapılan başvurular dava niteliğinde olmadığından bu tür
başvurularda uygulanacak bir yasa kuralının Anayasa'ya aykırılığı ileri
sürülemez. Bu nedenle, Anayasa'ya aykırılığı açık olan bir kuralın bu evrede
iptali mümkün olamayacağından, böyle bir durumda yasa kuralının ihmal edilerek
üstün hukuk normu olan Anayasa'nın uygulanması gerekir. Bu aynı zamanda
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesini düzenleyen 11. maddesinin
gereğidir. Siyasî Partiler Kanunu'nun 104. maddesi Anayasa'da bulunmayan bir
yaptırım öngördüğünden, ihmal edilerek uygulanmaması gerekir. 104. madde
uygulanarak ihtar kararı verilse bile, bunun gereğini yapmayan parti hakkında
Anayasa'ya göre kapatma yaptırımı uygulanamayacağından başvuru sonuçsuz
kalacaktır.
Bu
maddeye göre açılacak parti kapatma davalarında ihtar kararı önkoşuldur.
Sözkonusu karar olmadan dava açılamayacağına göre, kapatma davasını doğrudan
etkileyen bu aşamanın önemi yadsınamaz. Böyle bir durumda ihtar kararı
verilerek, siyasal partilerin Anayasa'da bulunmayan bir kapatma tehdidi altında
tutulması demokrasinin vazgeçilmez kurumlarının hukuk güvenliğinden yoksun
bırakılması sonucunu doğurur.
Açıklanan
nedenlerle, ilk büyük kongresini yapmayan Türkiye Adalet Partisi'ne yaptırımı
bulunmayan sonuçsuz bir ihtar kararının verilemeyeceği düşüncesiyle, çoğunluk
görüşüne katılmıyoruz.
|
Başkan
Mustafa BUMİN
|
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Rüştü SÖNMEZ
|
|
|
|
|