ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1992/4 (Siyasi
Parti - İhtar)
Karar Sayısı:1992/4
Karar Günü:3.11.1992
R.G.
Tarih-Sayı:19.02.1993-21501
İHTAR
İSTEMİNDE BULUNAN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı.
İHTAR
İSTEMİNİN KONUSU : 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 78/a, 80., 81/a, b.
maddelerine aykırı davranan İstanbul İl Yönetim Kurulu'na işten el
çektirmeyerek anılan Yasa'nın 101/d maddesi hükmü gereğini yerine getirmeyen
Sosyalist Birlik Partisi'ne aynı Yasa'nın 104. maddesi uyarınca ihtar kararı
verilmesi istemidir.
I-
İSTEMİN GEREKÇESİ :
Sosyalist
Birlik Partisi'ne ihtar verilmesini isteyen Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın 14.10.1992 günlü, SP.33.Hz.1992/43 sayılı yazısında, aşağıdaki
gerekçelere yer verilmiştir.
"...
Görüldüğü gibi Türkiye Birleşik Komünist Partisi ile Sosyalist Partisinin bir
kısım görüşlerine aynen yer verilerek bu görüşleri sahipleniyor ve yayıyoruz
denilmiştir.
Sözüedilen
görüşler; gerek Cumhuriyet Başsavcılığımızca gerekse yüksek Mahkemenizce Türkiye
Birleşik Komünist Partisi ve Sosyalist Parti'nin kapatılması nedeni
sayılmıştır.
Bu
itibarla davalı Siyasi Parti'den 22.4.1992 gün ve SP.33.Hz.1992/43 sayılı
yazımızla, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun dördüncü kısmında yer alan
hükümlerini ihlal eden İstanbul İl Yönetim Kurulu'na, aynı Kanun'un 101/d
maddesi uyarınca, işten el çektirilmesi istenilmiş ve 30 gün süre verilmiştir.
Davalı
parti Genel Başkanlığı 21.5.1992 gün ve 65 sayılı yazısıyla sürenin uzatılması
isteğinde bulunmuş, 2.6.1992 gün ve 68 sayılı ve 7.7.1992 gün ve 81 sayılı
yazılardan İstanbul İl Yönetim Kurulu'nun yenilenmesi gündem maddesi ile
21.6.1992 tarihinde olağanüstü kongresi toplanarak aynı kişilerin yeniden
göreve getirildiği anlaşılmıştır.
Beyoğlu
Cumhuriyet Savcılığı'nın 8.6.1992 gün ve 7565-5030 sayılı iddianamesi ile
davalı parti il yönetim kurulu üyeleri Atilla AYTEMUR, Dursun ÖZTÜRK, Süleyman
BULUT, Halil ÇAMALAN, Aziz ÇELİK ve Nesrin ASLAN hakkında 2820 sayılı Kanun'un
4. kısmında yer alan madde hükümlerine aykırı fiilleri nedeni ile aynı Kanun'un
117. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemi ile Beyoğlu Asliye Ceza
Mahkemesi nezdinde dava açıldığının getirtilen iddianame örneğinden anlaşılması
üzerine, 7.9.1992 gün ve SP.33.Hz.1992/43 sayılı yazımızla 2820 sayılı Kanun'un
101/d maddesi hükmü uyarınca işten el çektirilmeleri isteği tekrarlanarak bunun
tebliğinden itibaren (30) gün içerisinde yerine getirilmesi ve Cumhuriyet
Başsavcılığımıza yapılan işlem hakkında bilgi verilmesi davalı siyasi partiden
istenilmiştir.
Davalı
Siyasi Parti Genel Başkanlığı'ndan alınan 29.9.1992 gün ve 94 sayılı cevabi
yazıda ise,
"Seçimli
bir olağanüstü kongre yapılmasını Başsavcılığınız , 2820 sayılı Kanun'un 4.
kısmında yer alan "Siyasi Partilerle İlgili Yasaklar'ın ihlalini giderici
nitelikte bulmuş olmalıdır ki, olağanüstü kongre yapılmasını yeterli
görmeyerek, işten el çektirme konusunda ısrarlı olmamıştır... adları yazılı
olan İl Yönetim Kurulu üyeleri eğer seçilmemiş olsalardı 2820 sayılı Kanun'un
101/d-1 maddesinin uygulanmasına gerek kalmayacaktı.
İşte
bunlarla uyumlu olarak, partimiz İstanbul İl örgütü, seçimli olağanüstü ,kongre
kararı alarak, 21.6.1992 tarihinde kongresini gerçekleştirmekle,
Başsavcılığınız iradesine uygun davranmış, yani Başsavcılığınızın isteği bu
suretle yerine getirilmiştir.
Eski
İl Yönetim Kurulu üyelerinin yeniden Yönetim Kurulu üyeliklerine seçilmeleri
ise Parti Genel Merkezi'nin iradesinin dışındadır. İstanbul İl Yönetim Kurulu,
İstanbul İli Genel Kurulu'nu oluşturan delegelerce seçilmiş, belirlenmiştir. Bu
kongreye katılan, eski İl Yönetim Kurulu üyelerinin yapılacak seçimde
adaylıklarının engellenmesi demokrasi ilkeleri açısından mümkün değildir. Bu
tür bir tutum, Anayasa'da ve 2820 sayılı Kanunda yer alan ilkeleri ihlal eder.
Nitekim Başsavcılığınız da, kongrede, bazı üyelerin aday olmalarının
engellenmesi yolunda bir istekte bulunmuş değildir.
Yukarıda
adları yazılı olan üyelerimiz gerek işten el çektirilmelerinin istendiği
22.4.1992, gerekse haklarında dava açıldığı 8.6.1992 tarihini kapsayan çalışma
dönemi sona ermiş ve bu döneme ilişkin yöneticilik görev ve sıfatları da sona
ermiştir. Yeni başlayan çalışma dönemi ise ayrı bir dönemdir.
Öte
yandan, Başsavcılığınızca ilk kez gönderilen 22.4.1992 tarihli yazıda, İstanbul
İl Yönetim Kurulu'na işten el çektirilmesi istenilmiş iken, şimdi bu kez,
7.9.1992 tarihli yazınızla ismen sayılan Atilla AYTEMUR, Dursun ÖZTÜRK,
Süleyman BULUT, Halil ÇAMALAN, Aziz ÇELİK VE Nesrin ASLAN'ın işten el
çektirilmeleri istenmiştir. Bu değişikliğin nedeni, her halde 21.6.1992 tarihinde
yapılan İstanbul İl Kongresi'nde İ1 Yönetim Kurulu üye sayısının artırılmış
olmasıdır. Gerçekten de bu kongrede İl Yönetim Kurulu üye sayısı 11'den 13'e
çıkarılmıştır. Başsavcılığınız 7.9.1992 tarihli yazısında 6 üyemize işten el
çektirilmesi istenmekte, ancak İl Yönetim Kurulu, 13 üyeden oluşmaktadır.
2820
sayılı Kanun'un 101/d-1 maddesi 4. kısmındaki hükümlerinin ihlali halinde,
kural olarak, bu aykırı eylemi işleyen organ merci veya kurulun işten el
çektirilmesini öngörmekte kişiler için bir yasaklama düzenlemesine yer
vermemektedir.
İstanbul
il örgütümüzün 21.6.1992 tarihinde yaptığı olağanüstü Kongre ile, bu tarihe
kadar görevde bulunan ve Başsavcılığınızca da görevden alınması istenen Kurulun
görevi sona ermiştir. Bu kongre ile sayısı bir önceki yönetimden değişik-fazla
ve hükmi şahsiyet olarak farklı ve yeni bir İl Yönetim Kurulu oluşmuştur.
Dolayısıyla partimiz için, gerek 2820 sayılı yasa hükümleri, gerek yasalara
uygun bulunmuş olan Parti Tüzüğümüz ve yasal hükümlere uygunluk açısından tüm gerekler
yerine getirilmiş olmaktadır.
Yukarıda
belirttiğimiz hususa ek olarak partimiz Kürt sorunuyla ilgili yaklaşımından da
kısaca söz etmek yerinde olacaktır.
Bilindiği
gibi, programımızda bu sorun özel bir bölüm olarak yer almış, "Partimiz,
kürt sorununun, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi; Helsinki Sonuç Belgesi doğrultusunda Türkiye'nin yeniden
yapılanması temelinde barışçı, demokratik yöntemlerle çözülmesinden
yanadır" denilmiştir.
Genel
Merkezimiz ve il ve ilçe örgütlerimiz de, kürt sorunu ile ilgili ortaya çıkan
yeni gelişmelerde programımızdaki bu görüşe sıkı sıkıya bağlı kalmışlardır.
Nitekim
İstanbul İl örgütümüzün adı geçen yönetimi de bu perspektif içerisinde hareket
ederek öncelikle bir iç savaşın çıkmasını, hangi kökenden olursa olsun
yurttaşlarımız arasında kan dökülmesini önleme, kamuoyunu ve ilgili kurumları
uyarma gayreti içinde olmuştur. Bu sorunun çözümünde teröre başvurmayan,
yalnızca kimi siyasi önerilerde bulunan partilerin kapatılmasını ise düşünce özgürlüğü
açısından eleştiren bir tutum almıştır. Yazımızda adı geçen ve kapatılmış
bulunan Türkiye Birleşik Komünist Partisi ve Sosyalist Parti'nin kimi
görüşlerinin karar defterine yazılması ise doğrudan o görüşlerin benimsenmesi
anlamında değil, bir yasağa maruz kalmalarından dolayı yeniden ifade edilebilme
özgürlüklerini savunma anlamında bir sahiplenmedir. Çünkü, adı geçen partilerle
partimizin bu konuda olduğu gibi bir çok konuda görüşleri farklıdır ve zaten bu
farklılıktır ki, ayrı partiler olarak örgütlenmeyi getirmiştir. Nitekim,
Beyoğlıı. Asliye Ceza Mahkemesi'nde haklarında dava açılan söz konusu İstanbul
Yönetim Kurulu üyeleri, ilgili Savcılığa verdikleri ilk ifadelerinde kapatılmış
olan bu partilerin değil, partimiz Sosyalist Birlik Partisi'nin programına ve
politikalarına atıfta bulunarak, "bölgecilik ve ırkçılık amacı
gütmediklerini", "bir iç savaşa gidilmemesi ve kan dökülmemesi",
" daha fazla gecikmeden demokratik metodlarla sorunun çözümlenmesi"
ve "Kürt sorununa ilişkin barışçı çözüm öneren bütün siyasi partilerin bu
görüşlerini özgürce açıklayabilmeleri için böyle bir karar aldıklarını
belirtmişlerdir" denilmektedir.
2820
Sayılı Siyasi Partiler Kanununun 101. maddesinin (b) bendinde belirtilen
eylemleri nedeniyle partilerinin kapatılmasına yol açabilecek kurullar
sıralanmış olup bu kurullar arasında parti il yönetim kurulu bulunmamaktadır.
Maddenin (d-1) bendinde ise aynen,
"...(b)
bendinde sayılanlar dışında kalan parti organı, mercii veya kurulu tarafından
bu Kanunun 4 üncü kısmında yer alan maddeler hükümlerine aykırı fiilin
işlenmesi halinde, fiilin işlendiği tarihten başlayarak iki yılı geçmemiş ise,
Cumhuriyet Başsavcılığı söz konusu organ, merci veya kurulun işten el
çektirilmesini yazı ile o partiden ister. Parti üyeleri 4 üncü kısmında yer
alan maddeler hükümlerine aykırı fiil ve konuşmalardan dolayı hüküm giyerler
ise, Cumhuriyet Başsavcılığı bu üyelerin partiden kesin olarak çıkarılmasını o
partiden ister.
Siyasi
parti, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde istem yazısında belirtilen
hususu yerine getirmediği takdirde, Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasa
Mahkemesinde o siyasi partinin kapatılması hakkında dava açar. Cumhuriyet
Başsavcılığınca düzenlenmiş iddianamenin tebliğinden itibaren otuz gün içinde
ilgili siyasi parti tarafından söz konusu parti organı, mercii veya kurulunun
işten el çektirilmesi ve parti üyesi veya üyelerinin partiden kesin olarak
çıkarılmaları halinde, o partinin kapatılması hakkındaki dava düşer. Aksi
takdirde Anayasa Mahkemesi dosya üzerinde inceleme yaparak ve gerekli gördüğü
hallerde Cumhuriyet Başsavcısının ve siyasi parti temsilcilerinin sözlü
açıklamalarını ve konu üzerinde bilgisi olanları da dinlemek suretiyle açılmış
bulunan davayı karara bağlar."
hükmü
yer almaktadır.
Bu
madde yasak fiili işleyen parti organının, merciinin veya kurulun işten el
çektirilmesini ve aynı fiilden hüküm giyen parti üyelerinin de partiden kesin
olarak çıkarılması hükmünü içermektedir.
Maddede
ayrıca partinin kapatılmasına da yer verilmiş ise de bu, işten el çektirme ve
kesin olarak çıkarılma isteminin yerine getirilmemiş olmasına bağlanmıştır.
Maddedeki (ve) ibaresi, her iki şartın birlikte gerçekleşmesi anlamını
taşıdığından, sadece işten el çektirme isteminin yerine getirilmemiş olması
başlı başına partinin kapatılması nedeni olarak değil, Kanun'un 104 üncü
maddesinde gösterilen ihtar nedeni olarak düşünülmüştür.
Burada
Kanun'un amacı; yasak fiili işleyen parti üyesinin belirtilen parti organı,
mercii veya kurulunda görev almasının önlenmesi ve mahkum olduğunda da kesin
olarak partiden çıkarılmasını sağlamaktır.
Öte
yandan, davalı siyasi parti tüzüğünün 23. maddesine göre İstanbul İl Yönetim
Kurulu fiil tarihinde 11 kişiden oluşmakta ve bunların altısının toplanıp
oybirliği ile karar alınıp gereğinin yerine getirilmesiyle yasak fiil işlenmiş
ve bu fiil dolayısıyla da haklarında ceza davası açılmıştır. Dava halen
yürütülmektedir.
Amaç
yasak fiili işleyen parti organı, mercii veya kurulunun görevde bulunmaması
olduğuna göre, görev almama şartı sadece işten el çektirme ile değil, istifa,
yeniden seçilmemiş olmak gibi başka yollarla da gerçekleşebilir. Yasanın
belirlediği görevde bulunmamak amacı nedeni ile seçimlerin yenilenmesi yoluyla
bu kişilerin yeniden göreve getirilmeleri de mümkün görülmemiştir.
İşten
el çektirilmesi istenen ve yönetim kurulunu oluşturan kişilerin herhangi bir
şekilde görevden alınması ihtimali karşısında Cumhuriyet Başsavcılığımızca bir
süre beklenilmiştir. Bu husus; alınan olağanüstü kongre kararının, 2820 sayılı
Kanunun dördüncü kısmında yer alan yasakları giderici nitelikte bulunmasından
değil, yasanın belirtilen amacın yerine getirilmesi ihtimalinin
belirlenmesindendir. Bu amacı temin için Cumhuriyet Başsavcılığımızca davalı
siyasi partiye yasak fiili işleyen il örgütünü oluşturan kişilerin işten el
çektirilmesi yolunda ikinci bir yazı yazılmış ve bu güne kadar bu kişilere
işten el çektirildiğine dair Cumhuriyet Başsavcılığımıza, herhangi bir bilgi ve
belge intikal etmemiştir.
2820
sayılı Kanun'un dördüncü kısmında yer alan;
78.
maddesinde "Siyasi Partiler:
a)
...dil, ırk, renk, din ve mezhep ayrımı yaratmak veya sair herhangi bir yoldan
bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzeni kurmak,
amacını
güdemezler veya bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar, başkalarını bu yolda
tahrik ve teşvik edemezler..."
80.
maddesinde "Siyasi Partiler, Türkiye Cumhuriyetinin dayandığı devletin
tekliği ilkesini değiştirmek amacını güdemezler ve bu amaca yönelik faaliyette
bulunamazlar."
81.
maddesinde "Siyasi Partiler:
a)
Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde milli veya dini kültür veya mezhep veya ırk
veya dil farklılığına dayanan azınlıklar bulunduğunu ileri süremezler.
b)
Türk dilinden veya kültüründen başka dil ve kültürleri korumak, geliştirmek
veya yaymak yoluyla Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde azınlıklar yaratarak
millet bütünlüğünün bozulması amacını güdemezler ve bu yolda faaliyette
bulunamazlar."
denilmektedir.
Davalı
siyasi partinin İstanbul İl Yönetim Kurulu'nca sahiplenip, yayıyoruz denilen ve
kapatılan başka partilere ait olup aynen yer verilen metin içindeki görüşleri
açıklanan maddeler hükümlerine aykırıdır. Bu husus Yüksek Mahkemenizin
17.7.1991 gün 1-1 sayılı ve 10.7.1992 gün ve 2-1 sayılı kararları ile kesinlik
kazanmıştır.
Siyasi
Partiler Kanununun belirtilen bu maddeleri kaynağı Anayasa'nın 3, 4, 14, 26. ve
42. maddelerinden almaktadır. Anayasa'nın 69. maddesinde ise bu yasaklara
aykırı davranan siyasi partilerin temelli kapatılacağı öngörülmüştür.
Davalı
siyasi parti tarafından anılan faaliyetin kapatılan siyasi partinin kimi
görüşlerinin benimsenmesi anlamında değil, görüşlerin bir yasağa maruz
kalmalarından dolayı yeniden ifade edilebilme özgürlüklerini savunma anlamında
olduğunu ileri sürmekte ise de, maddelerde belirtilen (amacını güdemezler),
(faaliyette bulunamazlar), (bu yolda tahrik ve teşvikte bulunamazlar), (ileri
süremezler) gibi kesin ifadeler karşısında yasak fiilin işlendiğinin kabul
edilmesi gereklidir.
Diğer
yandan bir düşünceyi açıklama özgürlüğünü savunmak; bizatihi yasak davranışın
yapılmasını gerektirmediği gibi, yasak davranışın varlığını da ortadan
kaldırmaz.
Bu
nedenlerle davalı siyasi partinin İstanbul İl Yönetim Kurulu 2820 sayılı Siyasi
Partiler Kanunu'nun dördüncü kısmında yer alan 78/a, 80, 81/a,b maddelerine
aykırı davrandığından ve aynı Kanun'un 101/d maddesi uyarınca bu kurulun işten
el çektirilmesi gerekmektedir. Davalı siyasi partinin bu yoldaki yasal
istemimizi yerine getirmemekte direnmesi yasaya aykırıdır.
2820
sayılı Kanunun dördüncü kısmında yer alan maddeler hükümlerine aykırı davranan
İstanbul İl Yönetim Kurulu'na işten el çektirmemek suretiyle Kanun'un 101/d
maddesine aykırı eylemde bulunan davalı Sosyalist Birlik Partisi'ne aynı
Kanun'un 104. maddesi uyarınca ihtar verilmesi arz ve talep olunur."
II-
ESASIN İNCELENMESİ :
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başvuru yazısı ve işin esasına ilişkin rapor
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2820
sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın Dördüncü Bölümün dışındaki emredici hükümler
hakkında uygulanabilecek olan 104. maddede yazılı siyasi partilere ihtar
verilmesine ilişkin kuralların 101. maddede özel olarak düzenlenen ve yaptırıma
bağlanan konular hakkında uygulanma olanağı yoktur.
Diğer
taraftan 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın Siyasi Partilerin Anayasa
Mahkemesi'nce kapatılmasını düzenleyen 101. maddesinin (b) bendinde; parti
Genel Başkanı, Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreterinin Yasa'nın Dördüncü
Bölümünde yer alan hükümlere aykırı olarak sözlü ve yazılı beyanda bulunmaları
halinde siyasi partilerin kapatılması öngörülmüştür. Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın ihtar istemine neden olan ve yasaya aykırılığı iddia olunan
İstanbul İl Yönetim Kurulu'nun 7.7.1992 tarihli ve 81 sayılı kararını alanlar
arasında Parti Genel Başkan Yardımcısı da bulunmaktadır.
Parti
kapatma nedenleri arasında bulunan ve Parti Genel Başkan Yardımcısının
katıldığı yazılı bir beyan için, 101. maddenin (b) bendinde sayılanlar dışında
kalan parti organı, mercii, kurul veya üyelerinin Dördüncü Bölümde yazılı olan
yasaya aykırı eylemleri ile ilgili (d) bendi hükümlerine göre işlem yapılması
ve 104. maddeye göre ihtar isteminde bulunulması yerinde değildir.
Bu
nedenlerle ihtar isteminin reddi gerekir.
III-
SONUÇ :
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başvurusunda ileri sürdüğü hususlar, 2820 sayılı
Siyasi Partiler Yasası'nın 104. maddesi kapsamında bulunmadığından bu maddeye
dayanan ihtar isteminin REDDİNE,
1992.
gününde
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Yekta Güngör
ÖZDEN
|
Başkanvekili
Güven DİNÇER
|
Üye
Yılmaz
ALİEFENDİOĞLU
|
|
Üye
Servet TÜZÜN
|
Üye
Mustafa GÖNÜL
|
Üye
Mustafa ŞAHİN
|
|
Üye
İhsan PEKEL
|
Üye
Selçuk TÜZÜN
|
Üye
Ahmet N. SEZER
|
|
Üye
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
|
|
|
|
|