ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1985/2 (İhtar
İstemi)
Karar Sayısı:1986/1
Karar Günü:28.2.1986
R.G. Tarih-Sayı:R.G.'de
yayımlanmamıştır. (İhtar)
İSTEMDE
BULUNAN : Cumhuriyet Başsavcılığı
İSTEMİN
KONUSU : Demokratik Sol Parti Tüzüğündeki kimi hükümler nedeniyle adı geçen
Partiye ihtarda bulunulmasıdır.
A-
İSTEMİN GEREKÇESİ :
Cumhuriyet
Başsavcılığının 12.12.1985 günlü, SP.17.Hz.1985/1613 sayılı başvuru yazısı
aynen şöyledir :
"Davalı
Demokratik Sol Parti 14.11.1985 tarihinde kuruluş bildirisini İçişleri
Bakanlığına vererek tüzelkişilik kazanmıştır.
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası'nın 69. ve 2820 sayılı Kanunun 9. maddeleri gereği olarak
bu Siyasi Partinin Tüzüğü incelenmiş ve aşağıda belirtilen konularda, Siyasi
Partiler Kanununa aykırı hükümler bulunduğu saptandığından ve Parti görevlileri
ile yapılan sözlü temastan olumlu bir sonuç alınamayacağı anlaşıldığından,
12.10.1984 tarih ve 1994/2-2 sayılı kararınızın 3. maddesinde belirtilen (2820
sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 9. maddesinde, Cumhuriyet Başsavcılığınca bir
uyarıda bulunulmamasının aynı Yasanın 104. maddesi gereğince ihtar istenmesine
bir engel teşkil etmeyeceği) görüşü doğrultusunda, bu dava açılmıştır.
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası'nın 59. maddesinin 3. fıkrasında (Siyasi partilerin parti
içi çalışmaları ve kararları, demokrasi esaslarına aykırı olamaz.) ilkesine yer
verildiği gibi 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 4. maddesinin 2.
fıkrasında da (Siyasi partilerin kuruluşu, organlarının seçimi, işleyişi,
faaliyetleri ve kararları Anayasada nitelikleri belirtilen demokrasi esaslarına
aykırı olamaz.) denilmektedir.
Davalı
Parti Tüzüğünün 12. Bölümü geçici maddeleri kapsamaktadır. Bu geçici
maddelerde, ilk büyük kongre yapılıncaya kadar geçecek dönemde parti
organlarının kuruluşuna ve çalışmalarına yer verilmiş geçici birinci maddesinde
de ilk büyük kongrenin, partinin tüzelkişilik kazanmasından başlayarak, engeç
iki yıl içinde toplanacağı belirtilmiştir.
O
halde ilk büyük kongre toplanıncaya kadar yani iki yıl içinde işleyiş ve
örgütlenmenin bu geçici maddelere göre yapılacağı anlaşılmaktadır.
Bu
nedenle öncelikle Tüzüğün geçici maddeleri üzerinde durulmuştur.
1-
İl ve ilçe teşkilatı :
2820
sayılı Siyasi Partiler Kanunu, 19 ve 20. maddelerinde İl ve İlçe teşkilatının
nasıl kurulacağını, 10/b ve 33. maddelerinde de teşkilat kurduğu İl ve
İlçelerde ne gibi işlem yapılacağını belirlemiş, 115. maddesinde de cezai
sorumluluğa yer vermiştir.
Demokratik
Sol Parti Tüzüğünün geçici örgütlenme başlığı altında;
Geçici
Madde 4- Örgütlenme hazırlıklarının kurul oluşturmak bakımından yeterli düzeye
henüz erişmediği İl veya İlçeler varsa, ilk büyük kongreye kadar geçecek süre
içinde, o il ve ilçelerde, gerekli çalışmalar ve işlemler, merkez karar ve
yönetim kurulunca yapılır; ve yasalarla Tüzüğün İl ve İlçe yönetim kurullarına
verdiği görevler ve yetkiler, geçici olarak, merkez karar ve yönetim kurulunca
kullanılır.
İlk
ilçe ve il kongreleri yapılıncaya kadar, bu kongrelerin hukuksal varlığından
doğan sonuçların ve yetkilerin gerekleri, kurucular kurulunca yerine getirilir.
Kuruluştan
sonraki dönemde örgütlenme hazırlığı yeterli düzeye erişen İl ve İlçelerdeki
kurullar, geçici 3. maddeye göre oluşturulabileceği gibi, il ve ilçe kongreleri
toplanarak o kongrelerde yapılacak seçimler yoluyla da oluşturulabilir.
Kurulların
doğrudan doğruya kongrelerce oluşturulmasına karar verilen kurumlarda, üye
sayısı yeterli düzeyi bulunca, merkez karar ve yönetim kurulu, köy ve mahalle
delege seçimlerini, kendi gözetimi altında yaptırır ve ilçe kongrelerini
toplar. Bir ilin, bu yoldan, üçte birden çok ilçesinde kurullar
oluşturulduğunda, merkez karar ve yönetim kurulu, il kongresini de
toplayabilir.
denilmektedir.
Bir
siyasi partinin bir il ve ilçede teşkilat kurmuş olup olmadığının kesinlikle
saptanmasında yasal sorunluluklar bulunmaktadır.
a)
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 36. maddesine göre bir siyasi partinin
seçimlere katılabilmesi için illerin en az yarısında teşkilat kurmuş olması
koşulu aranmaktadır.
Aynı
maddenin ikinci fıkrasında da, "bir ilde teşkilatlanma, merkez ilçe dahil
o ilin ilçelerinin en az üçte birinde teşkilât kurmayı gerektirir"
denilmektedir.
b)
298 sayılı Kanun 14/4 ve 17. maddelerinde de il ve ilçe teşkilatını kurmuş
siyasi partilerden sözedilmektedir.
c)
2820 sayılı Kanunun 73. maddesine göre de il ve ilçe teşkilatının ayrı ayrı
belirlenmesi gerekli olduğu gibi 74. maddesi gereğince Anayasa Mahkemesince
yapılacak mali denetim için (Siyasi partilerin genel başkanları, karara
bağlanarak birleştirilmiş kesin hesap ile parti merkez ve bağlı ilçeleri de
kapsayan iller teşkilatının kesin hesaplarının onaylı birer örneğinin Haziran
ayı sonuna kadar Anayasa Mahkemesine ve bilgi için Cumhuriyet Başsavcılığına
vermek zorundadırlar.)
d)
Siyasi Partiler Kanunun geçici 5/c maddesi, siyasi partilerin geçici il ve ilçe
teşkilatına ait zorunlu organlarının kurucular kurulu tarafından
oluşturulmasını öngörmüştür.
Siyasi
partinin bir il ve ilçede teşkilat kurmuş sayılabilmesi için 2820 sayılı Siyasi
Partiler Kanununun 19 ve 20. maddelerinde öngördüğü şekilde örgütlenmesi
gereklidir.
Bu
bakımdan Demokratik Sol Parti Tüzüğünün geçici 4. maddesinin 1, 2, 3 ve 4.
fıkraları Siyasi Partiler Kanununun yukarıda anılan hükümlerine aykırı olduğu
gibi, yasalarla Tüzüğün i1 ve ilçe yönetim kurullarına verdiği görev ve
yetkilerin (g. md. 4.f.1) ve hatta köy ve mahalle delege seçimlerinin (g.md.
4.f.4) merkez karar ve yönetim kurulunca geçici de olsa kullanılması ve
yaptırılması 2820 sayılı Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrasında tanımlanan parti
içi demokrasi esaslarına da aykırı bulunmaktadır.
2-
Kurucular Kurulu :
Kurucular
Kurulu siyasi parti ilk büyük kongresini yapıncaya kadar o partinin en yetkili
organıdır.
2820
sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 14. maddesinin 8. fıkrası hükmüne göre;
(Büyük Kongre ilk toplantısını yapıncaya kadar, bu kongrenin yetkilerini
kurucular kurulu kullanır. Parti genel başkanı ile yaş kaydı aranmaksızın
kuruculuk şartlarını haiz merkez karar ve yönetim kurulu ile merkez disiplin
kurulu üyeleri ve milletvekilleri, bu kurulun tabii üyeleridir.)
Aynı
Kanunun geçici 5. maddesinin (c) bendinde ise;
"Bu
Kanunun öngördüğü şekilde çeşitli parti kademelerinin kongreleri yapılıncaya
kadar partilerin geçici il ve ilçe teşkilatına ait zorunlu organları, kurucular
kurulu (genel başkan, merkez karar ve yönetim kurulu ile merkez disiplin kurulu
üyeleri ve bu kurullara katılmayan kurucular) tarafından oluşturulur."
denilmektedir.
Bu
düzenlemeler kurucular kurulunun, ilk büyük kongre toplanıncaya kadar olan dönemdeki
önemini göstermektedir.
Tüzüğün
geçici ikinci maddesinin 2. fıkrasında; (Kurucular Kurulu, partinin kuruluş
bildiriminde adları yazılı kişilerle, onların seçtiği merkez karar ve yönetim
kurulu ve merkez disiplin kurulundan oluşur.) denilmekte olup kurulda Genel
Başkan ile partili milletvekillerine yer verilmemektedir.
Bu
düzenleme 2820 sayılı Kanunun 14. maddesinin 8. fıkrası hükmüne aykırı
görülmüştür.
Davalı
parti tüzüğünün geçici 5. maddesinin 2. fıkrasında; (daha sonra gerektiğinde
yapılacak kurucular kurulu toplantılarının açılışında da salt çoğunluk aranır;
ancak gecikmenin yasal sakınca doğuracağı durumlarda, bu sağlanamazsa, önceden
duyurulacak gün, saat ve yerde, salt çoğunluk aranmaksızın toplanılır.)
denilmektedir.
Görüldüğü
üzere kurucular kurulu önceden duyurulacak gün, saat ve yerde salt çoğunluk
aranmaksızın da toplanabilecektir.
İlk
büyük kongre yapılıncaya kadar büyük kongre yetkilerine sahip olan, Partinin
Tüzük ve Programını değiştirmek, hatta tüzelkişiliğine son vermek gibi yetkilere
sahip olan kurucular kurulunun toplantılarını salt çoğunluğun altında
yapabileceğini kabul, bu kurulun doğal üyesi olan merkez karar ve yönetim
kuruluna dilediği takdirde kurucular kurulu olarak toplanmak ve onun
yetkilerini kullanmak olanağını verecektir.
Tüzüğün
geçici 5. maddesinin 2. fıkrasındaki bu düzenlemede 2820 sayılı Kanunun 4.
maddesinin 2. fıkrası hükmüne aykırı bulunmuştur.
3-
Demokratik Sol Parti Tüzüğünün 24, 33, 34, 76 ve 77 nci maddelerinde merkez
karar ve yönetim kurulu, yönetim ve disiplin kurulları üyelerini adedi
belirlendiği halde geçici 3. maddenin 4, 8 ve 9. fıkralarındaki düzenleme ile
bu belirginlikten vazgeçilmiş bu kurulların kanunda gösterilen en az üye ile
Tüzükte gösterilen üye adedi arasında değiştirilebileceği ifade edilmiştir.
Bu
şekildeki bir uygulama 2820 sayılı Kanunun 10/b ve 33. maddeleri hükümlerinin
yetkili mercilerce yerine getirilmesinin ve sağlıklı olarak izlenmesinin
imkansızlığını ortaya koyduğu açıktır.
4-
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 62. maddesinin 1. fıkrasında (Partiye
borçlu olduğu yıla ait aidatın tamamını veya bir kısmını ödemeyen parti üyesi
hakkında, partiden geçici veya kesin olarak çıkarmaya dair disiplin cezası
uygulanmaz.) denilmektedir.
Davalı
parti Tüzüğünün 12. maddesinin 1. fıkrasının 3. paragrafında (üstlendikleri
ödentileri süresinde öderler. Ödentilerini ödemedikçe üyelik haklarını
kullanamazlar.) kuralına yer verilmiştir. Bu yaptırım üyenin partiden geçici
çıkarılma işlemi ile aynı sonucu doğuracağından bu düzenleme Siyasi Partiler Kanununun
yukarıda değinilen 62. maddesinin 4. fıkrasına aykırı bulunmuştur.
5-
Tüzüğün üyelikten çıkarma başlıklı 15. maddesinin 3. fıkrasında (üyelikten
çıkarma kararları, disiplin kurullarının üye tamsayısının oyları ile oluşur.)
denilmektedir. Bu düzenleme 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 55.
maddesinin 3. fıkrasındaki (Disiplin kurulları, üye tam sayısının en az üçte
iki çoğunluğuyla toplanır ve hazır bulunanların çoğunluğuyla karar verir. Ancak
101 inci maddenin (d-1) bendinde gösterilen haller dışında partiden kesin
çıkarma cezaları için üye tamsayısının çoğunluğunun kararı gerekir.) hükmüne
aykırı görülmüştür.)
6-
Tüzüğün 20. maddesinin 6. fıkrasındaki (ancak genel başkanın gündeme önceden
madde koyması durumunda seçim yapılabilir) cümlesi, bu madde ve fıkranın
içeriği ile bağdaşmadığı gibi, bu yoldaki düzenleme ile genel başkan
istemedikçe seçimi de içeren olağanüstü kongre yapma olanağı bulunmamaktadır.
Bu
durum 2820 sayılı Kanunun 14. maddesinin 7 ve 4/2 maddesi hükümlerine aykırı
bulunmaktadır.
7-
2820 sayılı Kanunun 7. maddesinde (Siyasi partilerin teşkilatı merkez organları
ile, il ve ilçe teşkilatından ve Türkiye Büyük Millet Meclisindeki parti
grubundan ibarettir.
Siyasi
partiler, yukarıdaki fıkrada belirtilenler dışında herhangi bir yerde ve
herhangi bir ad altında teşkilat kuramaz.) denilmektedir.
Demokratik
Sol Parti, Tüzüğünün 29. maddesinin 5. fıkrasında dış ülkelerde (araştırma
grubu) kurulabileceği öngörülmüştür. Böyle bir kuruluşun yukarıda anılan madde
hükmüne aykırı olduğu kanısındayız.
8-
Davalı Parti Tüzüğünün 32. maddesinin 20 ve 22. fıkralarına göre çağrı ile
gerekli belge ve listelerin ilgili seçim kurulu başkanına (toplantı gününden en
az beş gün önce) bildirilip verileceği öngörülmüştür.
2820
sayılı Kanunun 21. maddesinin 2. fıkrasında bu sürenin (Toplantılardan en az
onbeş gün önce) olduğu belirtilmiş olduğundan Tüzüğün anılan maddesinin 20 ve
22. fıkraları Siyasi Partiler Kanununun 21. maddesinin 2. fıkrası hükmüne
aykırı bulunmaktadır.
9-
Demokratik Sol Parti Tüzüğünün milletvekilliği aday adaylığı başlıklı 56.
maddesinde;
Önseçimlerde
her seçim çevresinden seçilecek milletvekili sayısının iki katı aday adayı
saptanacağı öngörüldüğü gibi, parti üyelerinin önseçime girebilmeleri için de adaylık
başvurularının ayrıca kabulü gerekmektedir. Bunun için parti üyesi olan kişide
ayrıca (parti içi eğitimden geçmek) koşulu aranmaktadır.
Bu
maddedeki düzenlemeye göre ön seçimde aday olmak üzere başvuran partili
hakkında ilçe ve il yönetim kurullarının inceleme yapması, görüşlerini genel
başkanlığa iletmeleri gerekmektedir. Son söz merkez karar ve yönetim kuruluna
aittir. Bu kurulun partilinin geçici olarak ön seçime girmesi için adaylığını
geçici olarak kabul edebileceği ifade edildiği gibi il ve ilçe başkanları
içinde ayrıca görev bölgelerinde en az altı ay önceden beri seçmen sayısının en
az belirli bir oranı kadar üye bulundurulması koşulu aranmaktadır.
Tüzüğün
sözü edilen 56. maddesi ile 57. maddesi birlikte değerlendirildiğinde partiye
kayıtlı herhangi bir üyenin ön seçimlerde aday olabilmesi hususunda getirilen
düzenlemeler ile ön seçimi kazanan partili için merkez karar ve yönetim
kuruluna kanunda öngörülmeyen etkenlik sağlanmış ve böylece 2820 sayılı Kanunun
4. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen parti içi demokrasi ve eşitlik ilkesine
aykırı davranılmıştır.
10-
Tüzüğün 57. maddesinin son fıkrası hükmü Siyasi Partiler Kanununun 64.
maddesine de aykırıdır. Sözü edilen 64. maddede alınacak özel aidatın
milletvekili ödeneğinin net bir aylık tutarını aşmayacağı hükmüne yer verildiği
halde Tüzüğün 57. maddesine ödentinin üst sınırı milletvekili aylık ödeneğinin
ve yolluğunun net tutarını aşamaz denilmektedir.
11-
Tüzüğün 64. maddesindeki düzenleme de yukarıda 56 ve 57 nci maddeleri
dolayısıyla belirttiğimiz nedenlerle 2820 sayılı Kanunun 4. maddesinin 2.
fıkrası hükümdeki parti içi demokrasi esaslarına aykırı bulunduğu gibi Tüzüğün
69. maddesinin 4. fıkrasındaki "üyeler için seçimle gelinecek görevlere
adaylık, parti içi eğitimden geçmiş olması" koşulu da aynı ilkeye aykırı
görülmüştür.
12-
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 53. maddesinin 2. fıkrasına göre,
(Disiplin kurullarının vermeye yetkili oldukları disiplin cezaları ile hangi
halde ne tür disiplin cezası verileceğinin parti tüzüğünde belli edilmesi
zorunludur.)
Bu
bakımdan Tüzüğün 81. maddesi Kanunun 53. maddenin 2. fıkrasında benimsenen
kurala aykırı bulunmuştur.
13-
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 7. maddesi Siyasi Parti Teşkilatının,
merkez organları ile il ve ilçe teşkilatından ve Türkiye Büyük Millet
Meclisindeki parti gurubundan ibarettir.
Siyasi
Partiler, yukarıdaki fıkrada belirtilenler dışında herhangi bir yerde ve
herhangi bir ad altında teşkilât kuramazlar.
Davalı
Parti Tüzüğünün 68. maddesinde her mahalle ve köyde eğitim ve çalışma grupları,
toplumsal örgütler kurulabileceği, bunların çalışmalarını ne tür
yapabilecekleri, hatta halkın her alanda örgütlenmesine katkıda bulunmaları
toplumsal örgütlerde etkinlik göstermeleri hususları belirtilmiştir. Bu yoldaki
düzenlemenin de yukarıda sözü geçen 7. madde hükmüne aykırı olduğu
kanısındayız.
14-
2820 sayılı Kanunun 62. maddesinin 1. fıkrasında parti üyelerinden alınacak
giriş aidatının miktarının Parti Tüzüğünde gösterilmesi öngörüldüğü halde
davalı Parti Tüzüğünün 11. maddesinin 1. fıkrasında (yeni üyelerin kimlik kartı
için ödeyecekleri bedel giriş ödentisi yerine geçer.) denilmiş ve giriş
aidatının miktarı gösterilmemiştir. Bu husus da Siyasi Partiler Kanunun 62/1.
maddesine aykırıdır.
15-
Davalı Parti Tüzüğünün grupta oylama başlıklı 50. maddesinin ikinci cümlesinde;
(... grup üyelerinden beşte birinin yazılı istemi olursa, bağlayıcı kararlar
için de gizli oylama yapılır.) kuralı öngörülmüştür.
2820
sayılı Siyasi Partiler Kanununun bu konuyu düzenleyen grupta gizli oylama
başlıklı 27. maddesinde; (... milletvekillerini bağlayıcı nitelikteki konulara
ilişkin kararların oylamaları, gizli oyla yapılır.) amir hükmü yer aldığından,
gizli oylama yapılmasının isteme bağlanması bu hükme aykırıdır.
SONUÇ
:
Demokratik
Sol Parti Tüzüğünün Anayasa'nın 69/5 ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun
9. maddeleri uyarınca yapılan inceleme ve değerlendirmesi sonunda :
Parti
Tüzüğünün, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun emredici hükümlerine aykırı
olan maddeleri yukarıda 15 bölüm halinde tesbit edilmiş ve bu hususların 2820
sayılı Siyasi Partiler Kanununun hangi maddelerine aykırı olarak düzenledikleri
de ayrı ayrı belirtilmiştir.
Davalı
Demokratik Sol Parti'nin Tüzüğünün bir örneği ekli olarak sunulmuş olup 2820
sayılı Kanunun 104. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, belirtilen konulardaki
aykırılıkların giderilmesi için ihtar kararı verilerek, bu kararın Demokratik
Sol Parti Genel Başkanlığına yazılı olarak bildirilmesi arz ve talep
olunur."
B-
İNCELEME :
Cumhuriyet
Başsavcılığının 12.12.1985 günlü, SP.17, Hz.1985/1613 sayılı başvuru yazısı ve
ekleri ile ilgili dosya incelendi :
Gereği
görüşülüp düşünüldü :
Demokratik
Sol Parti Tüzüğünün, Cumhuriyet Başsavcılığınca, Siyasi Partiler Kanunu'na
aykırı olduğu öne sürülen maddelerinin incelenmesine geçmeden önce, kimi üyeler
tarafından ortaya atılan usul sorunlarının karara bağlanması gerekmiştir.
Bunlar, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 9. maddesi hükmüne göre,
Cumhuriyet Başsavcılığınca, bir uyarıda bulunulmamasının aynı Kanunun 104.
maddesi gereğince ihtar istenmesine bir engel teşkil edip etmediği; ilgili
partiden savunma istenmesine yasal olanak bulunup bulunmadığı ve ilgililerin
sözlü açıklamalarının dinlenmesine gerek olup olmadığı hususlarıdır.
a)
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 9. maddesi hükmüne göre, Cumhuriyet
Başsavcılığınca yazılı bir uyarıda bulunulmamasının aynı Kanunun 104. maddesi
gereğince ihtar istenmesine bir engel teşkil etmediği ve işin istek
çerçevesinde karara bağlanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
b)
İncelenen konu, siyasi partinin kapatılması davası olmayıp, 22.4.1983 günlü,
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 104. maddesinin birinci fıkrası uyarınca
Cumhuriyet Başsavcılığınca istenen bir ihtar işlemidir. Bu tür işlerin
incelemesinin Anayasa'nın 149. maddesinin son fıkrası gereğince dosya üzerinde
yapılması zorunludur. İnceleme sırasında, gerekli görüldüğünde Anayasa
Mahkemesinin sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri çağırma yetkisinin
bulunduğu şüphesizdir.
Öte
yandan, 2820 sayılı Kanunun 98. maddesinde siyasi partilerin kapatılmasına
ilişkin davalarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun uygulanacağı buyruğu
karşısında, ihtar istemine ilişkin evrede, siyasi partinin savunma yapma
durumunda olduğundan söz edilemez.
Bu
nedenlerle, Demokratik Sol Parti'den savunma istenmesine yasal olanak
bulunmamaktadır.
c)
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, ilgililerin sözlü açıklamalarının
dinlenmesine de gerek görülmemiştir.
Muammer
Turan ve Mehmet Çınarlı bu görüşlere katılmamışlardır.
İşin
esasına gelince :
Demokratik
Sol Parti Tüzüğü'nün;
1-
Geçici 4. maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarının
incelenmesi :
Demokratik
Sol Parti Tüzüğünün "geçici örgütlenme" başlıklı geçici 4. maddesinin
birinci fıkrasında, ilk büyük kongreye kadar geçecek süre içinde, henüz
teşkilat kurulmamış il ve ilçelerde gerekli çalışma ve işlemlerin merkez karar
ve yönetim kurulunca yapılması; kanunlarla Tüzüğün il ve ilçe yönetim
kurullarına verdiği görev ve yetkilerin yine bu kurulca kullanılması
öngörülmüştür.
Bu
düzenleme ile ikinci fıkranın, ilk ilçe ve il kongreleri yapılıncaya kadar bu
kongrelerin hukuki varlığından doğacak sonuç ve yetkilerin gereklerinin büyük
kongre yetkisini haiz kurucular kurulunca yerine getirilmesine imkan veren
düzenleme ve dördüncü fıkranın merkez karar ve yönetim kurulunun köy ve mahalle
delege seçimlerini kendi gözetimi altında yaptırması ve ilçe kongrelerini
toplayarak bir ilin bu yolda üçte birden çok ilçesinde kurullar oluşturulması
halinde de il kongresini toplayabilmesini öngören; üçüncü fıkranın, il ve ilçe
kongrelerinin geçici kurullar bulunmadan merkez karar ve yönetim kurulunun
gözetiminde seçilecek köy ve mahalle delegelerince teşkil edilmesiyle il ve
ilçelerdeki kurulların oluşturulmasına imkan tanıyan hükümlerin, merkezin taşra
teşkilatı üzerinde hakimiyet kurmasına yol açacak nitelikte görülmüş ve
dolayısıyla 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun maddesinin ikinci fıkrasına
aykırı bulunmuştur.
Öte
yandan, Tüzüğün geçici 4. maddesinin söz konusu fıkraları, siyasi partilerin
teşkilâtlanmalarını düzenleyen Siyasi Partiler Kanununun 19., 20. maddelerinin
ve geçici 5. maddesinin (c) bendinin emredici kurallarına da aykırı
görülmüştür.
Birinci
ve ikinci fıkralar yönünden Muammer Turan ve Mahmut C. Cuhruk; üçüncü fıkra
yönünden Muammer Turan, Mehmet Çınarlı, Mahmut C. Cuhruk ve Servet Tüzün;
dördüncü fıkra yönünden ise, Muammer Turan, Mehmet Çınarlı ve Mahmut C. Cuhruk
bu görüşlere katılmamışlardır.
2-
Geçici 2. maddesinin ikinci fıkrasının incelenmesi :
B
fıkrada, "Kurucular kurulu, partinin kuruluş bildiriminde adları yazılı
kişilerle, onların seçtiği merkez karar ve yönetim kurulu ve merkez disiplin
kurulundan oluşur." denilerek kurulda genel başkan ile partili
milletvekillerine yer verilmemiştir. Söz konusu fıkra düzenlemesi, Siyasi
Partiler Kanunu'nun 14. maddesinin sekizinci fıkrasına açıkça aykırıdır.
Muammer
Turan bu görüşe katılmamıştır.
3-
Geçici 5. maddesinin ikinci fıkrasının incelenmesi :
Geçici
5. maddenin ilk fıkrasında, ilk kurucular toplantısının salt çoğunlukla
yapılacağı ifade edildikten sonra, ikinci fıkrasında daha sonra gerektiğinde
yapılacak kurucular kurulu toplantılarının açılışında salt çoğunluk aranacağı
öngörülmüş; ancak gecikmenin yasal sakınca doğuracağı durumlarda, salt çoğunluk
sağlanamazsa önceden duyurulacak gün, saat ve yerde, salt çoğunluk aranmaksızın
toplantı yapılabileceği kurala bağlanmıştır.
Böylece,
salt çoğunluk aranmadan toplantı yapılabilmesi, makul ve sıkı kayıtlara bağlı
tutulmuştur. Düzenleme bu niteliğiyle kurucular kurulu üyelerinin üyelik haklarını
kullanma olanağını engellemediğinden Siyasi Partiler Kanunu'nun 4. maddesinin
ikinci fıkrasında belirtilen demokrasi esaslarına aykırı bulunmamıştır.
Selahattin
Metin ve Adnan Kükner bu görüşe katılmamışlardır.
4-
Geçici 3. maddesinin dördüncü, sekizinci ve dokuzuncu fıkralarının incelenmesi
:
Geçici
3. maddenin dördüncü fıkrasının, "Merkez karar ve yönetim kurulu
başlangıçta 15 kişi olarak kurulabilir; ve kurucular kurulu gerekli gördüğünde
bu sayı 20'ye kadar çıkarılabilir." şeklindeki hükmü, Siyasi Partiler
Kanunu'nun 16. maddesinin, bu kurulun parti tüzüğünde gösterilen şekilde
kurulacağına ve kurulun üye sayısının onbeşten az olamayacağına ilişkin hükmüne
aykırı değildir.
Yine
Tüzüğün geçici 3. maddesinin sekizinci fıkrasında, il ve ilçe yönetim
kurullarının kurucular kurulu tarafından tüzükte belirtilen sayıdan az fakat
Siyasi Partiler Kanunu'nun 19. maddesinin dördüncü ve 20. maddesinin ikinci
fıkralarında gösterilen asgari sayılarda oluşturulması bu maddelerin emredici
hükümlerine aykırı olmadığı gibi, Tüzüğün geçici 3. maddesinin dokuzuncu
fıkrasının kurucular kurulunun gerekli gördüğü yerlerde disiplin kurullarını
tüzükte belirtilenden az sayıda oluşturup gerektiğinde tüzükte gösterilen
sayılara yükseltebilmesine imkan veren hükmü, disiplin kurullarının üye
sayılarını ve niteliklerini Parti tüzüklerine bırakan 2820 sayılı Kanun'un 19.
maddesine de aykırı bulunmamıştır.
Siyasi
Partiler Kanunu'nun 10. maddesinin (b) bendinde, Cumhuriyet Başsavcılığının her
siyasi parti için tuttuğu sicil dosyasında partilerin, merkez organları ile
teşkilat kurdukları il ve ilçelerin organlarında görev alanlar ile ilgili bilgi
ve belgelerin neler olduğu sayılmış, dördüncü fıkrada ise, siyasi partilerin
(b) bendindeki bilgi ve belgelerde yapılan değişiklikleri, değişiklik
tarihinden itibaren onbeş gün içinde Cumhuriyet Başsavcılığına gönderecekleri
belirtilmiştir. Aynı Kanunun 33. maddesinde, parti kongreleri hariç olmak
üzere, her kademedeki parti organlarıyla parti tüzüğünde belirtilen bir göreve
getirilenlerin adı, soyadı, künyesi, ikametgahları, nüfus cüzdan örnekleri gibi
bilgi ve belgelerin, o mahallin en büyük mülki amirine seçim veya atamadan
itibaren onbeş gün içinde yazıyla bildirileceği hususu düzenlenmiştir. Kanun bu
hükümleriyle, tüzükte gösterilen üye sayısına yükseltme ve parti organlarında
görevlendirmede parti yöneticilerine, onbeş gün içinde sözügeçen mercilere
yazılı bildirimde bulunmak yükümlülüğünü getirmiştir. Kanun böylece, parti
tüzüğünün geçici 3. maddesinin dördüncü, sekizinci ve dokuzuncu fıkralarındaki
düzenlemelere imkan tanımaktadır.
Bu
nedenlerle Tüzüğün geçici 3. maddesinin ihtar istemine konu olan fıkraları,
Kanunun anılan maddelerine de aykırı değildir.
5-
12. maddesinin birinci fıkrasının sekizinci paragrafının incelenmesi :
Cumhuriyet
Başsavcılığı, Demokratik Sol Parti Tüzüğünün yukarıda anılan maddesinde yer
alan ''üstlendikleri ödentileri süresinde öderler. Ödentilerini ödemedikçe
üyelik haklarını kullanamazlar." biçimindeki kuralın, üyenin partiden
geçici çıkarılma işlemi ile aynı sonucu doğuracağı gerekçesiyle Siyasi Partiler
Kanunu'nun 62. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı olduğunu öne sürmüştür.
Ancak
parti üyeliği kişilere, kanundan ve parti tüzüğünden doğan kimi haklar
sağladığı gibi, bazı yükümlülükler de yükler. Ödentilerin düzenli ödenmesi bu
yükümlülükler arasındadır. Ödentilerini ödemeyen üyenin üyelik haklarını
kullanamaması doğaldır. Bunu üyelikten geçici ihraç saymak mümkün değildir. Bu
nedenle, Siyasi Partiler Kanunu'nun 62 . maddesinin dördüncü fıkrasına aykırılık
bulunduğun ilişkin iddia yerinde görülmemiştir.
6-
15. maddesinin üçüncü fıkrasının incelenmesi :
Tüzüğün
bu hükmü ile, üyelikten çıkarma kararlarının, disiplin kurulları üye
tamsayısının oylarıyla oluşacağı öngörülmüştür.
Üyelikten
çıkarmayı güçleştiren bu düzenleme, 2820 sayılı Kanunun 55. maddesinin
"disiplin kurulları üye tamsayısının en az üçte iki çoğunluğuyla toplanır
ve hazır bulunanların çoğunluğuyla karar verir. Ancak 101. maddenin (d-1)
bendinde gösterilen haller dışında, partiden kesin çıkarma cezaları için üye
tamsayısının çoğunluğunun kararı gereklidir" şeklindeki emredici hükmüne
aykırıdır.
Muammer
Turan ve Mahmut C. Cuhruk bu görüşe katılmamışlardır.
7-
20. maddesinin altıncı fıkrasının incelenmesi :
Tüzüğün
olağanüstü toplantılarda, ancak genel başkanın gündeme önceden madde koyması
durumunda seçim yapılabilir yolundaki hükmü, parti yönetiminde, bir süre için
istikrarı sağlamak amacına yönelik bulunması nedeniyle Siyasi Partiler
Kanunu'na aykırı bulunmamıştır.
Yekta
Güngör Özden, Servet Tüzün, Mustafa Şahin ve Adnan Kükner bu görüşe
katılmamışlardır.
8-
29. maddesinin beşinci fıkrasının incelenmesi :
Anayasa'nın
68. maddesinin beşinci fıkrası, siyasi partilerin yurtdışında teşkilatlanıp
faaliyette bulunamayacaklarını belirtmiş; 2820 sayılı Kanun 7. maddesinde,
siyasi partilerin teşkilatının, merkez organları ile il ve ilçe teşkilatından
ve Türkiye Büyük Millet Meclisindeki parti grubundan ibaret olduğunu
açıkladıktan sonra, siyasi partilerin bunlar dışında herhangi bir yerde her
hangi bir ad altında teşkilat kuramayacaklarını hükme bağlamıştır.
Yurtdışında
kurulacak araştırma grupları teşkilat niteliğinde görüldüğünden söz konusu
hüküm, Anayasa'nın 68. ve Siyasi Partiler Kanunu'nun 7. maddelerine aykırı
bulunmuştur.
Orhan
Onar, Necdet Darıcıoğlu, Servet Tüzün, Mahmut C. Cuhruk ve Adnan Kükner bu
görüşe katılmamışlardır.
9-
32. maddesinin yirminci ve yirmiikinci fıkralarının incelenmesi :
Parti
tüzüğünün il ve ilçe kongrelerinin ortak kuralları başlıklı 32. maddesinin
yirminci fıkrasında : "Kongrelerde ilgili çağrı, ilçe seçim kurulu
başkanına, ilçede birden çok seçim kurulu varsa, ilçe birinci seçim kurulu
başkanına, toplantı gününden en az beş gün önce bildirilir...";
yirmiikinci fıkrasında da : "İl kongreleri için aynı belgeler, aynı süre
içinde, ilgili il seçim kurulu başkanına, il yönetim kurlunca verilir."
denilmiştir.
Bu
suretle Siyasi Partiler Kanunu'nun 21. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen
asgari onbeş günlük süre, beş güne indirilerek Kanunun bu hükmüne aykırı bir
düzenleme getirilmiş olmaktadır.
10-
56. maddesinin incelenmesi :
Milletvekili
aday adaylığı başlıklı 56. maddede, Siyasi Partiler Kanunu'nun 37. maddesine
paralel olarak, partilerde tüm üyelerin katılacağı önseçimde, her seçim
çevresinden seçilecek milletvekili sayısının iki katı aday adayı tesbit
olunacağı belirtildikten sonra adaylarda bulunması gereken şartlar
gösterilmiştir.
Parti
adaylarının tesbitinde, partilerin söz hakkı olması gerekir. Nitekim, adaylık
şartları tüzükte gösterilmiş ve tesbit olunan bu şartlarda demokrasi esaslarına
aykırı bir yön görülmemiştir.
11-
57. maddesinin son fıkrasının incelenmesi :
Bu
fıkradaki, "Bu ödentinin üst sınırı, milletvekili aylık ödeneğinin ve
yolluğunun net tutarını aşamaz" hükmü, Siyasi Partiler Kanunu'nun 64.
maddesinin, milletvekili aday adaylarından alınacak özel aidatın, milletvekili
ödeneğinin net bir aylık tutarını aşamayacağı yolundaki emredici kurala
aykırıdır.
12-
64. maddesinin incelenmesi :
Bu
madde de, Tüzüğün 56. maddesi dolayısıyla öne sürülen gerekçelerle 2820 sayılı
Siyasi Partiler Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı bulunmamıştır.
13-
69. maddesinin dördüncü fıkrasının incelenmesi :
Tüzüğün
bu maddesinde, sürekli eğitim esasları düzenlenmiştir.
Batı
demokrasilerinde partiler, fertlerin siyasi terbiye ve eğitim ocaklarıdır.
Seçimle gelinebilecek görevlerde, parti üyelerinin partinin politikası
doğrultusunda bilinçli bir şekilde çalışabilmesi için bazı niteliklere ve
bilgilere sahip olmasının aranması doğaldır.
Parti
yönetici kadrolarının seçiminde parti üyeleri arasında ayırım yapılmaması,
parti üyelerinin yöneticiler arasına girme bakımından eşit sansa sahip olmaları
gerekir. Ancak, tüzükte seçimle gelinebilecek yönetici kadrolarına girebilmek
için her üyeye parti içi eğitimden geçme hususunda fırsat eşitliği tanınmış
olduğundan, üyeler arasında eşitlik ilkesine ve dolayısıyla 2820 sayılı
Kanun'un 4. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı bir durum oluşturulmamıştır.
14-
81. maddesinin incelenmesi :
Siyasi
Partiler Kanunu'nun 53. maddesinin ikinci fıkrasının, "Disiplin
kurullarının vermeye yetkili oldukları disiplin cezaları ile hangi halde ne tür
disiplin cezaları verileceğinin parti tüzüğünde belli edilmesi
zorunludur." biçimindeki emredici kuralına uyulmamış ve tüzüğün sözkonusu
maddesinde disiplin suçları gösterildikten sonra, "bu parti suçlarından
herhangi biriyle ilgili olarak, suçun ölçüsüne, partiye verdiği zarara ve suçta
direnme unsuruna göre, en hafifinden en ağırına doğru, sırası ile aşağıdaki
cezalar verilir..." denilmekle yetinilmiştir.
15-
68. maddesinin incelenmesi :
Tüzüğün
bu maddesinde öngörülen mahalle veya köydeki üyeler arasından oluşturulacak
araştırma grupları Siyasi Partiler Kanunu'nun 7. maddesindeki örgütler
niteliğinde kabul edilemez.
Nitekim,
Tüzükte bu araştırma gruplarının çalışma esasları ayrıntılı olarak gösterilmiş
ve toplu çalışmalar için biraraya gelmelerin, örgüt niteliği ve görüntüsünü
edinmemesi ve yasalarda veya tüzükte belirli organlara tanınmış yetkilerin
devri biçimini almaması hususuna işaret edilmiştir. Bu itibarla madde
düzenlenmesinde Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı bir yön görülmemiştir.
H.
Semih Özmert, Yekta Güngör Özden, Mehmet Çınarlı, Selahattin Metin ve Mustafa
Şahin bu görüşe katılmamışlardır.
16-
11. maddesinin birinci fıkrasının incelenmesi :
Siyasi
Partiler Kanunu'nun 62. maddesinin birinci fıkrasında, parti üyelerinden
alınacak giriş aidatının miktarının parti tüzüğünde gösterileceği yolundaki
emredici hükme rağmen, giriş aidatı açıkça gösterilmemiş, Tüzüğün anılan
fıkrasında, "yeni üyelerin kimlik kartı için ödeyecekleri bedel, giriş
ödentisi yerine geçer" denilmekle yetinilmiştir.
17-
50. maddenin ikinci cümlesinin incelenmesi :
Grup
genel kurulunda bağlayıcı kararlar için gizli oylamayı, grup üyelerinin beşte
birinin bu yolda yazılı istemde bulunmasına bağlı tutan tüzük hükmü, Siyasi
Partiler Kanunu'nun 27. maddesinin, "Grup genel kurulunda seçimlere ait
oylamalar ile milletvekillerini bağlayıcı nitelikli konulara ilişkin kararların
oylamaları, gizli oyla yapılır" kuralına aykırı bulunmuştur.
Açıklanan
nedenlerle, Demokratik Sol Parti Tüzüğü'nün geçici 4. maddesinin birinci,
ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, geçici 2. maddesinin ikinci fıkrası, 15.
maddesinin üçüncü fıkrası, 29. maddesinin beşinci fıkrası, 32. maddesinin
yirminci ve yirmiikinci fıkraları, 57. maddesinin son fıkrası, 81. maddesi, 11.
maddesinin birinci fıkrası ve 50. maddesinin ikinci cümlesi Siyasi Partiler
Kanunu'na aykırı olduğundan, aykırılığın giderilmesi için Demokratik Sol
Parti'ye ihtarda bulunulmasına, Cumhuriyet Başsavcılığının, Tüzüğün öteki
hükümlerine yönelik ihtar istemlerinin reddine karar verilmelidir.
C- SONUÇ
:
I-
Siyasi Partiler Kanunu'nun 9. maddesinin Cumhuriyet Başsavcılığınca öncelikle
uygulanması gerekmediğine; Demokratik Sol Parti'nin savunmasının alınmasına ve
ilgililerin ihtar istemi konusunda dinlenmelerine yer olmadığına, Muammer Turan
ve Mehmet Çınarlı' nın karşıoyu ve oyçokluğuyla,
II-
Demokratik Sol Parti Tüzüğü'nün;
1-
Geçici 4. maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarının, Siyasi
Partiler Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasına, 19. maddesi ile 20.
maddesine ve geçici 5. maddesinin (c) fıkrasına aykırı olduğuna ve aykırılığın
giderilmesinin adıgeçen partiye ihtar edilmesine, birinci ve ikinci fıkralar
yönünden Muammer Turan ve Mahmut C. Cuhruk'un, üçüncü fıkra yönünden Muammer
Turan, Mehmet Çınarlı, Mahmut C. Cuhruk ve Servet Tüzün'ün; dördüncü fıkra
yönünden ise Muammer Turan Mehmet Çınarlı ve Mahmut C. Cuhruk'un karşıoyları ve
oyçokluğuyla,
2-
Geçici 2. maddesinin ikinci fıkrasının, Siyasi Partiler Kanununun 14.
maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı olduğuna ve aykırılığın giderilmesi için
Partiye ihtarda bulunulmasına, Muammer Turan'ın karşıoyu ve oyçokluğuyla,
3-
Geçici 5. maddesinin ikinci fıkrasının, Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı
olmadığına ve ihtar isteminin reddine, Selahattin Metin ve Adnan Kükner'in
karşıoyu ve oyçokluğuyla,
4-
Geçici 3. maddesinin dördüncü, sekizinci ve dokuzuncu fıkraların, Siyasi
Partiler Kanunu'na aykırı olmadığına ve ihtar isteminin reddine, oybirliğiyle,
5-
12. maddesinin birinci fıkrasının sekizinci paragrafının Siyasi Partiler
Kanunu'na aykırı olmadığına ve ihtar isteminin reddine, oybirliğiyle,
6-
15. maddesinin üçüncü fıkrasının, Siyasi Partiler Kanunu'nun 55. maddesine
aykırı olduğuna ve aykırılığın giderilmesinin Partiye ihtar edilmesine, Muammer
Turan ve Mahmut C. Cuhruk'un karşıoyu ve oyçokluğuyla,
7-
20. maddesinin altıncı fıkrasının, Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı olmadığına
ve ihtar isteminin reddine, Yekta Güngör Özden, Servet Tüzün, Mustafa Şahin ve
Adnan Kükner'in karşıoyu ve oyçokluğuyla,
8-
29. maddesinin beşinci fıkrasının, Anayasa'nın 68. ve Siyasi Partiler
Kanunu'nun 7. maddesine aykırı olduğuna ve aykırılığın giderilmesinin Partiye
ihtar verilmesine, Orhan Onar, Necdet Darıcıoğlu, Servet Tüzün, Mahmut C.
Cuhruk ve Adnan Kükner'in karşıoyu ve oyçokluğuyla,
9-
32. maddesinin yirminci ve yirmiikinci fıkralarının Siyasi Partiler Kanunu'nun
21. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğuna ve aykırılığın giderilmesinin
Parti'ye ihtar edilmesine, oybirliğiyle,
10-
56. maddesinin, Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı olmadığına ve ihtar isteminin
reddine, oybirliğiyle,
11-
57. maddesinin son fıkrasının, Siyasi Partiler Kanunu'nun 64. maddesine aykırı
olduğuna ve aykırılığın giderilmesinin Parti'ye ihtar edilmesine, oybirliğiyle,
12-
64. maddesinin, Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı olmadığına ve ihtar isteminin
reddine, oybirliğiyle,
13-
59. maddesinin dördüncü fıkrasının, Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı olmadığına
ve ihtar isteminin reddine, oybirliğiyle,
14-
81. maddesinin Siyasi Partiler Kanunu'nun 53. maddesinin ikinci fıkrasına
aykırı olduğuna ve aykırılığın giderilmesi için Partiye ihtarda bulunulmasına,
oybirliğiyle,
15-
68. maddesinin, Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı olmadığına ve ihtar isteminin
reddine, H. Semih Özmert, Yekta Güngör Özden, Mehmet Çınarlı, Selahattin Metin
ve Mustafa Şahin'in karşıoyu ve oyçokluğuyla,
16-
11. maddesinin birinci fıkrasının, Siyasi Partiler Kanunu'nun 62. maddesinin
birinci fıkrasına aykırı olduğuna ve aykırılığın giderilmesinin Partiye ihtar
edilmesine, oybirliğiyle,
17-
50. maddesinin ikinci cümlesinin, Siyasi Partiler Kanunu'nun 27. maddesine
aykırı olduğuna ve aykırılığın giderilmesi için Partiye ihtarda bulunulmasına
oybirliğiyle,
III-
Kararın, gereği için, Cumhuriyet Başsavcılığı ile Demokratik Sol Parti Genel
Başkanlığı'na tebliğine oybirliğiyle,
28.2.1986
gününde karar verildi.
|
Başkan
H. Semih
ÖZMERT
|
Başkanvekili
Orhan ONAR
|
Üye
Necdet
DARICIOĞLU
|
|
|
Üye
Yekta Güngör
ÖZDEN
|
Üye
Muammer TURAN
|
Üye
Mehmet ÇINARLI
|
|
|
Üye
Selahattin
METİN
|
Üye
Servet TÜZÜN
|
Üye
Mahmut C.
CUHRUK
|
|
|
Üye
Mustafa ŞAHİN
|
Üye
Adnan KÜKNER
|
|
|
|
|
|
KARŞIOY
YAZISI
Esas
Sayısı : 1985/2 (İhtar İstemi)
Karar
Sayısı : 1986/1
Üyelerden,
Yekta
Güngör ÖZDEN'in karşıoy gerekçesinin 2. maddesindeki görüşe katılıyorum.
"Adı
geçen siyasal parti tüzüğünün 68. maddesi uyarınca her sandık bölgesinde, her
mahalle ve her köyde üyeler arasında oluşturulacak araştırma grupları, Siyasi
Partiler Kanunu'nun 7. maddesinin öngördüğü organlar içinde düşünülemez.
Yapısı, amacı ve işlevleri tüzüğün sözü edilen maddesi içeriğiyle açıklanan bu
gruplar yasanın yasakladığı (mad.7/2) "... teşkilat..."
niteliğindedir. Örtülü organ biçimindeki bu yapının bir örgütten ayrılığı
yoktur. Yurttaşların, özellikle parti üyelerinin bilinçlenmesi için yapılması
doğal çalışmaları aşan çabaların aykırılığı açıktır."
KARŞIOY
GEREKÇEM
Esas
Sayısı : 1985/2 (İhtar İstemi)
Karar
Sayısı : 1986/1
Demokratik
Sol Parti Tüzüğünün Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı yönlerinin saptanarak
ihtarda bulunulmasına ilişkin kararın katılmaya olanak bulamadığım maddelerinde
kullandığım karşıoyların gerekçelerini aşağıda sırasıyla belirtiyorum :
1-
Tüzüğün 20. maddesinin altıncı fıkrası, olağanüstü toplantılarda gündeme seçim
maddesinin konulmasını genel başkanın öngörmesine bağlı tutmuştur. Bunun parti
içi düzen ve dengeyle ilgisi bulunmadığı gibi bu dengenin "bir
süre"yle sınırlı tutulması karardaki aykırılığı vurgulamaktadır. Parti içi
demokrasi, kişisel ya da organsal egemenlikle bağdaşamaz. Demokrasi, siyasal
partilerin içinde kurulamazsa ülkede gerçekleşemez. Siyasal partiler, demokrasi
okulu niteliğinde siyasal yaşamın vazgeçilmez ögeleridir. İşlevleri ve
konumları çok önemlidir. Ayrıca, genel başkanları genel kurulun istenci
(iradesi) üstünde güç sahibi kılmak, onun denetim dışı kalmasına varan
tehlikeli bir oluşumu getirir. Denge, düzen, uyum, barış, demokrasi, görüşlerin
uzlaşmasıyla kurulur, sağlanır, korunur ve güçlenir. Olağanüstü toplantı
gündemlerinde genelde "seçim" maddesinin bulunmaması düşünülebilir.
Ama, "seçim" in yalnız genel başkanın yetkisine bırakılması
bağlı-koşullu olmaktan ötede genel başkanı tek söz sahibi yapan sakıncalı bir
düzenlemedir. Yalnız "seçim" maddeli olağanüstü toplantılar olanaksız
kılınamaz.
2-
Adı geçen siyasal parti tüzüğünün 68. maddesi uyarınca her sandık bölgesinde,
her mahalle ve her köyde üyeler arasında oluşturulacak araştırma grupları,
Siyasi Partiler Kanunu'nun 7. maddesinin öngördüğü organlar içinde düşünülemez.
Yapısı, amacı ve işlevleri tüzüğün sözü edilen maddesi içeriğiyle açıklanan bu
gruplar yasanın yasakladığı (mad.7/2) "... teşkilat..."
niteliğindedir. Örtülü organ biçimindeki bu yapının bir örgütten ayrılığı yoktur.
Yurttaşların, özellikle parti üyelerinin bilinçlenmesi için yapılması doğal
çalışmaları aşan çabaların aykırılığı açıktır.
KARŞIOY
YAZISI
Esas
Sayısı : 1985/2 (İhtar İstemi)
Karar
Sayısı : 1986/1
Karar
Günü : 28.2.1986
I-
22.4.1983 günlü ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 14/8 maddesinde
milletvekilleri de Kurucular Kurulunun tabii üyeleri arasında sayıldığı halde
Demokratik Sol Parti Tüzüğünün geçici 2. maddesinde Kurucular Kurulunu
oluşturanlar arasında milletvekillerinin yazılmaması kanuna aykırılık değil,
eksiklik teşkil etmektedir. Tüzük hükmü, kanun gereğince Kurucular Kuruluna
milletvekillerinin, katılmasına mani değildir.
II-
DSP, bütün merkez, il ve ilçe teşkilatı ile birlikte tek bir tüzelkişidir. Bu
nedenle kişiler arasındaki ilişkiler ve "demokrasi esasları" ile aynı
kişinin (partinin) organları ve teşkilatı arasındaki ilişki ve demokrasi
esaslarının birbirinden çok farklı olması doğaldır, zaruridir. "Siyasi
Partilerin kuruluşu, organlarının seçimi, işleyişi, faaliyetleri ve kararları
Anayasada nitelikleri belirtilen demokrasi esaslarına aykırı olamaz"
şeklindeki kanun hükmüne mana verilirken, kişilerle parti organları ve
teşkilatı arasındaki bu önemli farkı gözden uzak tutmamak gerekir. Aynı parti
içinde demokrasi esasları kadar disiplin ve düzene de riayet edilmesi şarttır;
askeri teşkilat ve idari teşkilat içindeki kadar sıkı olması da parti içinde de
belirli bir ölçüde hiyerarşiye ihtiyaç vardır.
Kanunun
il ve ilçe teşkilatı kuruluşuna ait hem 19 uncu hem de 20 nci maddelerindeki
"geçici yönetim kurulunun nasıl oluşturulacağı parti tüzüğünde
gösterilir" denilmektedir. Bu hükümlere dayanılarak DSP Tüzüğünün geçici 3
üncü maddesindeki "il ve ilçe kongreleri yapılıncaya kadar görevli ve yetkili
olmak üzere il ve ilçe birimlerinin yönetim ve disiplin kurulları, kurucular
kurulunca uygun görülecek yönetim içinde oluşturulur" kuralına yer
verilmiştir.
Hemen
her partide olduğu gibi, DSP'nin de henüz teşkilatı kurulmamış il ve ilçelerde
(kurulduktan sonra o il ve ilçe kongrelerinin seçeceği) başkan ve yönetim
kurulu üyelerinin merkez karar ve yönetim kurulunca belirtilmesi çoğunlukça da
doğal sayılmakta; demokrasiye, hukuk ve kanuna uy uygun görülmektedir. Bu, en
önemli görev ve yetkiye nazaran, tüzüğün, "Geçici örgütlenme"
başlıklı geçici 1 inci maddesi ile; daha tali derecedeki "çalışmalar ve
işlemler" ve "yasalar ve tüzüğün il ve ilçe yönetim kurullarına
verdiği görev ve yetkiler" in, "örgütlenme hazırlıklarının kurul
oluşturmak bakımından yeterli düzeye henüz erişemediği il veya ilçeler varsa,
ilk büyük kongreye kadar geçecek süre içinde, o il ve ilçelerde geçici olarak
merkez karar ve yönetim kurulunca kullanıl"masının ve "ilk ilçe ve il
kongreleri yapılıncaya kadar bu kongrelerin yetkilerinin kurucular kurulunca
yerine getirilmesi"nin öngörülmesi demokrasi, hukuk ve kanuna aykırılık
oluşturmamaktadır.
Kanunun,
yine 20 nci maddesinde: "parti tüzüğünde, münhasıran delege seçimi
işlemlerini yürütmek üzere köy ve mahallelerdeki üyelerden birinin
görevlendirilmesi öngörülebilir.
Delege
seçimiyle ilgili diğer hususlar parti tüzüğünde gösterilir" hükümleri
bulunmaktadır. Bu hükümlere dayanılarak Tüzüğün geçici 4 üncü maddesinde:
"Kurulların doğrudan doğruya kongrelerce oluşturulmasına karar verilen
durumlarda üye sayısı yeterli düzeyi bulunca, merkez karar ve yönetim kurulu,
köy ve mahalle delege seçimlerini, kendi gözetimi altında yaptırır ve ilçe
kongrelerini toplar" denilmesinde de demokrasi, hukuk ve yasaya aykırılık
görmekteyim.
III-
Kanunun 55 inci maddesindeki: "Partiden kesin çıkarma cezaları için üye
tam sayısının çoğunluğunun kararı gerekir" hükmü, bir üyenin partiden
çıkarılabilmesi için asgari miktarı (karar nisabını) göstermektedir. Kanunun bu
hükmü, üyenin partiden çıkarılabilmesi için daha yüksek karar nisabı konmasına
mani değildir. Bu nedenle Tüzüğün 15 inci maddesindeki : "Üyelikten
çıkarma kararı disiplin kurullarının üye tam sayısının oyları ile olur"
kuralını da yasa ve hukuka aykırı görmedim.
Başlıca
bu nedenlerle, DSP Tüzüğünün 15/3, geçici 2 ve geçici 4 üncü maddelerinin
kaldırılması veya değiştirilmesi içinde DSP'ye ihtar yapılması yolundaki
çoğunluk kararına katılmıyorum.