ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:2001/5 (Siyasî
Parti-İhtar)
Karar Sayısı:2002/2
Karar Günü:9.1.2002
R.G.
Tarih-Sayı:26.04.2002-24737
İHTAR
İSTEMİNDE BULUNAN : Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı
İHTAR
İSTEMİNİN KONUSU : 5.5.1994 tarihinde
kurulan ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nda öngörülen süre içerisinde ilk
büyük kongresini yapmayan Anayol Partisi'ne, aynı Yasa'nın 104. maddesi
uyarınca ihtar kararı verilmesi istemidir.
I-
İHTAR İSTEMİNİN GEREKÇESİ
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 25.6.2001 günlü, SP.59 Hz. 2001/5 sayılı başvuru
dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir:
"2820
sayılı Siyasi Partiler Yasasının 14. maddesinin 6. fıkrası "Büyük kongre
parti tüzüğünün göstereceği süreler içerisinde toplanır. Bu süre iki yıldan az
üç yıldan fazla olamaz", 14. maddenin 7. fıkrasının son cümlesi ise;
"Parti kurucuları ilk büyük kongreyi, partinin tüzel kişilik kazanmasından
başlayarak iki yıl içinde toplamak zorundadırlar" buyurucu hükümlerini
içermektedir.
Davalı
siyasi partinin 5.5.1994 yılında kurulduğu ve geçen süre içerisinde 2820 sayılı
Siyasi Partiler Yasası'nın öngördüğü şekilde kongresini yapmadığı Siyasi
Partiler Sicil Bürosunca düzenlenen 20.6.2001 günlü tutanaktan anlaşılmıştır.
Sonuç
ve İstem : Yasal yükümlülüğünü süresinde ve halen yerine getirmeyen davalı
siyasi partiye, Siyasi Partiler Yasası'nın 104. maddesi uyarınca ihtar kararı
verilmesi arz ve talep olunur."
II-
İNCELEME
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihtar başvurusu, işin incelenmesine ilişkin rapor,
ilgili Anayasa ve dayanılan yasa kuralları, bunların gerekçeleri ve diğer
belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Cumhuriyet
Başsavcılığı Anayol Partisi'nin tüzelkişilik kazandığı 5.5.1994 tarihinden
itibaren, Siyasî Partiler Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen 2 yıl içinde
büyük kongresini yapmadığını ileri sürerek 2820 sayılı Siyasî Partiler
Kanunu'nun 104. maddesi gereğince ihtar kararı verilmesini istemiştir.
Öncelikle
Siyasî Partiler Kanunu'nun olayda uygulanacak 104. maddesinin Anayasa'ya
uygunluğunun, ön sorun kabul edilerek incelenip incelenmeyeceği üzerine
durulmuştur.
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı tarafından bir siyasî parti hakkında ihtar kararı
verilmesi istemiyle Siyasî Partiler Kanunu'nun 104. maddesi uyarınca yapılan
başvuru, dava niteliği taşımadığından bu başvurular nedeniyle Anayasa Mahkemesi
Anayasa'nın 152. maddesi uyarınca "davaya bakmakta olan mahkeme"
konumunda değildir.
Öte
yandan, ileride görülmesi olası bir davada uygulanabilecek yasa kuralının ancak
o dava sebebiyle Anayasa'ya uygun olup olmadığı tartışılabileceğinden, konunun
bu evrede görüşülmesi yerinde görülmeyerek ihtar isteminin incelenmesine
geçildi.
2820
sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun 14. maddesinin yedinci fıkrasının son
cümlesinde "Parti kurucuları ilk büyük kongreyi, partinin tüzel kişilik
kazanmasından başlayarak iki yıl içinde toplamak zorundadırlar"
denilmektedir.
Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın ihtar istemine ilişkin dilekçesine ekli, Siyasî Partiler Sicil
Bürosunca düzenlenen 26.6.2001 günlü tutunakta Anayol Partisi'nin 5.5.1994
tarihinde kurulduğu ve 2820 sayılı Yasa'nın 14. maddesinin yedinci fıkrasında
öngörülen 2 yıl süre içerisinde kongresini yapmadığı saptanmıştır.
Bu
durumda, 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun 14. maddesine aykırı olarak
büyük kongresini yasal süresi içinde toplamayarak Yasa'ya aykırı davrandığı
saptanan Anayol Partisi'ne bu aykırılığın giderilmesi için aynı Yasa'nın 104.
maddesi uyarınca ihtarda bulunulması gerekir.
Mustafa
BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI ve Rüştü SÖNMEZ bu görüşe
katılmamışlardır.
III-
SONUÇ
A-
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen süre içerisinde
büyük kongresini yapmayan Anayol Partisi'ne, kararın tebliğ tarihinden itibaren
altı ay içinde aykırılığı gidermesi için aynı Yasa'nın 104. maddesi gereğince
İHTARDA BULUNULMASINA, Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI
ile Rüştü SÖNMEZ'in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B-
Karar örneğinin, gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
OYBİRLİĞİYLE
9.1.2002
gününde karar verildi.
Başkan
Mustafa BUMİN
|
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Ali HÜNER
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Rüştü SÖNMEZ
|
Üye
Ertuğrul ERSOY
|
Üye
Tülay TUĞCU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Enis TUNGA
|
|
|
|
|
KARŞIOY
YAZISI
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı başvuru dilekçesinde, 5.5.1994 tarihinde kurulan ve
2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nda öngörülen süre içerisinde ilk büyük
kongresini yapmayan Anayol Partisi'ne, aynı Yasa'nın 104. maddesi uyarınca
ihtar kararı verilmesini istemiştir.
4121
ve 4709 sayılı Yasa'larla Anayasa'nın 68. ve 69. maddelerinde önemli
değişiklikler yapılarak siyasî partilerin kurulma, faaliyet ve kapatılmalarına
ilişkin demokratik toplum düzenlerinde uygulanan kurallara koşut düzenlemeler
getirilmiştir. Buna göre, bir siyasî partinin kapatılabilmesi; tüzük ve
programının Anayasa'nın 68. maddesinin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı
olması; eylemleriyle Anayasa'nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen
fiillerin işlendiği odak haline gelmesi ya da, yabancı devletlerden,
uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve
tüzelkişilerden maddî yardım alması hallerinde mümkün olabilecektir. Böylece,
siyasal partilerin faaliyetlerini sürdürürken hangi hallerde
kapatılabileceklerine ilişkin açık ve net kurallar konularak güvence sağlanmış,
yasa ile kapatma nedenlerinin genişletilmesi önlenmiştir. Nitekim, 23.7.1995
gün ve 4121 sayılı Yasa'yla yapılan Anayasa değişikliklerine ilişkin 5.6.1995
günlü Anayasa Komisyonu Raporunda "...Komisyonumuz siyasî partilerin, yeni
kaleme aldığı 68. maddede yer alan ilkelere uyması gerektiğini metne açıklıkla
koymak suretiyle, partilerin temelli kapatılmasının sadece bu ilkelere
uyulmaması halinde öngörmüş ve diğer hallerde öngörmemiştir. Temelli kapatmanın
partilerin tekrar kurulamaması demek olduğu da metinde belirtilmiştir. Aynı
sistematiğe uygun olarak komisyonumuz, siyasî partilerin bu ilkelere uygun
hareket etmelerinin iki ayrı şeklini açıkça düzenlemiştir. Bunlardan birincisi,
partinin tüzük ve programının bu ilkelere aykırı olmasıdır. İkinci durum ise
Parti'nin beyan ve eylemlerinin bu ilkelere aykırı olmasıdır. Bu iki durum,
Anayasa'nın mer'i metninde de, Teklifte'de birbirinden yeteri açıklıkla
ayrılmamıştır. Komisyonumuz bu ayrımı yapmış ve ikinci halde temelli kapatmayı
ancak partinin bu tür eylemlerin işlendiği bir odak haline gelmiş olmasına
bağlamıştır. Bu hüküm Federal Almanya Anayasası'nın 18. maddesinden esinlenmiş
olup, partilere çok daha sağlam hukuki teminat getirmektedir." denilmiştir.
Anayasa'da
öngörülen kapatma nedenleri, 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu'nun 101.
maddesinde de aynen tekrarlanarak, Anayasa Mahkemesi'nin siyasî partileri hangi
durumlarda kapatabileceği açıkça belirlenmiştir. Ancak, Siyasî Partiler
Kanunu'nun 104. maddesinde, aynı Kanun'un 101. maddesi dışında kalan emredici
hükümlerle diğer kanunların emredici hükümlerine aykırılık halinde bu
aykırılığın giderilmesi için ihtar kararı verileceği; aykırılığın altı ay
içinde giderilmemesi halinde ilgili partinin kapatılması için dava açılacağı
öngörülmektedir. Oysa, Anayasa'da, Siyasî Partiler Kanunu'nun 104. maddesinde
belirtilen durumlara aykırılık halinde herhangi bir kapatma yaptırımı
belirlenmemiştir. Anayasa'da açıkça kapatma yaptırımına bağlı tutulmayan nedenlerle
siyasî partilerin kapatılması kabul edilemez. Yasakoyucunun, siyasî partilerin
104. maddede öngörülen emredici hükümlere uygun davranmalarını sağlamak
amacıyla kapatma dışında başka bir yaptırım getirebileceği kuşkusuzdur.
Anayasa'da
bulunmayan bir yaptırımı öngören Siyasî Partiler Kanunu'nun 104. maddesinin
Anayasa'ya aykırılığı açık olduğundan ya iptal edilmesi ya da ihmal edilmesi
gerekir. Anayasa Mahkemesi'nin itiraz ve iptal davaları dışında, uygulayacağı
bir kuralı iptal edebilmesi için elinde Yüce Divan sıfatı ile baktığı bir dava,
ya da bir siyasî parti kapatma davası bulunması gerekir. Bunun dışında kalan
yasama dokunulmazlığının kaldırılması, milletvekilliğinin düşmesi ya da ihtar
kararı verilmesi için yapılan başvurular dava niteliğinde olmadığından bu tür
başvurularda uygulanacak bir yasa kuralının Anayasa'ya aykırılığı ileri
sürülemez. Bu nedenle, Anayasa'ya aykırılığı açık olan bir kuralın bu evrede
iptali mümkün olamayacağından, böyle bir durumda yasa kuralının ihmal edilerek
üstün hukuk normu olan Anayasa'nın uygulanması gerekir. Bu aynı zamanda
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesini düzenleyen 11. maddesinin
gereğidir. Siyasî Partiler Kanunu'nun 104. maddesi Anayasa'da bulunmayan bir
yaptırım öngördüğünden, ihmal edilerek uygulanmaması gerekir. 104. madde
uygulanarak ihtar kararı verilse bile, bunun gereğini yapmayan parti hakkında
Anayasa'ya göre kapatma yaptırımı uygulanamayacağından başvuru sonuçsuz
kalacaktır.
Bu
maddeye göre açılacak parti kapatma davalarında ihtar kararı önkoşuldur.
Sözkonusu karar olmadan dava açılamayacağına göre, kapatma davasını doğrudan
etkileyen bu aşamanın önemi yadsınamaz. Böyle bir durumda ihtar kararı
verilerek, siyasal partilerin Anayasa'da bulunmayan bir kapatma tehdidi altında
tutulması demokrasinin vazgeçilmez kurumlarının hukuk güvenliğinden yoksun
bırakılması sonucunu doğurur.
Açıklanan
nedenlerle, ilk büyük kongresini yapmayan Anayol Partisi'ne yaptırımı
bulunmayan sonuçsuz bir ihtar kararının verilemeyeceği düşüncesiyle, çoğunluk
görüşüne katılmıyoruz.
Başkan
Mustafa BUMİN
|
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Rüştü SÖNMEZ
|
|
|
|
|